İspanya'da zafer kadınların
İspanya’da kadınların büyük zaferi... Ücretsiz kürtaj, ücretli regl izni, hijyen ürünlerinde KDV’nin düşürülmesini içeren tasarı solcu hükümet tarafından onaylandı. Gazeteci Mora, “Yaşamlarımız için mücadeleye devam” dedi.
Yaren ÇOLAK
Polonya, Macaristan, ABD, Türkiye gibi pek çok ülkede hakları hedef alınan kadınlar, İspanya’da tarihi bir kazanım elde etti. Madrid’deki sol koalisyon hükümeti kürtaj haklarını genişleten ve İspanya'yı Avrupa'da kadınlara ücretli regl izni hakkı tanıyan ilk ülke haline getiren yasa tasarısını onayladı. 17 Mayıs’ta kabul edilen ve parlamentonun onayına sunulacak olan tasarıyla kamu sağlık sisteminde ücretsiz kürtaj talep etme hakkı garanti altına alındı. İspanya böylece Japonya, Güney Kore, Endonezya ve Zambiya ile birlikte kadınlara ücretli regl izni veren ülkeler grubuna eklenmiş oldu. Buna göre kadınlar, her ay üç gün regl izni kullanırken gerektiğinde tıbbi olarak denetlenen izin beş güne kadar uzatılabilecek. Tasarı mağazalardaki kadın hijyen ürünleri üzerindeki KDV'yi de düşürürken ürünlerin okullarda ve eğitim merkezlerinde ücretsiz olarak sunulmasına da imkan sağlıyor. 16-17 yaşındaki kız çocuklarının kürtaj yaptırmak için ebeveyn izni alma zorunluluğunu ortadan kaldırdı. Tasarı, yaşamları ve hakları için sokaklarda, meydanlarda mücadele eden kadınların zaferi.
İspanya’daki kadın mücadelesini Sosyalist Feminist Gazeteci Tiare Gatti Mora ile konuştuk.
MÜCADELE ETTİK, KAZANDIK
İspanya’da kadınların başlıca sorunları ve mücadelede önceledikleri başlıklar neler?
Özellikle işçi sınıfının, yoksul kadınların güvenlik ve yaşam kalitelerinin tüm dünyada saldırı altında olduğunu görüyoruz. İspanya’da da durum farklı değil. Kürtaj konusunda son derece rahatsız edici koşullar yaşıyoruz. Sağlık sistemimizin sürekli olarak özelleştirilmesi, kadınların sağlıksız yerlerde kürtaj yaptırmasına yönelmesine yol açıyor. Bir diğer önemli başlık da güvencesiz işler. Ülkedeki sigortasız ve güvencesiz işlerde çalışanların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Pek çok haklarından mahrum bırakılarak baskı ve mobbing altında cinsel şiddet ve tacize maruz bırakılarak çalıştırılıyorlar.
Sosyalist Feminist Gazeteci Tiare Gatti Mora
İspanya kadınlara regl izni tanıyan ilk Batılı ülke oldu. Bu çok önemli bir kazanım... Yürürlüğe girecek yeni yasa sayesinde büyük bir kazanım elde edeceğiz. Ancak bu daha başlangıç, önemli olan ise devamını getirebilmek. Şu anda kadınlar için bazı kazanımları kabul eden bir merkez sol hükümetimiz var. Koalisyon ortağı Unidas Podemos (UP), kadın hakları konusunda önemli çalışmalar yürütüyor. Eşitlik Bakanı Irene Montero kürtaj konusunda yeni bir mevzuatın hazırlanması için oluşturulan baskıya öncülük etti. Örneğin yürüttüğü çalışmalar sayesinde kadınlar regl olduğunda yaşadığı ağrılı dönemler nedeniyle işten izin alabilecekler. Çalışma Bakanı Yolanda Díaz da işçiler için diğer kazanımların yanı sıra kalıcı pozisyonlarda teşvik edici bir artışla sonuçlanan çalışma yasasını kabul etti ve uyguladı. Hükümetin çok çığır açıcı olmasa da doğru yönde atılmış bir adım olan trans haklarını ilerleten çalışmaları da mevcut.
