İstanbul Barosu: Adliye değil, adeta Vatan Emniyet

İstanbul adliyesi, dün 1 Mayıs gözaltılarıyla ilgili basın açıklaması yapmaya hazırlanan avukatlara yapılan polis saldırısını ağır bir dille kınadı.

Baro yazılı açıklamasında Çağlayan Adliyesi’ne polis ve çevik kuvvetlerin sevk edilmesinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, “Yüzlerce polisin varlığı ile adliye adeta Vatan Caddesindeki Emniyet Müdürlüğüne dönüştürülmüştür. Bu uygulamalar TCK’nin 121. maddesindeki dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi, 109. maddesindeki hürriyeti tahdit, 265. maddesindeki görevi yaptırmamak için direnme ve 257. maddesindeki görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturmaktadır” ifadelerine yer verildi.

İstanbul Barosu ayrıca avukatların itirazına polis şiddeti ile karşılık verilmesi üzerine de buna göz yuman ve 1 Mayıs soruşturmalarında keyfi bir biçimde yürüten savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. 

1 Mayıs soruşturmaları kapsamında savcıların yetkilerini aştığının altı çizilen açıklamada, “Adliyeler, hakim ve savcıların, polislerin istedikleri gibi davranabilecekleri, kanunsuz ve hukuksuz kısıtlamalar getirebilecekleri, keyfi olarak bantlarla koridorları kapatabilecekleri, rahatsızlık duyduklarında avukatları bertaraf edebilecekleri kendilerine ait yerler değildir. Polisin ve bazı savcıların, avukatlara bu şekilde keyfi davranma, görevlerini yapmalarını engelleme gücünü nereden aldıklarını, açıklaması ve irdelemesi gereken kurum Başsavcılık ve HSYK’dır. Siyasilerin açıklamaları üzerine "derhal ve acil" olarak toplanabilen HSYK’nun, adliyede yaşanan bu açık hukuksuzluklarla ilgili olarak ne yapacağı da tarafımızca merakla izlenecektir” dendi.

Açıklamada ayrıca İstanbul Baro Başkanı’nın şikâyetlerini iletmek için Başsavcılığa ulaşamadığı ve ilgili savcının telefonunun ise bir polis memuru tarafından açıldığı ve görüşmenin gerçekleşmediği belirtildi.

‘PROVOKASYONLARA GELMEYELİM’
Olayın ardından sağduyu çağrısında bulunan baro açıklamada ayrıca “içinde bulunduğumuz nazik atmosferde yaratılmaya özen gösterilen provokasyonlara gelmeyecektir.  Bütün yargı paydaşlarının da aynı duyarlılık ve sağduyu içinde davranmalarını beklemek de hakkımızdır” çağrısında bulundu.

Çağlayan Adliyesi’nde benzer bir polis saldırısı Berkin Elvan soruşturmasını yürüten savcı Mehmet Ali Kiraz’ın rehin alınması ve ardından düzenlenen operasyonda eylemcilerle birlikte yaşamını yitirmesi üzerine yaşanmıştı. Eylemin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla tüm avukatlar adliye kapısının girişinde aranmış ve polislerin saldırısına hedef olmuştu. Alınan önlemler İstanbul Barosu ile Başsavcılık arasında bir anlaşmaya varılması üzerine esnetilmiş, ancak polisler Çağlayan’da kalmaya devam etmişti.