Kamu hizmetlerine ilişkin bilgi edinme hakkı günümüzde önemi giderek artan yurttaşlık haklarından biridir. Kamu kurum ve kuruluşları yaptıkları faaliyetlere ilişkin kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmek ve yurttaşlardan bu yönde gelecek talepleri karşılamak zorundadır. Nitekim bilgi edinme hakkını güvence altına almak üzere Bilgi Edinme Kanunu kabul edildi. Bilgi edinme hakkı kamu hizmetinin denetiminin önemli bir aracıdır. Dahası […]

İŞKUR VE SGK bilgi edinme hakkını savsaklıyor

Kamu hizmetlerine ilişkin bilgi edinme hakkı günümüzde önemi giderek artan yurttaşlık haklarından biridir. Kamu kurum ve kuruluşları yaptıkları faaliyetlere ilişkin kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmek ve yurttaşlardan bu yönde gelecek talepleri karşılamak zorundadır. Nitekim bilgi edinme hakkını güvence altına almak üzere Bilgi Edinme Kanunu kabul edildi.

Bilgi edinme hakkı kamu hizmetinin denetiminin önemli bir aracıdır. Dahası bazı kamu kurumları, özellikleri gereği düzenli bilgi üretmek ve yayımlamak zorundadır. TÜİK, İŞKUR, SGK ve Merkez Bankası bunlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Bilgi yayımlamada özensizlik

Kamu kurumları faaliyetlerine ilişkin verileri belirli bir düzen ve sistematik içinde kamuoyuna sunmak durumundadır. Nitekim TÜİK, veri açıklama takvimine hassasiyetle uymakta ve önceden ilan ettiği şekilde verileri zamanında yayımlamaktadır. Ancak İŞKUR ve SGK’nin veri yayımlama sürecinde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Önceden açıklanan tarihlerde veriler açıklanmadığı gibi, açıklanan veriler bir açıklama yapılmadan yayından kaldırılmaktadır.

SGK, 2017 yılında ocak, şubat ve mart aylarına ait sigortalı istatistiklerini haziran ayında dahi açıklamamıştı. SGK’nin 2017’nin ilk aylarına ait istatistikleri hiçbir açıklama yapılmaksızın aylar sonra açıklanmıştı. Şimdi benzer bir uygulama İŞKUR tarafından yapılmaktadır.

Şubat 2019 İŞKUR İstatistik Bülteni, 14 Mart 2019 tarihinde kurumsal internet sitesinde yayımladıktan kısa bir süre sonra tam olarak anlaşılmayan bir nedenle yayından kaldırdı ve halen yerine koymadı. İŞKUR Ocak 2019 İstatistik Bülteni’nde yer alan duyuruya göre, 11 Mart 2019’da yayımlanması gereken Şubat 2019 İstatistik Bülteni halen İŞKUR internet sitesinde yer almıyor.

Bilgi edinme hakkı konusunda yaşanan bir diğer keyfilik ise kamu kurumlarının bazı bilgi taleplerini adeta otomatik bir mesajla reddetmeleridir: “Talep ettiğiniz bilgi özel bir çalışmayı gerektireceğinden Bilgi Edinme Kanunu’nun 7. maddesine istinaden verilememektedir.” İşin ilginç yanı, bazı kamu kurumları esas faaliyet alanları kapsamında derledikleri ve dijital ortamda bulunan bilgileri paylaşmaktan kaçınmaktadır. Akademik çalışma ve araştırma alanlarım gereği yaptığım üç ayrı bilgi talebi başvurusu, bu bilgilerin tek kaynağı olan SGK tarafından reddedildi. İşte SGK’nin bilgi vermeyi reddettiği başvurularım:

Bilgi edinme hakkının ihlali

Taşeron işçi sayısına ilişkin bilgi talebi: “Derslerimde ve yaptığım araştırmalarda kullanmak üzere, alt işverenler (taşeron şirketler) tarafından yıl bazında çalıştırılan ve bildirimi yapılan sigortalı işçi sayısının 2000 yılından bu yana kamu-özel ve kadın-erkek ayrımına göre gelişimine ilişkin bilgi edinmek istiyorum.”