KADINLAR SAĞIN HEDEFİNDE
Bugünlerde pek çok ülkede kadın hakları hedef alınıyor. ABD'de yarım yüz yıllık kürtaj hakkı geri alınmak isteniyor. İspanya’da durum nasıl?
Unidas Podemos (UP) kadın kazanımlarının daha da genişletilmesi için bastırırken aynı şeyi koalisyon hükümetinin ana partisi sosyal demokrat İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) için söyleyemeyiz. Aşırı sağcı Vox partisi kadınları ve kadın haklarını hedef almış durumda. Çoğu yerde olduğu gibi burada da endişelenmemiz gereken yalnızca aşırı sağ değil. ‘Klasik’ sağcı Partido Popular-Halk Partisi (PP) egemen sınıfların çıkarlarını savunduğu için çalışan kadınların emeğini hedef alıyor. Onlar servetin yalnızca egemen güç olan erkeklere fayda sağlayacak şekilde dağıtılmasını istiyorlar.
YENİDEN KURACAĞIZ
Peki, sol buna nasıl tepki veriyor?
Benim de dahil olduğum sol kesimler servetin, gücün dağılımı ve bunların yeniden dağılımına odaklanan kamucu, eşitlikçi bir yaklaşım benimsiyor. Ve tabii bu İspanya'daki emek için de radikal bir değişikliği içerecek. Erkeklerin pek çok alanda egemen olduğu bu ülkeyi radikal bir şekilde yeniden tasavvur etmemiz gerekiyor. İhtiyacımız olan servetin yeniden dağıtımı, aynı zamanda herkesin hayatını kolaylaştıran, özellikle de kadınların hayatını kolaylaştıran, çocuk bakımı, eğitim, sağlık ve barınma gibi kamu hizmetlerinin daha iyi finanse edilmesini de içerecektir. Örneğin kira ülkemizde büyük bir sorun. Çoğumuz, bu sorunları ele alan somut politikalara odaklanmanın ve bunları gerçekleştirmenin ülkemizi sosyalist feminist bir yöne çekeceğine inanıyoruz. Bizim feminizmimiz giderek artan erkek hegemonyası altındaki düzene, korkuya, kimlikçiliğe dayalı olana karşı çıkıyor.
MÜCADELEYE DEVAM
Mücadelenizi hangi alanlarda ve nasıl sürdürüyorsunuz?
Öncelikle yapmamız gereken evrensel, sosyalist bir feminist hareketi güçlendirmek. Yasa tasarısı oldukça başarılı olsa da içerisinde pek çok eksiği de barındırıyor. Merkez sol hükümet tarafından hazırlanan bazı yasalar, hem cinsel istismara hem de seks işçiliğine karşı cezalandırıcı bir yaklaşım içerdiğinden bunu yansıtıyor. Ayrıca bu mevzuat, tüm feminist çabaları hukuk sistemine odaklayan, hapishane sanayi kompleksini haklı çıkaran, emek gücü ve servetin yeniden dağılımından ziyade polise ve yargıçlara dayanan liberal eğilimi somutlaştırıyor. Bu tür bir feminizm aynı zamanda kadınları daimi mağdurlar olarak özselleştirir, kimlik çizgilerinin çizilmesine yol açar. Servetin ve gücün yeniden dağılımı için mücadele ederek dünyamızı dönüştürmeyi hedefleyen bir feminizme mutlaka ‘seks işçileri’ de dâhildir. Bizi demokratik sosyalizme götürme hırsı olan bir feminizm, insanların yaşam tercihlerini denetlemekle veya “kadın” kategorisinde kime izin verildiğini saplantı haline getirmekle ilgili olamaz. Bunun yerine, tüm çalışan insanları kapsamalı ve bahsettiğimiz tüm bu evrensel politikaların ancak kimseyi geride bırakmazlarsa gerçekten evrensel olabileceği fikrini içimize yerleştirmelidir. Örneğin sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerini uygun şekilde finanse etmek için mücadele ettiğimizde, sağlık hizmetleri ancak o zaman transları ve göçmenleri de kapsayacak. Kısacası, haklarımız ve yaşamlarımız için savaşmalıyız, örgütlenmeliyiz, sendikalaşmalıyız.