Ankara’da aceleyle Kızılay metrosunun merdivenlerini inerken, elinde görme engelli bastonu, işportacılık yapan bir adamın yanından geçip gidebilirsiniz. Boynuna astığı küçük işporta “tezgah”ına bakmadan... Bence durun ve bakın! Yanından geçip gittiğiniz yarının olimpiyat şampiyonu bir binici olabilir!

İşportadan olimpiyata... Engel tanımayan yolculuk
Yazarımız L.Doğan Tılıç, Tolga Dokuyucu ile bir gün geçirdi.

Tolga Dokuyucu, 35 yaşında, 49 kilo, 149cm boyunda, görme engelli jokey. Türkiye’nin paralimpik olimpiyatlara hazırlanan tek görme engelli binicisi. Okuyacağınız da onunla geçirdiğimiz bir günün hikayesi.

Apranti (jokey yamağı) olmak için boy, kilo, yaş koşulları uyduğu ve atlara aileden gelen bir tutkusu olduğu için 13 yaşında gitmiş Apranti Okulu’na. 7 yaşından beri atlarla uğraşıyor. Atlara tutkun. Sadece atları değil, güvercin, kedi, köpek besleyen bir ailede yetiştiği için bütün hayvanları seviyor.

En büyük mutluluğu iki çocuğu; 3,5 yaşında ele avuca sığmayan oğlu Mustafa ve 11 yaşında, başarılı bir öğrenci olan kızı Yağmur. Oğlunu kendi yerini alacak bir jokey olarak yetiştirmek istiyor. Kızının da binici olmasından yana. Eşi Hatice’nin adını sol koluna işletmiş dövme olarak. Hatice evde çocuklara bakıyor, çalışmıyor. Sağ kolunda bir akrep dövmesi.

Görme engeli doğuştan değil, attan düşerek! 2017’nin 31 Aralık günü bir kaza sonucu görme yetisini kaybediyor. Yeni gelen ve henüz eğitilmemiş 2 yaşında bir tay, ahırlar bölgesinde, rüzgârlı bir havada uçuşan poşetten ürkerek onu sırtından atıyor. 500 kiloluk hayvan üzerine düşüyor. Bacağı kırılıyor, kaburgaları zedeleniyor, uzun süre acı çekiyor. Ama keşke sadece bu kadar olsa. Beyin hasarı oluşuyor ve bir daha göremiyor.

Akrep burcu. Tutkulu, iddialı, kararlı, mücadeleci ve kendine yapılanı asla unutmuyor. “Çok zor affediyor.” Ama atı çoktan affetmiş. “O başka” diyor, “o ikimizin arasında. Ben hâlâ atlara âşığım. Kamyoncular o koltuğa oturan bir daha kalkamaz derler ya... Ben de eğere oturdum, kalkamıyorum.”

Tolga, Ankara’da Atlı Spor Kulübü’nde haftanın dört günü 1 saat antrenman yaparak 2024 paralimpik olimpiyatlarına hazırlanıyor. Dresaj dalında yarışacak. Dresaj, diğer adıyla at terbiyesi, binicilik sporunun en zor dallarından biri. İnsanları taşımaları ve en ince müdahaleleri algılamaları için eğitilen atların karışık hareketleri adeta ezbere yapabildiklerini gösteren bir dal.

Tolga Türkiye’nin ilk ve tek paralimpik at binicisi. Türkiyeli sporcuların diğer paralimpik dallarda kazandıkları uluslararası başarıları engelli insanların azmine, tutkusuna bağlıyor ve ismini o uluslararası madalyalı sporcular arasına yazdırmaya kararlı. Engelli sporcuların diğer sporcuların olanaklarına, onlar gibi şan, şöhret ve yüksek gelirlere sahip olmamalarına karşın bambaşka motivasyon kaynakları olduğunu söylüyor.

“Ben hayatta bir kere düştüm. Ama kalktım. Şimdi, benim en büyük amacım düşen insanların tekrar ayağa kalkabileceklerini, görme engelli birinin her şeyi yapabileceğini kanıtlamak. Olimpiyatlara katılmayı en çok bunun için istiyorum. Örnek olmak istiyorum. İlk amacım bu. Atla hiç tanışmamış bir görme engelli de benim yaptığımı yapabilir. Eve tıkılmaları, psikolojilerini bozmaları gerekmiyor.”

TEK HEDEF OLİMPİYAT

Olimpiyatlarda altın madalyayı boynuna takmak Tolga’nın ikinci hedefi. O ikinci hedefe ulaşmak için tüm gücüyle çalışacak. İkinci hedefe ulaştığında, birinci hedefin de zirvesine çıkmış olacak!

Tolga gözleri gören birinin at binişini de görmeyen birinin at binişini de biliyor. Eskiden bir hedefe görerek gidiyormuş. Şimdi görmeden, hissederek gidiyor. Atı onun yerine görüyor. Atın onun yerine görmesini, hissetmesini sağlayarak biniyor ata. Ata “fısıldayarak” atla bütünleşiyor ve hâkimiyet kuruyor. Tolga’nın at biniciliği yanında yüzücülüğü de var. 2022 Mayıs ayında Isparta’da yapılan Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda Türkiye 3’üncüsü olmuş. Atlı Spor Kulübü’ne girdiği andan itibaren yürümüyor, adeta uçarcasına ilerliyor. Binaların giriş çıkışını, ahırlar bölgesini, hangi “box”ta hangi atın olduğunu ezbere biliyor. Hepsiyle sohbet ediyor, öpüyor, okşuyor. Kulübün her çalışanını tanıyor. Yol tarif ederken görme engelli olduğuna inanmak imkânsız. Soyunma odasındaki koltuk yok, gitmiş. Bocalaması bir dakika sürüyor. El yordamıyla bir başka koltuk bulup binici kıyafetlerini giymek için çekiyor. Başka binicilerin gereçleri ve kıyafetleriyle spor yapıyor.

