Google Play Store
App Store

İmam hatibe çevrilen İsmail Tarman Ortaokulu velileri okulun normal ortaokul olarak devam etmesi için okul önünden Milli Eğitim Bakanlığı’na seslendi. 8 yıldır okul için mücadele eden yurttaşlar mahkeme kararlarının uyulması yönünde çağrı yaparak “Okulumuzu istiyoruz" dedi.

İsmail Tarman Ortaokulu velilerinin nöbeti 3.016’ncı gününde: Mahkeme kararlarına uyulsun
İlayda Kaya
İlayda Kaya
ilaydakaya@birgun.net

İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki İsmail Tarman Ortaokulu 8 yıl önce imam hatip ortaokuluna dönüştürüldü. Veliler ve Konaklı Mahallesi sakinleri kararı mahkemeye taşıdı. Mahkemeler imam hatibe dönüştürme işlemini 4 kez iptal etti ancak buna rağmen mahkeme kararlarına uyulmadı. Yargı kararlarının uygulanmasını isteyen eğitimciler ve veliler, yeni eğitim ve öğretim yılının ilk gününde, 3016’ncı nöbetini gerçekleştirerek okul önünde eylem yaptı.

Yapılan açıklamaya veliler ve mahalle sakinlerinin yanı sıra SOL Parti, CHP, DEM Parti ve Eğitim Sen’den yöneticiler ve eğitimciler katıldı.

İsmail Tarman Ortaokulu önünde Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrı yapan yurttaşlar, okulun normal bir ortaokul olarak öğretime devam etmesi yönünde verilen mahkeme kararlarına uyuması gerektiğini söyledi.

Açıklamada sorunlar ve talepler şöyle sıralandı:

• Hükümet tek kişiyle karar almakta, kimseyi dinlememekte öğrenci, veli, öğretmenler, kurumlar, sendikaları kararlara katmamaktadır.  Millî Eğitim Bakanlığı tarafından “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla hazırlanan, kamuoyunun görüşlerine açılan program, 67 bin 284 görüş ve öneriye rağmen hiçbir değişiklik yapılmadan 27 Mayıs 2024 tarihinde onaylanmıştır. Tarikat ve cemaatler STK olarak tanımlanmış ÇEDES ismiyle değerler eğitimi esas alınmaya bilimsellikten uzaklaşılmaya başlanmıştır. MEB’nın tüm hedefi eğitimi dinselleştirmek olmuş, bunun dışındaki hiçbir sorunla ilgilenmemiştir.

• MEB öğrencileri de dinlemiyor, öğrencilerin sorunlarına sırtını dönüyor. Öğrenciler ilk kez bu dönemlerde açlıkla karşı karşıyadır. MEB’in bu soruna hiçbir çözüm çabası yoktur. Ücretsiz Okul Yemeği Zorunluluktur. “Çocuklar okula aç gelip gidiyor ve bu durum hem bilişsel gelişimleri hem bedensel gelişimleri hem de çocuk sağlığı açısından ciddi bir riski beraberinde getiriyor." Türkiye'de okullarda beslenme sadece parayla satın alınarak ya da evden getirilerek mümkün. Ücretsiz ve sağlıklı öğle yemeği uygulaması olmadığı için öğrencilerin okuldaki tüm zamanlarını yemek yemeden geçirme riskleri bulunuyor. TÜSİAD ve Eğitim Reformu Girişimi'nin PISA 2022'ye katılan 15 yaşındaki öğrenciler üzerinden yürüttüğü araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 31'i okuldan önce hiç kahvaltı yapmıyor. Haftada en az bir gün kahvaltı yapmayan çocukların oranı yüzde 60'a kadar çıkıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2'si en az bir gün, yüzde 1,9'su ise her gün ya da neredeyse her gün paraları olmadığı için yemek yiyemediklerini paylaşıyor. Ayrıca öğrencilerin yüzde 2'si okuldan sonra hiç, yüzde 10'u da haftada bir gün akşam yemeği yemediğini söylüyor. Bu durum evde yemek yemeyen çocukların okul yemeğine ihtiyaçları olduğuna işaret ediyor.

• Çocuklarını İmam Hatip Ortaokuluna göndermek istemeyen veliler servis ücreti ödemek zorunda kalmaktadır. Servis ücretleri de zamlandı Veliler çocuklarının gelişimine ve eğitim öğretim sürecine uygun gördükleri okullara göndermek istiyor. Kendi mahallesindeki normal müfredatı olan okulun imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesi nedeniyle uzak mesafedeki okula göndermek için ek servis ücreti ödemek zorunda kalıyor.

