Yapılan bir araştırmaya göre bu yıl kitlesel silahlı saldırılar sonucu ABD’de 307 kişi ölmüş. Bu eylemlerin faillerinin çoğu da sanıldığı gibi, Müslüman değil, Hristiyan, beyaz tipler

İslamofobik ABD’li ‘Beyaz Şiddeti’ görmüyor

ABD’de meydana gelen her şiddet olayının ardından İslam adına eylem yaptığını söyleyenler çıkıyor değil. Son birkaç aydır adı geçen ülkede yaşanan saldırıların faillerinin beyazlar olduğu görülüyor. Bunun yeni bir olgu olduğu söylenemez. Önceki gün Teksas eyaletinde yaşanan kilise baskını bunun son örneği. 26 yaşında bir beyaz olduğu açıklanan Devin P. Kelley adlı saldırgan, derdi neyse, bastığı kilisede yaşları 5 ile 72 arasında değişen 27 kişiyi öldürüp, bir o kadar kişiyi de yaraladı. Daha sonra aracında ölü bulunmuş katil. Vahşeti neden işlediği konusunda şimdilik bir bilgi yok.

Açıklamalardan, saldırı sırasında tamamen siyahlara büründüğü, üzerinde bir de hücum yeleği olduğunu öğrendik manyağın. Bu kıyafetlere bürünmesinden eylemine özel anlamlar yüklediğini anlamak zor değil.

Yapılan bir araştırmaya göre bu yıl kitlesel silahlı saldırılar sonucu ABD’de 307 kişi ölmüş. Bu eylemlerin faillerinin çoğu da sanıldığı gibi (öyle sanılıyor malum), Müslüman değil, Hıristiyan, beyaz tipler. Çoğu sağcı, aşırı dindar, bir kısmı topluma çeşitli nedenlerle öfke duyan, öfkesini de masumlardan çıkaran manyaklar. Bazıları ideolojik motiflerle kanlı eylemlere imza atıyorlar. Ülkenin bir bölümünün “bağımsızlığı” için yola çıkıp kan döken beyazlar da var. Siyah düşmanı, ırkçı, faşist Ku Klux Klan örgütünden söz etmeyeceğim bu yazıda. O ayrı bir yazının konusu olabilir. ABD toplumuna İslamcı saldırganlarınkinden daha çok zarar vermiş beyaz şiddet eylemlerinin önemlilerini anımsatacağım sadece.

Oklahama Saldırısı: En büyük beyaz eylem

ABD tarihinin en kanlı eylemi 22 yıl önce, 19 Nisan 1995’te ABD’nin Oklahoma kentinde gerçekleştirilmişti. Kentteki bir resmi binaya bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonucu 168 kişi ölmüş, 680 kişi yaralanmıştı. Ölenlerin dördü bebek, 11 çocuktu. Olay ilk duyulduğunda suçlu da ilan edilmişti hemen: “İslamcı fanatik: Kör Ömer.”

Ancak kısa süre sonra saldırıyı Körfez Savaşı gazisi olduğu belirtilen Timothy McVeigh ile arkadaşı Terry Nichols planlayıp gerçekleştirdikleri ortaya çıktı. Bu iki uğursuz, radikal sağcı idiler. Beyaz ırkın üstünlüğüne inanan iki budala yani. İdeolojileri gereği devleti halkın (halk dedikleri de kendi gibi beyazlar) düşmanı olarak görüyorlardı. O nedenle devlete zarar vermek için gidip 168 sivili öldürdüler.

Bu Timothy McVeigh, ABD’nin beyazları ezdiğine inanıyordu. Bu inancının radikalleşmesinde büyük payı vardır. Turner’s Dairy adlı ırkçı, Yahudi düşmanı bir kitabı da neredeyse kutsal kitabı gibi görmüştür denir. Her ırkçı gibi küçük kafalı olduğu için tüm “ufku” bu kadardı salağın. Saldırı sırasında kullandığı bomba bile bır romandakine benzer denir. Uzun zaman planlayarak gerdiği Oklahama eyleminde çok sayıda can alır sonunda.

Okula saldırı: En sık rastlanan eylem

Kendince nedenlerle hedef aldığı kitlesel yaşam alanlarına, kamu binalarına saldıran çok sayıda beyaz saldırgan var. 14 Aralık 2012’de Connecticut eyaletindeki Newtown kentinde bir okula saldıran Lanza soyadlı 20 yaşındaki bir genç, yaşları 5 ila 10 arasında değişen 20’si çocuk tam 27 kişinin canına kıydı. Sonra da gidip intihar etti. Üstelik katliam yaptığı okul annesinin de öğretmenlik yaptığı okuldu. Annesinin cesedini de evde buldu polisler. Saldırgan annesini okul baskınından önce öldürmüştü. Lanza’nın da saldırı sırasında üstünde siyah kıyafetler vardı, çelik yelek de giyiyordu. Saldırıda iki tabanca kullanmıştı.

