Ziyaret edemeyenler için henüz geç değil. Sergi bugün de sanatseverleri ağırlamayı bekliyor olacak

İstanbul’da eşsiz bir sanat  ortamı: Contemporary

Öykü Özfırat

Sonbaharın gelmesiyle ülkemizde kültür sanat yaşamı da canlandı. Türkiye’nin belki de en büyük sanat etkinliklerinden olan Contemporary İstanbul bu yıl 13.kez yerli ve yabancı sanatseverleri bir araya getirdi. 20 -23 Eylül tarihleri arasında yapılan fuarda, 54’ü yurtdışından olmak üzere 83 galeri, 400’ü yabancı 650 sanatçının yaklaşık 2 bin eserinin yer aldığı duyuruldu. Ziyaret edemeyenler için henüz geç değil. Sergi bugün de sanatseverleri ağırlamayı bekliyor olacak.

İstanbul’da Andy Warhol rüzgârı

istanbul-da-essiz-bir-sanat-ortami-contemporary-513038-1.
Andy Warhol’un “Kızıl Lenin” isimli eseri de bu yıl sergilenenler arasında. 120. Edisyon olan bu çalışma 1987 yılından. Warhol bu eser üzerinde çalışırken aniden hastaneye kaldırılıyor ve beklenmedik şekilde hayatını kaybediyor. Bu yüzden çalışma imzasız kalıyor ancak yine de orijinal eserlerden biri. Archeus / Post- Modern isimli galeri genellikle ikincil sanat eserlerini sergiliyor. “Kızıl Lenin” ve daha birçok geçmiş yıldan eseri görmek isteyenler için kesinlikle uğranması gereken duraklardan.

2017’de sansürlenen Banisadr yine fuarda

istanbul-da-essiz-bir-sanat-ortami-contemporary-513040-1.
Geçtiğimiz yıl Parisli sanat galerisi 55 Bellechasse standında İranlı sanatçı Niloufer Banisadr’ın işine fuar yetkilileri fuar açılışı öncesi müdahale etti. Bu yaşananlar sonrasında “Contemporary İstanbul’da sansür mü var?” sorusu üzerine çokça tartışmalar yaşandı. Niloufer Banisadr bu yıl da fuara katıldı. Kendisiyle yaptığımız sohbette geçen yıl yaşananlara dair, “Geçen yılki eserimi otelde yatağımın altında sakladım. Sonra telefon üzerinden onu bir Türk’e sattım. Eserimin provokatif olduğunu düşünmüyorum. Atatürk’ü seviyorum. Bir İranlı olarak benim için o bir kahraman” dedi. Siyasi bir olay yaratma gayesinde olmadığını belirten Banisadr, “Eğer Atatürk şu an Türkiye’yi izliyorsa çok üzgündür diye düşünüyorum. Atatürk portesini bu yüzden üzgün seçmiştim.” ifadelerini kullandı. Bu yıl yeniden fuara katılma sebebinin İranlı olması olduğunu söyleyen Banisadr, orada büyümesinin kurallar ve yasaklar konusunda daha anlayışlı olmasına sebep olduğunu belirtti. Niloufer Banisadr bu yıl da 55 Bellechasse galerisinin standında, İranlı kadınların özgürlük mücadelelerini yansıttığı eserleriyle sanatseverleri bekliyor.

Yerli sanata ilgi yoğun

istanbul-da-essiz-bir-sanat-ortami-contemporary-513039-1.
Türkiye’nin önde gelen galerileri ve sanatçıları bu yıl da fuarda yerini aldı. 35 yıllık geçmişe sahip Galeri Siyah Beyaz da onlardan biri. Ankaralı ve İstanbullu sanatçılarıyla sergisini açan galerinin görülmesi gereken eserlerinden biri Fırat Engin imzalı “Devrim Televizyonda Yayınlanmayacak, Tweetlenecek” eseri. Ahşap üzerine neon ışıklarla düzenlenmiş bu eser oldukça ilgi çekti. Yerli eserlerden bir diğer öne çıkan isim ise sanatçı Ahmet Güneştekin’in ‘Ölümsüzlük Odası’ oldu. Fuarın girişinde sergilenen bu esere fuara girmeden önce kesinlikle uğranmalı. Piramid Sanat standında konuştuğumuz ressam Bedri Baykam, “Türkiye’de sanat konusunun ilerlemesi devlete rağmen oluyor. Devlete, baskılara rağmen sanat yapılıyor. Çoğu zaman oto sansür ile de yapılıyor” ifadelerini kullanırken, yalnızca 2018 yılındaki çalışmalarıyla katıldığı Contemporary İstanbul’un çağdaş sanat ortamının nefes alması, ayağa kalkması ve toplumla ilişkisi açısından önemine dikkat çekti.

