Dün açıklanan Temmuz ayı işsizlik rakamlarına göre bir önceki yıl ile karşılaştırınca işsizlik oranı yüzde 0.1 artarak yüzde 10.8 oldu. İşsiz sayısı da 88 binlik bir yükselişle 3 milyon 531 bin kişiye ulaştı. Aslında belki de ayrıntılı yorum yapmaya bile gerek yok. Neden mi? Çünkü Berat Albayrak tarafından açıklanan ve pek de “gerçekçi” bulunan Yeni Ekonomik Program, önümüzdeki 3 yıl işsizliğin tek hanelere düşürülmesine ilişkin bir perspektif içermiyor. Tam aksine 2019’da işsizliğin yüzde 12.3’e yükselmesini öngörüyor. Yurttaşa bir umut bile vermiyor.

İşsizlik artmaya devam edecek

Peki bu oran gerçekçi mi? Ne yazık ki önümüzdeki aylarda işsizliğin yükselmeye devam edeceği, kış aylarında büyük olasılıkla yüzde 15 oranının üzerine çıkacağı ayan beyan görülüyor. Hatırlatalım Temmuz ayı istatistikleri Haziran-Ağustos arasındaki üç ayı kapsar. Yaz dönemi bilindiği gibi başta turizm, inşaat ve tarımda faaliyetlerin hızlandığı, istihdama en uygun süreçtir. Bu dönemde bile işsizliğin artışı durumun vahametini açıkça gösteriyor. Nitekim Haziran ayında yüzde 10.2 olarak açıklanan işsizlik oranıyla kıyaslayınca da yüzde 0.6’lık ciddi bir sıçrama söz konusu…

Toplumun yarısı bile çalışamıyor

Hep vurguluyoruz, manşet işsizlik oranından daha önemlisi bir ekonomide çalışabilecek yaştaki yurttaşların ne oranda istihdam edilebildiğidir. Şöyle bir başparmak kuralı var: bir ekonomi yurttaşlarının yarısını bile üretim süreçlerine katamıyorsa başarısızdır. Ne yazık ki Türkiye’de bu oran yüzde 48.2’yle yüzde 50’nin altında. Çalışabilecek kadınların ise yüzde 30’dan aşağısı, sadece yüzde 29.7’si bir işte çalışıyor.

Gençlerin de toplumun da geleceği umut vermiyor

Ne eğitimine devam eden, ne de çalışacak bir işi olan gençlerin oranı 2017’nin aynı dönemine göre yüzde 1 artarak yüzde 27.7’ye ulaşmış. Özellikle genç erkeklerde yüzde 2’ye yakın bir sıçrama gerçekleşmiş (yüzde 16.5’ten yüzde 18.4’e), kadınlarda ise oran daha da yüksek: yüzde 37.2. Bu istatistik, gençlerin bugünkü hali pür melalini göstermenin yanında, toplumun geleceği için de karamsar bir tablo çiziyor.

Mevsim etkilerinden arındırılmış veriler de kötü

Ekonomistlerin istihdama ilişkin analizlerde daha yakından izlediği istatistik, “mevsim etkilerinden arındırılmış” verilerdir. Bu gösterge de, yüzde 11’lik bir işsizlik oranına işaret ediyor. Şubat 2018’den başlayarak işsizliğin artışı yönünde bir eğilim gözlemleniyor. Tarım dışı işsizlik yüzde 13 iken, genç nüfusta işsizlik yüzde 18.9’la daha da yüksek düzeylerde. Bu istatistiğe göre, sadece işsizlik artmamış, işgücüne yeni katılımlar da göz önüne alınarak hesaplanan çalışan sayısı da azalmış…

İşgücüne katılım oranı artacak işsizlik sıçrayacak

Önümüzdeki aylarda işsizlik oranının hızla artışına tanık olacağız. Bunun başlıca iki nedeni var: birincisi ekonomi hızla daraldığı için işten çıkarmalar yaygınlaşacak, yeni yatırımlar neredeyse tamamen duracağı için başta inşaat sektörü geçici işlerde çalışanların sayısı iyice azalacak. İkinci neden, kriz dönemlerinden deneyimlediğimiz gibi, aile bireylerinden birinin işsiz kalması veya ücretinin eksik ve/veya geç ödenmesi diğer bireyleri (çoğunlukla ev kadınlarını ) ne pahasına olursa olsun bir gelir kazanmak için işgücü piyasasına yöneltecek. İşgücüne katılım oranı artış gösterirken işsizlik oranı yükselecek, düşük ücretlerle sigortasız/güvencesiz çalışanların sayısı fırlayacak.

Ne yazık ki rakamlara da yansıdığı gibi durum çok iç karartıcı…