HAYATLA BOĞUŞUYOR

Sponsoru yok. 60-70 bin lira borcu var. 2500 TL malulen emekli maaşı var. Evi geçindirmek için işportacılık yapıyor. İşportaya üç görme engelli arkadaşı ile birlikte çıkıyor. Üç can dostu! Haftada dört gün antrenman dışında işportada. Sabahın 7’sinde Ankara’da Kızılay metro durağının merdivenlerine dayanıp, boynuna astığı “tezgah”ını açıyor. “Tezgah”ındaki olmazsa olmaz üç şey; yara bandı, selpak ve çakmak gazı. Bazen kalem de oluyor.

Türkiye’nin tek görme engelli binicisi işportacılık yaparak, sponsorsuz, biniciliğe tutkun bir jokey antrenörünün yardımlarıyla olimpiyata hazırlanıyor! Keşke Federasyon’dan yeterli desteği görse! Olimpiyatlara katılabilmek için kendi çalışması yetmeyecek. Gidebilmek için “ticket” (bilet) lazım. “Ticket” birçok yarışa katılıp oradan alınan dereceler ve puanlarla olimpiyata gidecek düzeyde olduğunuzu kanıtladığınızda alınıyor. Sadece Türkiye’de yarışarak o düzeye gelmek zor. Yurtdışında yarışlara katılmak ve 2024’e kadar “ticket” alacak noktaya gelebilmek lazım. Federasyonun desteği olmadan Tolga’nın oralara gitmesi olanaksız.

3 KİŞİYLE YOLCULUK

Görme engelli binicinin işportadan olimpiyata uzanacak yolculuğuna eşlik eden üç kişiyle tanışıyorum.

Biri adaşı. Tolga Köksal Aydın. Bu yolculuğu başlatan insan. 40 yıllık binici, 25 yıllık antrenör. 2016’da antrenör olarak Rio Olimpiyatları’na gidiyor. Orada bu olimpiyat işinin desteklenmesi gerektiğini kavrıyor. Beştepe Atlı Spor Kulübü olarak 6 Nokta Körler Derneği ile ilişkiye geçiyorlar. Yetiştirmek için attan korkmayacak, binicilik yapmaya istekli birini arıyorlar. Tolga “hoca”nın görme engelli Tolga’yla tanışması böyle oluyor. Tolga’nın jokeyliği hem avantaj hem dezavantaj. Atları tanıyor, seviyor, at üstünde rahat. Bunlar iyi. Ancak, hıza dayalı jokeylik tekniği ile dreşaj tekniği arasında fark var. Tolga’nın eski alışkanlık ve bilgilerinin yerine yenilerini koyması gerekiyor. Tolga Hoca, görme engelli binici Tolga’ya karşılıksız olarak atını, çalışacağı tesisi ve bir Rus antrenör sağlayarak onu 2024 Fransa Olimpiyatları’na hazırlıyor. Yolları mutlaka olimpiyata çıkacak... 2024 “ticket”ını alamazlarsa, 2028’de mutlaka yarışacak Tolga.

İrina Shishigina. Tolga’nın Rus antrenörü. 8 aydır Türkiye’de. Psikoloji okumuş ve Rusya’da binicilik hocalığı yapıyormuş. Serebral palsili çocukların atla rehabilitasyonu konusunda da uzman. Ancak, ilk defa görme engelli bir öğrencisi oluyor. Bazı şeyleri birlikte öğreniyorlar.

“En önemli sorunumuz dildi” diyor.” Ben Türkçe bilmiyorum, Tolga İngilizce bilmiyor. Yavaş yavaş ortak bir dilimiz oldu.”

“Ready (Hazır), steady (Sabit), go (git)”, “Sağ yumuşak, sola düzgün” gibi komutlarla manejde Tolga’yı yönlendiriyor. Tolga gittikçe kendini geliştiriyor. “Keşke görme engelli binicilerle deneyimi olanlarla tanışabilsem, onlarla konuşabilsem. Çok iyi olurdu.” İrina, dünyanın herhangi bir yerinde görme engelli bir biniciyle çalışan bir antrenör varsa ona ulaşıp deneyim paylaşmayı çok istiyor. Bildiği kadarıyla Rus paralimpik takımında da görme engelli bir binici yok.

Muhammed, Mezar-ı Şerif’ten. Afganistanlı bir Özbek. Tolga’nın atını o hazırlıyor. İki senedir Türkiye’de. Türkiye’de yoklarla yaşıyor Muhammed. O yok, bu yok. Yokları çok! Ama, “Allah var” diyor. “O her şeye yeter.”

Tolga Türkiye’nin olimpiyata hazırlanan tek görme engelli binicisi. Her sabah erkenden evden çıkıyor. Bir metroyla işporta mekanına, iki metro değiştirip antrenman yerine ulaşıyor. Yalnızca yolda karşıdan karşıya geçerken birinden yardım alıyor. Bahçelievler metro çıkışında çay ve simitle kahvaltı yapıp yokuş yukarı yürüyerek atlara gidiyor.

Olimpiyat şampiyonu olunca ilk röportajı bize verecek, söz veriyor. Olimpiyata gideceğine ve şampiyon olacağına da söz veriyor. En çok Tolga Hoca’ya güveniyor.

Tolga Hoca, İrina, Muhammed Tolga’nın işportadan olimpiyata giden yolculuğuna eşlik ediyorlar.

Keşke Federasyon da etse!