Mundus: Tehditler altındaki Dünya'da barış
Fuarın en özgün çalışmalarından biri fotoğraf sanatçısı Ayşegül Dinçkök ve Dünya Serbest Dalış Şampiyonu Şahika Ercümen’in ortak projesi olarak hayata geçen “Derin Tutku Misunderstood/Yanılgı”. Dünya’da ilk kez köpekbalığı dalışında bir kadının bir kadını çektiği bu proje ile elde edilen görüntüler video art olarak sanatseverlere sunuluyor. Ayşegül Dinçkök köpekbalıklarının çok yanlış anlaşıldığını düşünüyor. Barışla yaklaşıldığında sağlanabilecek uyumu gözler önüne seren bu yapım, güçlü kadınlar güçlü gelecek diyor.

Döviz kuru etkisi görülüyor
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden sanatın etkilenmeyeceğini düşünmek yanlış olurdu. Özellikle Contemporary İstanbul gibi uluslararası bir etkinlikte giriş fiyatlarının 60-70 TL bandında olması bu yüzden normal karşılandı. Yabancı galerilerin gözlemlerine göre Türkiye’den koleksiyonerler için fiyatlar fazla görünmeye başladı. Özellikle Avro üzerinden satılan eserlere karşı bir tereddüt havası hâkim. Ancak bu sıkıntılara rağmen, yine de fuara ilgi çok yoğun. Döviz kuru sanata olan ilgiyi azaltmış gibi durmuyor.

İnisiyatifler de fuarda
Her ne kadar sanat eserlerinin satışının gündemde olduğu bir etkinlik olsa da Contemporary İstanbul’da kâr amacı gütmeyen inisiyatif ve kurumlar da yer alıyor. Bunlardan biri “arthereistanbul”. Bu kuruluş Türkiye’de yaşayan Suriyeli sanatçılar için imkanlar sunmaya çalışıyor. Yaptıkları çalışmaların somut hallerini ve eserlerini görmek için standlarına bir uğramanızda fayda var. Bir diğer sanat inisiyatifi olan “Halka Sanat” da bu yıl fuarda yerini almış. Yürüttükleri rezidans projesi kapsamında sanatçıların uluslararası dolaşımını sağlamaya çalışan bu projenin rezidans ayağını temsilen sanatçı Richard Bartle sergiye katılmış.

Sanatçıların yeni fırçası teknoloji
Fuarın son yıllarda dikkat çeken bölümü Plugin, bu yıl Ceren-Irmak Arkman’ın küratörlüğünde “Extra/Ordinary – Olağan/Dışı” teması altında sergilendi. Çeşitli ülkelerden sanatçıların eserlerinin sergilendiği bu bölümde, yeni medya denilen dijital sanatlar yer alıyor. Plugin’in en çok dikkat çeken eserlerinden biri Kanadalı sanatçı Daniel Iregui tarafından yapılan Control/ No Control. Kişinin tüm bedenini kullanarak enstalasyonun grafik görsellerini, hareketlerini ve ses tasarımını kullanabildiği bu eser görenleri “Biz mi teknolojiyi kullanıyoruz yoksa o mu bizi?” üzerine düşünmeye sevk ediyor.

Dikkat çekici bir diğer eser ise Wayne Barker tarafından yapılan “Gaze” isimli çalışma. Sanal gerçeklik ile kendi stüdyosunu gezdiren sanatçıyı, resimlerini çizerken dahi izleme şansı elde ediyorsunuz.