Google Play Store
App Store

İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kabaoğlu ve yönetiminin görevden alınmasına ilişkin verilen karara tepkiler yükseliyor.

Kaynak: Haber Merkezi
İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınmasına tepkiler sürüyor

İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kabaoğlu ve yönetim kurulunun görevlerine son verilmesine ilişkin tepkiler sürüyor.

Yapılan açıklamalardan bazıları şöyle:

İzmir Barosu: Ülkede geçtik muhalifi, sadece mevcut hukuka uygun bir yönetim isteyen parti, dernek, sendika ve bireye dahi tahammülü olmayan iktidar, sopa haline getirdiği yargı ve polis eliyle ülkeyi, insanları sessiz bir yığın haline getirmek, bu sayede içinde bulunduğu yönetememe krizini aşarak koltuğunu korumak istemektedir. Yoksulluk, baskı, faşizm şartlarında yaşam mücadelesi veren bu ülkenin işçileri, emekçileri, aydınları, demokratları, devrimcileri artık bu şekilde yönetilmek istememekte, ülkenin halinden de anlaşılacağı üzere iktidar da aslında bu ülkeyi yönetememektedir. Kendi sarayının konforunu sağlamak için tüm halkı esir almıştır. Ne hak ne hukuk tanımayan bu zihniyet, ülkeyi bir ortaçağ karanlığına döndürmüştür. Bunun karşılığında iktidar, tepki dahi görmek istememekte, halkın en demokratik haklarını da yasak veya şiddet yoluyla bastırmaya çalışmaktadır.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut: Türkiye'de demokrasi askıya alındı, sivil darbe yaşanıyor. İktidar, siyasallaştırdığı yargı aracılığıyla, halkın iradesini gasp ederek, seçimle gelenlerin yerine kendi seçtiklerini kayyum olarak atıyor. Mahkeme, binlerce avukatın oyuyla seçilen İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve yönetim kurulunu görevden alarak, kayyum atanmasına karar verdi.

DEM Parti: İstanbul Barosu, hukukun verdiği görev çerçevesinde insan haklarını savunan bir barodur. İşlenmiş bir suçun soruşturulmasını istemek suç değildir. Baronun açıklamasında işaret edildiği gibi işlenen suç ile ilgili işlem yapmak yerine baronun kendisini hedef almak, tam bir hukuksuzluktur. Görevini yapan İstanbul Barosuna karşı açılan davanın, tam da Newroz günü hızlıca karara bağlanıp görevden el çektirmenin açıklanması, antidemokratik yönelimin devam edeceğinin göstergesidir. "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın yapıldığı bir dönemde, İstanbul Barosu Yönetim Kuruluna görevden el çektirilmesi, demokratik hukuk ilkelerine meydan okumaktan başka bir şey değildir. Bu tutum kesinlikle kabul edilemez. Bu tutum ile barış sağlanamaz. Bizler, "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın gereği olarak, barış, demokrasi ve adalet için halklarımızdan aldığımız güçle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş: Darbeci iktidar, yargı sopasını bu kez de İstanbul Barosu yönetimine indirmeye kalkmıştır. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin İstanbul Barosu Başkanı Av. İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verme kararı, adaletin temellerinden olan savunma makamına dönük siyasi emellerle yapılmış açık bir saldırıdır. Mahkemenin kararını reddediyor, Sayın Kaboğlu ve Baro yönetim kurulu üyelerinin yanlarında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Hukuku siyasi amaçlarına alet edenler, meslek onuruna sahip çıkan avukatları sindirebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Gerçek adalet için mücadeleye devam!

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Barosu Başkanı ve baro yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları talebiyle açtığı davada, baro yönetiminin görevden alınmasına karar verilmiş olması, savunma hakkına indirilmiş ağır bir darbedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye başkanlarının da aralarında olduğu yüzü aşkın kişiyle ilgili gözaltı süreci, halkın seçme ve seçilme hakkına indirilmiş açık bir iktidar darbesi olarak ülkenin dört bir yanında protesto edilirken, İstanbul Barosu yönetimiyle ilgili verilen bu karar, tek adam iktidarının, faşizmin inşası yolundaki kararlılığının açık bir ifadesi olmuştur. AKP iktidarının siyasallaştırdığı yargı eliyle her türlü hukuksuz, keyfi ve yargısız kararlar alarak toplumu sindirmeye çalışmaktadır. Dünyanı en büyük barolarının başında gelen İstanbul Barosu, savunma hakkı mücadelesi bakımından Türkiye’nin yüz akıdır.

Çağdaş Hukukçular Derneği: Savunmayı teslim almak amacıyla İstanbul Barosu Yönetimi hakkında yürütülen yargı operasyonunda verilen karar elbet boşa düşecek. Ancak boş salonlara okunabilen bu kararı tanımıyoruz. Mesleğimize, meslek örgütlerimize ve halkın savunma hakkına sahip çıkmaya devam edeceğiz.