MEB KARARI UYGULAMIYOR

• MEB Mahkemeleri de dinlemiyor, kararları uygulamıyor. Halen İsmail Tarman Ortaokulu’nun kapatılmasına ilişkin hiçbir yasal karar bulunmamaktadır. 3.016 gündür, 2016 yılından itibaren 8 yıldır İsmail Tarman Ortaokulu’nun öğretime açılması için mücadele ediyoruz. Mahkemelerce, İsmail Tarman Ortaokulu’nun eskiden olduğu gibi normal ortaokul olarak devamına karar verilmiştir. (İsmail Tarman Ortaokulu’nun kapatılma işlemi bilindiği gibi 2 mahkeme kararı, 2 Bölge İdare Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir.)[1] Milli Eğitim Bakanlığı’nda Anayasa’ya aykırı davranılmaktadır. Mahkeme Kararları uygulanmamaktadır.

• Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmaktadır.  İsmail Tarman İmam Hatip Ortaokulunda sınıflar 18 öğrenci mevcutlu, son sınıflarda şubeler birleştirilmekte iken normal ortaokullarda sınıf mevcutları 42’ye çıkmıştır. Velilere İsmail Tarman Ortaokulu yerine işaret edilen Nimetullah Mahruki Ortaokulu, Şair Mehmet Emin Yurdakul İlkokulunun bahçesindeki bir binaya sıkıştırılmıştır. Bu binada aynı alan içinde iki okul birden eğitim görmek zorunda bırakılmıştır.

• Milli Eğitim Bakanlığı, hukuk kurallarının değil keyfiliğin hâkim olmasına yol açıyor.05.09.2018 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretim Genel Müdürü Nazif Yılmaz imzalı, Bakan Yardımcısı İ.E. onaylı bir idari karar alınmıştır. Bu, yasalara aykırı, usulsüz bir karardır. Bu yazıda bile İsmail Tarman Ortaokulunun kapatılması emri yoktur. Bu yazıda “...İsmail Tarman Ortaokulu’nun kullanılmayan dersliklerinde imam hatip ortaokulu açılması, okulun Beşiktaş İsmail Tarman İmam Hatip Ortaokulu olarak adlandırılması...” yazmaktadır. Mahkeme kararlarının uygulanmaması ile yaratılan keyfilik, idare kararının da yine idare tarafından uygulanmamasına sirayet etmiştir. Bu idari karar, gerçekleri yansıtmayan bir karardır. İsmail Tarman Ortaokulu’nun hiçbir zaman boş dersliği olmamıştır. Ancak bu karar bile uygulanmamakta, İsmail Tarman Ortaokulu açılmamaktadır.

BAKANLIK GÖREVE!

Açıklamanın ardından konuşan Avukat Arzu Becerik de eğitimin her çocuğun hakkı olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

"8. Yılımızda okulun hukuksuz bir şekilde imam hatipe dönüştürülüşünün iptal kararını uygulatmaya çalışıyoruz. 2024- 2025 eğitim yılına başlıyoruz. Sorunlar devam ediyor ancak daha da yakıcı sorunlarla baş başayız. Bugün okula başlamayan bir öğrenci var. Narin Güran. 19 gün akıbeti için endişe ettik. Cansız bedenine ulaşıldı. Eğitim hem çocuklarımızı eğitmek hem de korumak hem de onların güvenliği ve sağlığı ile ilgilenmeyi de kapsamalıdır. Eğitim bu nedenle toplumda aile ile birlikte ailenin yetişemediği yerde aileyi de içine alır şekilde olmalıdır. Ne yazık ki bugün en önemli konularımızdan biri çocuklarımızın beslenme sorunu olacak. Çocuk işçiliği, çocuk gelin ismi altında istismar edilen ve eğitiminden vazgeçişleri sorunu olacak. Eğitim; artık eğitime ulaşma sorunu, anayasayı uygulama sorunu, sosyal devlet, yaşam hakkının korunmasını da içermek durumundadır. Biz, mahkeme kararını tanımayan ve kimseyi dinlemeyen Milli Eğitim Bakanlığı’nı bir kez daha göreve çağırıyoruz."