İsrail Sağlık Bakanlığı'nın resmi sitesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, nüfusun yüzde 61’inin aşılandığı duyuruldu. Nüfusun yarısından fazlasına iki doz BioNTech aşısı yapan İsrail’de okulların tamamen açılmasının yanı sıra, artık açık alanlarda maske takma zorunluluğunun da kaldırılmasına karar verildi. Peki İsrail bu noktaya nasıl ulaştı?

İsrail'de aşı sayesinde artık açık alanda maske takılmayacak: Bu noktaya nasıl gelindi?

DIŞ HABERLER SERVİSİ

İsrail’de 9.3 milyon nüfusun yarısından fazlası Mayıs ayına gelmeden aşılanmış durumda.

Sağlık Bakanı Yuli Edelstein dün nüfusun ciddi bir bölümünün aşılanmasından dolayı, açık alanda maske zorunluluğunu kaldırmasının yanı sıra, okulların da açıldığını yazılı bir açıklama yaparak duyurdu.

Kapalı alanlarda maske takma zorunluluğu ve hala bazı tedbirler devam edecek olsa da İsrail, pandemide önemli bir dönemeci arkasında bıraktı. Peki bu noktaya nasıl gelindi?

BİLGİLER TOPLUMLA PAYLAŞILIYOR

Ülkenin en büyük avantajı elbette ki düşük nüfusu. İsrail'in nüfusu 9 milyondan biraz fazla. Ancak tek sebep bu değil.

Ülke, aşılama çalışmalarının başladığı Ocak 2021’den beri, aşı ile ilgili verileri şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılıyor.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin aksine aşıyla ilgili verileri saklamayı değil şeffaf bir şekilde paylaşmayı seçen İsrail’de en büyük tedarikçi olan Pfizer ile yapılan anlaşmanın detaylarına da rahatlıkla erişilebiliyor.

Aşıyla ilgili detayların ve şeffaflığın ülkede yüksek olması, aşıya güveni de artıyor ve aşı karşıtlığını da en az seviyede tutuyor.

İsrail ayrıca kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliği de avantaja çeviriyor. Tüm dünyanın 12 Avro ödediği Pfizer/BioNTech aşılarına 23 Avro ödüyor; bu da İsrail’in aşıya erişimde tüm dünyadan önde olmasıyla sonuçlanıyor. Bununla ilgili İsrail Maliye Bakanı İsrael Katz, diğer ülkelerle rekabetin fazlalığı ve aşıya erişimdeki zorluklar sebebiyle fiyatın gerekli olduğunu bile savunmuştu.

Aşılama çalışmalarının başında anlaşma yapılan Pfizer/BioNTech’le aşılama çalışmaları hakkındaki veriler, düzenli bir şekilde yaş, cinsiyet ve hastaların demografik özelliklerini içerecek şekilde paylaşılıyor ve yaşanabilecek sorumluluğa karşı da hızlı reaksiyon üretiliyor.

SORUMLULUĞU PFİZER/BİONTECH DEĞİL İSRAİL ALIYOR

Tüm dünyada aşıya erişimde sorunlar iyice gün yüzüne çıkmışken aşıya bu kadar yüksek bedeller veren İsrail, aşı konusunda da sorumluluğu kendi üstleniyor. Örneğin, Almanya ve Fransa gibi ülkeler tedarikçi firmanın aşının güvenliği konusunda sorumluluk alması gerektiğini söylese de İsrail’de durum daha farklı. İsrail devleti aşılama çalışmaları sırasında yaşanabilecek tüm sorunlara karşı sorumluluğu kendi üstüne alıyor.

toplumun-yarisindan-fazlasini-asilayan-israil-de-basarinin-arkasinda-ne-yatiyor-866326-1.

NETANYAHU TEDARİKÇİLERLE BİZZAT ANLAŞTI

Aşı tedarikinde AB ülkeleri ve yoksul ülkeler birtakım sorunlarla karşı karşıya kalırken, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, tedarikçi firma BioNTech ile bizzat görüşerek, bunu bir seçim vaadi haline getirdi ve aşıya en hızlı erişen ülke oldu. Hatta tüm dünyada Ocak ayında, henüz aşı merkezleri bile kurulmamışken 9.3 milyonluk ülkede nüfusun yüzde 15’i aşılanmıştı.

Aşılama çalışmalarında ülkedeki nüfusun da az olmasıyla merkezileştirilmiş bir aşı çalışması yürütebiliyor ve kısa sürede yüzbinlerce insanı aşılayabiliyor.

Bununla ilgili İsrailli yetkililer, aşılamadaki hızlarını, ileri teknoloji, merkezileşmiş aşılama çalışmalarına güven ve halka aşının öneminin iyi anlatılması olarak ifade etseler de ülkede aşılama çalışmalarına katılmayanlara da birtakım caydırıcı yaptırımlar uygulanıyor. Tüm bu etkenler birleştiğinde aşı karşıtlığındaki oran da ciddi bir şekilde düşüş gösteriyor.

Ülkede tüm bunlara ek olarak, aşılama oranın bu kadar yüksek olmasına rağmen hala tam olarak açılma getirilmiyor ve bazı toplu etkinliklerin tedbirli olarak düzenlenmesine izin veriliyor.

FİLİSTİN HALA AŞIYA TAM OLARAK ERİŞEMİYOR

En hızlı aşılama kampanyalarını yürüten İsrail, Filistinli sağlık çalışanlarına ilk etapta 500 bin doz aşı göndereceğini duyursa da bu yaklaşık 5 milyon nüfuslu ülke için yeterli değil.

İsrail’de Doğu Kudüs nüfusu, İsrail nüfusuna dahil olduğu için aşılanıyor ancak Barı Şeria ve Gazze aşıya erişimde hala ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Şimdilik işgal altındaki Filistin’e İsrail, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin tarafından sınırlı sayıda da olsa aşı gönderiliyor fakat bu sayı komşusu İsrail’e kıyaslandığında oldukça düşük kalıyor.

AŞILAMADA SON DURUM

Başbakan Netanyahu, Perşembe günü yaptığı açıklamada, ilk grup aşılanan 60 yaş üstü kişiler arasında ciddi hastaneye yatış vakalarının yüzde 26 düştüğünü ve enfeksiyonların son 16 günde yüzde 45 azaldığını doğrulayarak, "Bu, aşıların doğrudan bir sonucudur. Aşılar işe yarıyor" demişti.

İsrail'de aşılama sayesinde vakalardaki düşüş sonucu 21 Şubat'tan itibaren Covid-19 önlemleri kademeli olarak gevşetilmişti.

Yaklaşık 9,3 milyon nüfuslu ülkede 5 milyon 343 bin 94 kişiye Covid-19 aşısının ilk dozu, 4 milyon 969 bin 853 kişiye de ikinci dozu uygulandı.

Sağlık Bakanlığının verilerine göre, ülkede son günlerde günlük Covid-19 vaka sayısı 200'ün altına düşmüş durumda.

İsrail'de bugüne kadar 6 bin 335 kişi hastalık nedeniyle hayatını kaybetti, toplam vaka sayısı 837 bin 47’ye yükseldi.