Daha önce de kilise basılmıştı

18 Haziran 2015’te kiliseye saldırılmış, 9 kişi katledilmişti. ABD’nin Güney Carolina eyaletine bağlı Charleston kentinde Afrikalıların gittiği tarihi Emanuel AME kilisesine baskın yapan saldırgan katliam yapmıştı. 20’li yaşlarındaki beyaz saldırganın kurbanları arasında kilisenin papazı Clementa Pinckney de vardı. Nedeni neydi, neden yaptı bilinemedi ama siyahları sevmediği belliydi saldırganın. Bunun bir nefret suçu olduğu açıktı.

14 Haziran 2017’de ABD’nin Virginia eyaletinde Kongre üyelerinin katıldığı beyzbol etkinliğinde bir beyaz tarafından açılan ateş sonucu bir senatör vurularak ağır yaralandı. Yaralanan senatör Cumhuriyetçi Parti’nin 3 numaralı ismi olarak tanımlanan Steve Scalise’di.

Konsere saldırı: 59 ölü

Eylül ayında Las Vegas’taki bir konser sırasında düzenlenen bir silahlı saldırı sonucu çoğu genç 59 kişi hayatını kaybetti, 600’e yakın kişi de yaralandı. Yakın zamanlarda İngiltere’nin Manchester kentinde de bir konsere yapılan IŞİD saldırısının izleri henüz tazeyken bu eylemin de dinci bir eylem olduğu sanıldı ilk dakikalarda. Kısa süre sonra saldırıyı gerçekleştiren kişinin 64 yaşındaki Stephen Paddock adlı bir beyaz olduğu ortaya çıktı. Babası da bir zamanlar ülkenin en çok aranan suçlusu olan Paddock’un bir silah tutkunu olduğu da belirtilmişti.

Saldırıyı gerçekleştirdikten sonra intihar ettiği belirtilen Paddock’un ateş açtığı otel odasında 16 tüfek bulunması, otele o kadar silahın nasıl sokulduğu sorularını da beraberinde getirdi. Bu durum bireysel silahlanmanın ne aşamaya geldiğini de gösteriyordu.

Virginia’da ırkçılığın gövde gösterisi

Hızla yayılan ve yabancı düşmanlığının bir türü olan İslamofobi konuşulurken ABD’de asıl tehlikenin beyaz ırkçılık olduğu görmezden geliniyor. Beyaz üstünlük iddiasının hâlâ çok canlı tutulduğu bölgeler var bu ülkede. Buralardan biri de Virginia. Virginia eyaletine bağlı Charlottesville kentinde aşırı sağcı gruplar, ABD İç Savaşı’nda köleliği savunan tarafın komutanlarından General Lee’nin heykelinin kaldırılmasını büyük gösterilerle protesto etmişler, gösteriler siyahlara ve yabancılara nefret eylemlerine dönüşmüştü.

ABD’de Konfederasyon Dönemi olarak adlandırılan döneme ait anıtlar, günümüzde beyazların üstünlüğüne inanan ırkçıların, Neonazilerin sembolleri haline dönüştüler. Adı geçen bölgede yaşanan olaylar bunu bir kez daha göstermiş oldu.

Teksas Üniversitesi de olaylar üzerine Virgina Ünivrsitesi gibi benzeri bir karar alarak “köleliğin devamını savunan General Robert E. Lee olmak üzere, İç Savaş’ta Teksas’ın da dahil olduğu güney eyaletlerinin oluşturduğu Amerikan Konfedere Devletleri’nin askeri ve sivil liderlerine ait heykellerin kampüs merkezinden kaldırılacağını” duyurdu.

Tabii bu kararın duyulmasından sonra heykellerin olduğu yerleri bariyerlerle çeviren ırkçı gruplar buralarda toplanarak nöbete başladı. Artık bu, beyazların üstünlük mücadelesinde bir onur meselesine dönüşmüştü.

Oklahama bombalamaları, siyahlara ait kiliselerin basılması, yabancılara ait yerleşim birimlerine yönelik saldırılar, hepsi ülkede önü alınamayan beyaz bir şiddet potansiyelinin gücünü gösteriyor. İslamofibiyi güçlendirecek bir üslup tutturan, kendisi de bir beyaz ayrılıkçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Tehlike’yi bir meczup eylemi gibi görerek aslında kendi toplumu içindeki ciddi bir sorunun üstünü de örtmüş oluyor.