TÜİK’e göre işsiz sayısı ağustos ayında 11 bin kişi artarken aynı dönemde İŞKUR’a kayıt yaptıran kişi sayısı 199 binden fazla arttı. TÜİK ve İŞKUR arasındaki fark ise işsizlik tablosunun açıklanmasını zorlaştırıyor.

İşsizlik karmaşası

EKONOMİ SERVİSİ

Ülkenin en yakıcı sorunlarının başında gelen ve kronikleşen işsizlik ekonomik krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. İktidar ise soruna çözüm yaratmaktan çok uzak. Zira Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık olarak yayımladığı verilerden işgücü piyasasında yaşanan gelişmeleri takip etmek zorlaşıyor.
TÜİK’in açıkladığı işgücü verilerine göre ülke genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ağustosta bir önceki aya göre 11 bin kişi artarak 3 milyon 965 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 12,1 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı 14 bin kişi azalarak 28 milyon 706 bin kişiye düştü. İşgücüne dahil edilen her 100 kişiden 45’i istihdama katıldı.

Ancak bir önceki aya göre yaşanan dalgalanmalar açıklamayı zorlaştırıyor. Temmuz 2021’de istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre toplam olarak 125 bin kişi artmıştı. Temmuz ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 17 bin kişi, hizmet sektöründe 454 bin kişi, artarken sanayi sektöründe 287 bin kişi, inşaat sektöründe 60 bin kişi azalmıştı.

DİSK-Ar’a göre Temmuz 2021’de 506 bin artan işsiz sayısının Ağustos 2021’de sadece 11 bin artması, Temmuz 2021’de 287 bin azalan sanayi istihdamının Ağustos 2021’de 217 bin artması, Temmuz 2021’de 454 bin artan hizmet sektörü istihdamının Ağustos 2021’de 341 bin azalması izahı zor bir dalgalanma.
TÜİK verilerine göre son 4 hafta içerisinde aktif bir şekilde iş arayan ve iş arama kanallarına başvuranlar işsiz olarak kabul ediliyor. En yaygın iş arama kanalı ise İŞKUR. Ancak İŞKUR kanalını kullanan yaklaşık 200 bin işsizin 189 bini TÜİK verilerine yansımadı.

İŞKUR’a göre Ağustos 2021’de kayıtlı işsiz sayısı 199 bin 385 bin kişi artarken TÜİK’e göre sadece 11 bin arttı. DİSK-Ar’ın hesaplamasına göre İŞKUR ve TÜİK verileri arasındaki bir aylık fark 188 bin 385 kişi olarak gerçekleşti.

NEDENSELLİK KOPTU

Prof. Dr. Veysel Ulusoy’a göre ekonomik veriler arasındaki nedensellik ilişkisi koptu. TÜİK’in açıkladığı veriler ile diğer kurumların açıkladığı veriler birbiriyle uyumlu değil. BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Ulusoy, “Türkiye ikinci çeyrekte 22,9 büyüdüyse nerede istihdam artışı? İşsizlik oranı bir önceki aya göre aynı kaldı. O zaman nasıl büyüdü? Hükümet ekonomik büyüme ve istihdam arasındaki çelişkiyi açıklamak zorunda” ifadelerini kullandı.

KADIN İŞSİZLİĞİ ZİRVEDE

TÜİK verilerine göre en büyük istihdam kaybı 341 bin kişi ile hizmet sektöründe meydana geldi. Bir ayda hizmet sektöründe çalışan 270 bin kadın işsizler ordusuna katıldı. Başka bir ifadeyle hizmet sektöründe yaşanan iş kaybının yüzde 79’unu kadınlar oluşturdu. TÜİK’in ağustos verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 29,3 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. Yüzde 28,9 olan 15-24 yaş arasındaki genç kadın işsizliği ise ikinci sırada yer aldı.

issizlik-karmasasi-931207-1.

***

İzaha muhtaçlık sıradan oldu

Ekonomist Firuze Nazlı Ergin, verilerin izaha muhtaçlığının giderek sıradan olmasını şöyle değerlendirdi:

"Resmi işsizlik verisinin gittikçe azalan açıklayıcılığına rağmen pandemi ile birlikte dönüşüm süreci hızlanan işgücü piyasasına uyum sağlayacak adımların önceliklendirilmediğini gösteriyor.

issizlik-karmasasi-931208-1.
Ekonomist Firuze Nazlı Ergin

TÜİK’in yayımladığı en tartışmalı verilerinden biri olan işsizlik verisi, önceki aylarda hem işsizliğin hem de istihdamın düştüğü garip bir tablo sunarken, bu sefer İŞKUR’un verileri ile olan çelişkisiyle gündemde. Resmi veri, öncü gösterge olan İŞKUR’un verileri ile açıklanamamakta. Her ay işsizlik verisi altındaki farklı başlıklarda izaha muhtaç dalgalanmaların yaşanması ne yazık ki oldukça sıradan bir durum haline geldi. Aylık verilerde değişmeyen en önemli nokta ise 63,8 milyon seviyesindeki çalışma çağındaki aktif nüfusun yaklaşık yarısının işgücüne dâhil olamamasıdır. Genç nüfustaki pasif kesimi temsil eden ve genç işsizlikten daha fazla bilgi sunan “Ne eğitimde, ne de istihdamda” olan kesim ise bize yaklaşık dört gençten birinin ne okulda ne de işte olduğunu söylüyor. Üstelik Türkiye’deki bu kesim, uzun süredir OECD ülkeleri arasında en kötü performansı sergiliyor.

Değişen paradigmalar birçok endüstriyi, yapısal değişikliklerle karşı karşıya getirdi. Otomasyon sebebiyle dönüşüm gerçekleşecek olan işgücü piyasasında, yok olan eski iş tanımlarının yerlerine daha fazla sayıda yeni iş pozisyonları farklı gereksinimlerle açılacak."