"İstanbul Sözleşmesi ile gurur duymalısınız"

Didem MERCAN

Amacı kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına yönelik şiddeti önlemek olan İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tartışmalar devam ediyor. İskoç Ulusal Partisi (SNP) Gordon Bölgesi Milletvekili Richard Thomson ile Banff ve Buchan Bölgesi’nden 2010 - 2017 yılları arasında İskoç Ulusal Parti milletvekilliği ve partisinin Westminster sözcülüğünü yapan Dr. Eilidh Whiteford, bu tartışmaları BirGün’e değerlendirdi.

‘TÜRK HÜKÜMETİNE ÇAĞRIMDIR’

Birleşik Krallık, sözleşmeyi imzalayan ancak onaylamayan ülkeler arasında. İstanbul Sözleşmesi’nin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi açısından son derece önemli olduğunu belirten Thomson, ‘İngiltere’nin sözleşmeyi henüz onaylamaması büyük bir hayal kırıklığı yarattı; ancak gerçek şu ki, İngiltere birçok bakımdan anlaşma gerekliliklerinin ötesine geçen yasal ve korumacı politikalar sağlıyor. Bununla birlikte, herhangi bir devletin İstanbul Sözleşmesi’nden tamamen çekilmesi, kadınların temel haklarına saygı gösterme ve şiddet ile yıldırmadan korunması taahhüdünde kaydadeğer bir şüphe doğuracaktır’ dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin, dünyanın herhangi bir yerindeki kadınların hükümetlerinden beklemeleri gereken yasal ve politik haklar için bir ölçüt belirlediğinin altını çizen Thomson, “İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukuka dahil edilmesi, erkeklerin ve kadınların eşit ve saygılı yaşayabilecekleri modern ve uygar bir toplumun temel ilkesi olmalıdır. İstanbul Sözleşmesi tüm ülkelerin istediği bir standart olmalı. Dünyada sözleşmeyi ilk kabul eden Türk Hükümeti’ni, sözleşmeden gurur duymaya, iç hukuk ve politikanın her alanında onu korumaya yönelik aktif bir taahhütte bulunmaya davet ediyorum’’ dedi.

LGBTİ+ HAKLARINI GÜÇLENDİREBİLİR

İstanbul Sözleşmesi’nin onaylaması için 2017 yılında çalışmalarda bulunan Dr. Whiteford ise İngiltere’nin neden sözleşmeyi onaylamadığına ilişkin şunları söyledi: “Bana göre gittikçe daha izole bir yaklaşım benimseyen Birleşik Krallık ile uluslararası işbirliği için zor zamanlar. Brexit için yapılan düzenlemeler nedeniyle birçok önemli konunun gündeme getirilmesi için zaman gerekiyor. Bu konular mevcut hükümet için büyük bir öncelik değil.”

İngiltere’deki mevcut anayasal düzenlemeler uyarınca, İskoçya’nın (henüz) egemen bir devlet olmadığı için İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalara girmesinin mümkün olmadığını belirten Dr. Whiteford, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi tartışmalarını ise şöyle değerlendirdi: ‘‘Kadınlara yönelik şiddetin tüm milletlerden, etnik kökenlerden, yaşlardan ve sosyal sınıflardan (bazılarının diğerlerinden daha yüksek risk altında olmasına rağmen) insanları etkilediğini biliyorum. Türk vatandaşı olan istismar mağdurlarıyla daha önce tanıştığımdan, Türkiye’nin de küresel kadın sorunlarından muaf olmadığını maalesef biliyorum.”

Aile içi istismar ve cinsel şiddetin LGBTİ+’ları da etkilediğine dikkat çeken Dr. Whiteford, “Her insanın onurunun ve haklarının yasalarla korunması çok önemlidir. LGBTİ+ toplulukların sosyal kabul görmeye çalıştıkları veya azınlıklara ilişkin yasal korumaların nispeten zayıf olduğu ülkelerde, İstanbul Sözleşmesi gibi antlaşmalar yasal korumaları güçlendirmeye yardımcı olabilir ve uluslararası insan haklarının sürdürülebilmesini desteklemek için dış inceleme önerebilir’’ diye konuştu.