Değerli savcılar, sayın Saray sakinleri başlığa bakıp zıplamayın rica edeceğim. İfade bana ait değil. Birkaç gün önceki bir TRT programından alınma.

Zaten ben şu sıralarda Saray’a laf atmak da neymiş! Kendilerinden bir memnunum, o kadar olur!

Borsa rekor kırdı hanımefendiler, beyefendiler. Benim (dolar mıydı, lira mı) hisse senetlerim de kim bilir ne oldu. Finans danışmanım annemin öğüdüyle bankada faize yatırdığım 150 milyon dolar da -Allah’ın lütfu işte- arttıkça arttı.

Anlayacağınız biz paradan para kazananlar için işler tıkır tıkır. Yüzüm gülüyor sayelerinde.

Hele Adalet Yürüyüşü’ne ve tepkilere falan baktıkça ben bir gül bir gül!

İzmit yakınlarında bir grup genç, örneğin… Yumruklarını sıkmış, Kılıçdaroğlu ve yürüyüşçülere hakaret ediyor. Biri de el kol hareketi yapmaz mı… Canım ya!

O saatte oralarda olduklarına göre muhtemelen işsizler! Veya borsada, bankada benim gibi yüzünde güller açan patronları izinli / görevli saymış da gelmişler.

Yoksullukları gazete sayfalarındaki fotoğraflarından bile akıyor. Ama onlar, DEVLETİN BEKASI İÇİN koşup gelmişler. ADALETE KOL İŞARETİ çekiyorlar.

• • •

Sahi, bugünlerde şu DEVLETİN BEKASI sloganını ne çok duyuyoruz. CNN Türk’te bir program, programda genç bir kadın (üstelik) avukat, Adalet Yürüyüşü’ne itiraz ediyordu. “Devletin bekası için mücadele verdiğimiz bir dönemde böyle şeyler olur muymuş.”

Olmaz tabii! Olmaz da, bilen var mı devletin başına ne geldiğini?

Ben bakıyorum bakıyorum, içerdeki toz duman bir yana, dışarılarda şunu görüyorum:

» ABD ile aramız, onlar için Kore’de öldüğümüzden bu yana olmadığı kadar kötü.

» Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de özellikle gazetecilere, aydınlara, siyasilere yapılanlara bakıp “AB’nin Türkiye ile müzakerelere durdurulsun” dedi. AB’nin hemen her ülkesiyle zaten ayrı ayrı bozuğuz.

» Kardeş Esad düşman Esed olduğundan beri bölge yangın yeri. Mebzul miktardaki körükle elimizden geleni yaptık. Kore’den sonra Suriye topraklarında da öldük.

» Derken, bunca fedakârlığa rağmen bir de Katar yüzünden Suudi Arabistan kardeşimiz / canımız / ciğerimizle düşman oluverdik!

» Yetmedi, Müslüman Kardeşler’e sahip çıktığımız için Katar’dan sonra sıra bizde diye yüreğimiz ağzımıza geldi.

» Suudi Arabistan, Mısır, BAE falan derken, bölge coğrafyasında “istenmeyen komşu” ilan edildik. Ve sıkıntı ekonomiye de sıçradı. İnşaat sektörü “Katar krizi bize yakabilir” diye rapor verdi. Dünya Gazetesi, “bölgede Türk Malı’na karşı direnç başladı” diye manşet attı.

• • •

Bakıyorum bakıyorum, devletin bekası meselesi hakikaten ciddi bir mesele... Ama, acaba sebebi ne? Sorumlu kim?

CHP desem, ne iç ne de dış politikada fikrini sorup bilgi veren var.

Solcular desem, keşke o kadar gücümüz olsa. Nerdeeee!

Ortada gazeteci, yazar, akademisyen de bırakmadılar...

FETÖ desem... Yok demeyeyim! Bu politikalardan FETÖ sorumluysa iktidar uyuyor, hatta “haplanmış” demektir.

Peki, sorumlu kim arkadaşlar? Devletin bekasını kim rahatsız ediyor?

Yanıt, hiç beklemediğim bir yerden geldi.

Cumhurbaşkanı’nın (kim bilir kaç) başdanışmanlarından Savaş Şafak Barkçin, TRT’de bir programa katıldı.

“İSLAM ÂLEMİNİN TEMEL SORUNLARI” başlıklı bir sunum ile, sorunları / sorumluları tek tek sıraladı:

- Aşağılık kompleksi

- Ölçüsüzlük

- Akılsızlık

- Fikirsizlik

- İlkesizlik

- Köksüzlük

- Yönsüzlük

Programın sunucusu ben olsaydım, “AKILSIZLIK” maddesinden sonra “yeter saymayın artık” derdim. Hani, savaşın neden kaybedildiğini rapor eden komutana, söze “cephane bitti” diye başlayınca “gerisini söylemesen de olur” denmesi gibi..

• • •

Günahını almayalım! Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü mezunu... Washington Johns Hopkins Üniversitesi, SAIS okulundan master derecesi sahibi Başdanışman, TÜRKİYE’DEN DEĞİL İSLAM COĞRAFYASI’NDAN BAHSEDİYOR.

O’na göre, Osmanlı tüm Müslümanların son siyasi temsilcisiydi. Osmanlı parçalandıktan sonra Müslümanlar darmadağın oldu. Şimdi tek çare, YENİ OSMANLI. Elbette RTE’nin reisliğinde!

Beyefendi Boğaziçi’nde, Johns Hopkins’te nasıl okudu, bilmiyorum. Ama diplomalarını çekmeceye kaldırmalı. Adalet Yürüyüşü’ne el-kol hareketi çeken muhtemelen diplomasız gençten (kazancı dışında!) bir farkı yok zira.

» YENİ OSMANLI’nın hayal bile olmadığını görmüyor. Ne yani, yeniden fethe çıkıp “İslam Alemini” döve döve kucağımıza mı oturtacağız!

» Ekonomi, adalet, eğitim, kültür-sanat... Ülkenin teğelleri söküldü Beyefendi! Parça parça ettiniz. Yeniden bir araya getirecek kılavuzunuz da yok.

» Mezhepçi İslam’ı kılavuz sanıyorsunuz galiba. Ama olabilseydi, bugüne kadar herhangi bir ülkede saydığınız sorunlar çözülmüş olurdu.

» Size danışanlar, bugüne kadar mirasyedi gibi ülkenin varlıklarını satıp savdılar. İktidarları için yediler, yedirdiler. Ve artık sona geldiler. Sanayi duraklama devrinde. Tarım ve hayvancılık ise çoktandır çöküş dönemi yaşıyor. Tıpkı Osmanlınız gibi!

Gerçekten de, AKIL ve onu kullanmamızı sağlayacak FİKİR olmadan işler zor. Muhteşem bir Yüzyıl’a yelken açtığınızı zannederken, kendinizi tarihin çöplüğünde buluverirsiniz.

Adalet Yürüyüşü, bileşenleri / talepleri / sosyolojisi ile bunun “müjdesini” vermiyor mu!

Not: Annemin finans danışmanım olduğu şaka değil. Ancak, danışmanlığı bizim ölçülerimizde tabii! Zira bankada 7 bin doları var diye kendisini zengin zanneder. Bana da sık sık “paranı dolara yatır” diye nasihatte bulunur. “Param yok anne” diye hatırlattığımda da “canım ben de olduğu zaman yatır diyorum” der. “İnşallah” derim. Bir iki dakikalığına mutlu oluruz!