Türkiye’nin 10 ilini sarsan depremlerin üzerinden 12 gün geçmişken Dayanışma Gönüllüleri, en çok etkilenen illerden olan Hatay’ın İskenderun ilçesinde depremin yarattığı yıkımı azaltmak için çalışıyor.

İskenderun’da büyük dayanışma
Fotoğraf: BirGün

BirGün EGE

Merkez üssü Maraş olan depremlerden en çok etkilenen kentlerin başında Hatay geliyor. İskenderun’da Dayanışma Gönüllüleri ve SOL Parti İzmir İl Örgütü gönüllü olarak bölgede çalışmalarını sürdürüyor.


Dayanışma Gönüllüleri adına bölgeye giden Jeoloji Mühendisliği son sınıf öğrencisi Deniz Özçelik, geldiği ilk gün kargaşa hali olduğunu ve ne devlet ne de kurumlar tarafından organizasyon sağlanamadığını vurgulayarak, “İlk gün bu kargaşayı önlemeye yönelik hamlelerde bulunduk. İkinci gün burada mutfak kurma hedefimiz vardı. İlk günün sonunda diğer kentlerde bulunan arkadaşlarımızın çabalarıyla ihtiyacımız olan eşyalarımız geldi. Alanın düzenlenmesini sağladık. İkinci gün sabah erken saatlerde mutfağımızı kurduk ve iletişim masası oluşturduk. Bu iletişim masası ile insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik girişimlerimiz oldu ve büyük kısmını tedarik ettik. Bunları da araçlar vasıtasıyla mahallelere, köylere ulaştırdık” ifadelerini kullanarak alandaki çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Özçelik, “Günde 3 öğün sıcak yemek çıkarma kapasitemiz var. Sabahları sıcak çorba çıkarıyoruz ve dayanışma noktalarında insanlara temin ediyoruz. Aynı zamanda araçlarla da mahallelere ve civar köylere ulaştırıyoruz. Sabah öğünün yanında öğlen ve akşam olmak üzere iki öğün daha yemek çıkartıyoruz. Bunların da ulaşımını aynı şekilde sağlıyoruz. Bunun yanı sıra iletişim masamız artık sistemleşti. Yurttaşlar nereyle iletişim kurması gerektiğinin ve bu işi sahiplenen, halkımızın yaralarını sarmak için uğraşan insanların kimler olduğunun farkında. Herhangi bir eksiklikte bize geliyorlar” diyerek insanüstü bir çabayla eksiklikleri gidererek yurttaşlara ulaştırdıklarının altını çizdi.

“Bir jeoloji mühendisi adayı olarak söylemeliyim ki Türkiye’nin bir deprem coğrafyası olduğunu herkes bilir. Ne yazık ki mevcut iktidar da bunu bilmesine rağmen müteahhit dostlarının kâr hırsı sebebiyle insanlarımız için kentlere devasa mezarlıklar inşa ettiler. Müteahhitler iktidarı insanı sadece maddi kazanç kaynağı olarak görüyor. Depremin sonucunun bu kadar ağır olmasının, yıkımın bu denli büyük olmasının sebebi budur” diyen Özçelik, yıkımın etkileri ortadan tamamen kalkana kadar Dayanışma Gönüllüleri olarak yurttaşlarla dayanışma içinde bulunacağını belirtti.

‘İNSANLAR BİR YUDUM ÇORBAYA HASRETTİ’

Dayanışma Gönüllüleri’nden Halil Ertunç, “10 ilde 13 milyon insanın etkilendiği bir mağduriyet yaşanıyor bu bölgede. Biz de Dayanışma Kooperatifi etrafında örgütledik. Gönüllüler, bu bölgede yaşanan drama karşı ne yapabiliriz çerçevesinde bu bölgeye hızla gelmeyi talep ettiler. Biz de bu örgütlenmenin bir parçası olmak istedik. Burada kış olması sebebiyle ısınma için soba, gıda ve kurtarma ekiplerinden de oluşan bir örgütlenmeye girdik. Yola 1 otobüs ve 4 özel araçla çıktık. Arama kurtarma ekibinin teçhizatıyla birlikte geldik. Burada merkezdeki arkadaşlarımızın yönlendirmesiyle İskenderun’da konuşlandık. Buraya geldiğimizde hayat çok kötü bir noktadaydı. Enkaz ve bir yığın mağduriyet vardı. İnsanlar bir yudum sıcak çorbaya hasretti. Burada sıcak çorba, yemek hizmeti veriyoruz” dedi.

Gönüllü olarak İskenderun’a gelen ve yurttaşlara revir kurmak için çalışmalarını sürdüren sağlık emekçisi Tülay Kızıl, “Buraya ilk geldiğimizde burada ilaçların olduğu bir oda vardı fakat revir gibi bir alan yoktu. Gönüllü doktorumuzla birlikte burada bir revir oluşturduk. Var olan teçhizatla, sonradan gelen sağlık araçları ve ilaçlarla burayı düzene soktuk. İlk başlarda çok fazla insan gelmiyordu fakat duyuldukça insanlar buraya akın akın sağlık hizmeti almak için geldiler. Bölgede uyuz hastalığı başladı. Önce bir ailede, daha sonra aynı çadırda kalan üç farklı kişide uyuz tespiti yaptık. İshal ve kusma gibi şikâyetlerle de karşılaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından yeterli sağlık çalışmasının yürütülmediği de ortada. İnsanlar kendi hallerine terkedilmiş durumdalar. Psikolojiler zaten çok bozuk. Çocukların durumu ortada, herkesin yüzünden umutsuzluk okunuyor. Reviri elimizden geldiğince eksikliklerini kapatarak büyütmeye çalışıyoruz. Yakın zamanda buraya bir konteyner gelecek, sağlık hizmetlerini ne kadar büyütebilirsek buradaki insanlara o kadar yardım edebiliriz” dedi.