İstanbul Eczacı Odası, ekonomideki krizin eczacılık sektörüne olan etkisine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklamada ilaç krizine de değinilirken yetkililerden eczacıların haklarının teslim edilmesi talep edildi.

İstanbul Eczacı Odası: Sağlık, bir tasarruf kalemi olmaktan çıkarılsın

İstanbul Eczacı Ocası, ekonomik kriz sebebiyle eczacıların yaşadıkları sıkıntıları dile getirmek için bir araya geldi.

Basın açıklaması düzenleyen eczacılar, ilaç krizinin boyutlarına da değindi. Açıklamada, dolar ve avrodaki artış sebebiyle ilaç firmalarının Türkiye'ye ilaç getirmediği ya da getirilen ilaçların hastaların ihtiyaçlarını karşılamayan miktarlarda piyasaya verdiği ifade edildi.

Hastaların ilaca erişebilmek için ödeyeceği ücret miktarının her gün arttığı ifade edilirken, internetteki ilaç satışlarına karşı da çağrıda bulunuldu.

İstanbul Eczacılar Odası tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

"14 Mayıs 2022 tarihine 2 gün kala maalesef dağ gibi sorunlarımızı haykırmak için, artık dayanacak gücümüz kalmadığı için bugün karşınızdayız.

Mesleğe adımını attığı ilk andan itibaren insanı önceleyen, toplumla iç içe, halk sağlığı için savaşan tüm meslektaşlarımızın sesini duyurmak için karşınızdayız.

Pandeminin 793. günü olan bugüne dek, can veren meslektaşlarımız ve çalışanlarımız için buradayız.

Sağlık sisteminin hem maddi hem manevi yükünü her gün sırtında taşıyan eczacılarımız için artık bıçağın kemiğe dayandığı yer çoktan aşılmış durumdadır.

İlaca ve tedaviye ulaşımda kilit noktada olan biz eczacıların yüksek fedakarlıklarıyla bugüne dek gelen ilaç hizmetinde yaşanan sorunlar, artık altından kalkamadığımız hale gelmiş durumdadır.

- Euro kuru nedeniyle ülkemizde pek çok ilaçta hala piyasada bulunamama sıkıntısı yaşanıyor. Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle, pek çok ilaç firması ürettikleri veya ithal ettikleri ilaçları ülkemize ya hiç getirmiyorlar ya da o ilaçları kullanmak zorunda olan hastaların ihtiyacını asla karşılamayan miktarlarda piyasaya veriyorlar.

Biz bütün bunları söylerken bizi dinlemiyorsunuz, bu yüzden Şubat ayında yaptığınız zamdan 2 ay sonra 508 kalem ilaca tekrar zam yapmak zorunda kaldınız. Sayın Bakan, eğer biz eczacılar ilaç yok diyorsak yoktur.

- Yine pek çok ilaçta, üretici firmalar devlete yapmayı taahhüt ettikleri indirimi uygulamaktan vazgeçiyor, bu yük ekstra bir ödeme olarak yine hastanın sırtına yükleniyor. Ve bu ilaçların sayısı gün geçtikçe artıyor. Her geçen gün hastanın ilacını alabilmek için ödemek zorunda kaldığı rakam artıyor.

-Bugün emekli de olsanız, ödeyeceğiniz bedel 100 liralık bir reçetenizde ek ödemelerle 40-50 liraları bulabiliyor. Hele ki devlete indirimi yapmayan bir firmanın ilacını kullanmak zorundaysanız vay halinize.

- Geçtiğimiz aylarda yapılan bir düzenleme ile bebeklerin diş jellerinden tutun pek çok ilaç geri ödemeden çıkarıldı. Yani artık bu ilaçlara paranız varsa ulaşabiliyorsunuz. Elbette devlet tasarruf yapmalı ancak sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değildir. Ve bugün gelinen nokta bunun apaçık bir örneğidir.

-Bir yandan internette, sosyal medyada ne idüğü belirsiz kişiler ilaçlar, vitaminler satıyor. Tam bir çöplüğe dönmüş bu alan, sahteciliğin, tüketiciyi aldatmanın, sağlığa kastetmenin merkezi haline gelmiş durumdadır.

-İşte halk sağlığının ve ilaca erişimin tehdit altında olduğu günümüzde, eczacılarımız verdikleri özverili hizmetle, gerektiğinde devletin yükünü de sırtlamışlar, eczacılık yemininin hakkını sonuna dek vermişlerdir. Eczacılar, pandemide çıkmaza giren maske dağıtımını gönüllü olarak üstlenmiş, yine halk sağlığı için grip aşısının ücretsiz halka ulaştırılmasını sağlamış, pandemi süresince hastanelere gidemeyen yaşlı ve kronik hastaların ilaçlarını temin etmiş ve danışmanlık yapmıştır, yapmaktadır. Daha önce de olduğu gibi bugün de eczacı 7/24 görevini layıkıyla hatta fazlasıyla yerine getirmektedir.

Ancak;

Bugün gelinen noktada tam 13 yıldır enflasyon görmezden gelinerek hesaplanan eczacı karlılık baremleri, pek çok eczanemizi hızla iflasa sürüklemektedir. Dünyada hiç kimse, hiçbir kuruluş 2009 yılından beri iyileştirilmemiş bedellerle hizmet verebilme ve ayakta kalabilme gücüne sahip değildir.

Bugün eczacılarımızın yarısından fazlası eczanelerini ayakta tutabilmek için kredi-borç sarmalına hapsolmuştur. Bu duruma ek olarak elektrik, personel maaşları, kira gibi tüm giderlerde enflasyon nedeniyle yaşanan korkunç artışlar, vatandaşlarımızın ulaşabildiği en yakın ve güvenilir sağlık kuruluşu olan eczanelerimizi silindir gibi ezmektedir.

Bu gidişle çok değil önümüzdeki aylardan itibaren eczanelerimiz birer birer kapanmak zorunda kalacaktır. Bugün vatandaşımızın elini uzattığında sağlığının, ilacının, dermanının güvencesi olan eczanelerimiz var olma mücadelesini yürütemeyecek noktadadır.

Bu sebeplerle;

13 yıldır görmezden gelinen eczacı karlılık baremleri enflasyona uygun olarak güncellenmeli, sağlık ordusunun vazgeçilmez neferi olan eczacılarımız artık yok sayılmamalıdır.

Sağlık bir tasarruf kalemi olmaktan çıkarılmadır.

Yıllardır ısrarla çözüm önerilerimizi dile getirmemize rağmen, gerekli düzenlemeler yapılmayarak bugün halkın ilaca erişiminde devasa sorunlar doğuran İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmelidir.

100 bine yakın çalışanı ile her gün 1,5 milyon civarında vatandaşımıza hizmet veren 27 bin eczanemizin bugünkü ekonomik koşullarda yaşama şansı kalmamıştır.

Türkiye’nin dört bir yanında gece gündüz demeden canı pahasına görevini yapan meslektaşlarımızın haklarını teslim etmenin zamanı çoktan gelmiştir.

Yarın değil bugün…

Sonra değil şimdi…"