Cevap: (SGK Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanlığı, 6 Temmuz 2017). “Bilgi edinme başvurunuzda yer alan hususlar özel bir çalışma gerektireceğinden Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 7.maddesine istinaden verilememektedir.”

İşten çıkış kodlarına ilişkin bilgi talebi: “Bir akademik çalışmada kullanmak üzere, Sosyal Güvenlik Kurumu’na 2015 ve 2016 yıllarında verilen işten çıkış bildirgelerinin toplam sayılarını ve işten çıkış kodlarına göre dağılımı öğrenmek istiyorum.”

Cevap: (SGK Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanlığı, 20 Haziran 2017). “İstenilen 2015-2016 döneminde çıkış kodlarına göre işten çıkış bildirgeleri toplamı, özel bir çalışma gerektireceğinden Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 7.maddesine istinaden verilememektedir.”

Oysa bu bilgi SGK’nin rutin işlerinden biridir. Bu verilerin elektronik ortamda SGK’nin elinde olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Yapılması gereken iş, konuyla ilgili uzmanın birkaç dakikasını alacaktır.

Emekli aylık aralıklarına ilişkin bilgi talebi: “Vermekte olduğum dersler ve akademik çalışmalarımda kullanmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aylık ve gelir alanların aylık ve gelir türlerine ve aylık aralıklarına göre dağılımına ilişkin bilgilere ihtiyaç duyuyorum.” Bu bilgi talebi Türkiye’de emeklilerin aylık düzeyini, asgari ücret altında aylık alan emeklilerin sayısının ne olduğunu ortaya koyacaktı. 

Cevap: (SGK Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanlığı, 8 Mart 2019) “Sosyal Güvenlik Kurumundan aylık ve gelir alanların aylık ve gelir türlerine göre sayıları, Kurumun www.sgk.gov.tr internet sitesinde istatistik menüsünde yayımlanan SGK Aylık İstatistik Bültenlerinde yer almaktadır. Aylık aralıklarına göre dağılımları ise özel bir çalışma gerektireceğinden Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 7. maddesine istinaden verilememektedir.”

Ayıplı kamu hizmeti

Yanıt oldukça ilginç. SGK aylık ve gelir türlerine göre ortalama aylıkları web sitesinde yayımlıyor; ancak “Aylık aralıklarına ilişkin bilgiyi hazırlamak özel bir çalışma gerektiriyor” diyor. Oysa bu bilgiyi hazırlamanın zor olmadığı ve hatta SGK’nin elinde bu şekilde hazır bilgi olduğunu söylemek mümkün. Nitekim emekli aylık aralıklarına ilişkin bilgi 8 Haziran 2018 tarihli BirGün’de Nurcan Gökdemir tarafından hazırlanan haberde yer aldı ve SGK bu haberde yer alan tabloyu yalanlamadı. Haziran 2018 itibariyle SGK’de olan bilginin Mart 2019’da olmaması düşünülemez.

Kamu kurumlarının rutin faaliyetleriyle ilgili ve ellerinde var olan verileri bilgi edinme hakkını ihlal ederek vermemeleri iki şeye delalet edebilir: Birincisi bazı kamu kurumlarında bilgi üretimi konusunda ehliyetsizlik ve yetersizlik olması. Bu durum ayıplı kamu hizmeti anlamına gelir.  Diğeri ise durumdan vazife çıkartılarak var olan bilginin “konjonktürel hassasiyetler” nedeniyle verilmemesi. Her ikisi de kamu görevinin savsaklanması ve bilgi edinme hakkının ihlali anlamına gelir.

SGK ve İŞKUR’u sahip oldukları verileri düzenli olarak kamuoyuna açıklamaya ve talep halinde bahane üretmeden ilgilisi ile paylaşmaya çağırıyorum.  Bu iki kurumun bilgi paylaşımı konusundaki özensizliği bir yandan bilgi edinme hakkının ihlali anlamına gelirken, diğer yandan ilgili konularda bilimsel araştırma yapılmasını zora sokmaktadır.