SOL Parti İstanbul İl Örgütü “Artık Yeter! Gönderelim” sloganıyla 2’nci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Deniz Demirdöğen yeniden İl Başkanı seçildi. Demirdöğen, “Bizler saray rejimi karşısında mücadele edeceğiz. Bugünün esas mücadelesi bu iktidarı göndermektir. Türkiye’nin aydınlık geleceği için sorumluk çağrısında bulunduğumuz Sosyalist Güç Birliği ile bugünü kazanmak ve geleceği kurmak için tüm ilericileri, yurtseverleri, sosyalistleri birlikte yürümeye çağırıyoruz” dedi. SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Hayri Kozanoğlu ise “Toplumun önünde sosyalizm ufkunu açık tutmanın 50 yıllık mücadele geçmişimizi devrimci mücadele çizgimize uygun davranmanın sorumluluğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.

İstanbul SOL Parti, kongresini yaptı: Bugünün esas mücadelesi bu iktidarı göndermektir

SOL Parti İstanbul İl Örgütü “Artık Yeter! Gönderelim” sloganıyla 2’nci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi.

Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongre, büyük bir coşku içinde geçti.

Kongreye Toplumcu Kurtuluş Partisi (1920 TKP) İstanbul İl Başkanı Yusuf Türkoğlu, Emekçi Hareket Partisi Merkez Komite Üyesi Nehir Sevim, Türkiye İşçi Partisi İstanbul İl Başkanı Cengiz Yeter, Halkların Demokratik Partisi İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, Toplumsal Özgürlük Partisi İstanbul İl Sözcüsü Nilay Kuş, Türkiye Komünist Partisi’nden Neriman Keski ve Arda Yusufoğlu, Devrim Hareketi’nden Dursun Doğan, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkan Vekili Hale Özcömert ve İl Yöneticisi Saniye Yurdakul, Devrimci Hareket üyeleri, Emek Partisi’nden Ezgi Ergin ve Alişan Doğan, Türkiye Komünist Hareketi’nden Kamil Tekerek, Ahmet Tarık Yenil ve Behzat Ulucan ve Devrimci İşçi Partisi’nden Duygu Yeşil katıldı.

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da kongre için Şişli Kent Kültür Merkezi’ne geldi.

Kongre, ilk olarak sanatçılar Ozan Çoban, İlke Kılmaz ve Güneş Demir’in konseriyle başladı. Konserin ardından kongre, açılış konuşmasıyla başladı.

“ŞİMDİ SOL ZAMANI”

SOL Parti İstanbul İl Örgütü adına yapılan açılış konuşmasında şunlar söylendi:

“Şimdi SOL zamanı… Memlekete SOL gerek diyerek yola çıktık 3 yıl önce… Biliyorduk ve yürekten inanıyorduk ki bu memlekette kalbi SOL’da atan milyonlarca yürek var.

Biliyorduk ve inanıyorduk ki SOL’a ait değerler sınıf mücadelesi, laiklik, kamusallık, antiemperyalizm halka ait değerlerdir.

Biliyorduk ve inanıyorduk ki reel sosyalizmin yenilgisiyle başlayan liberal yalanların devri artık sona ermiş, tarihin çöplüğündeki yerini almıştır. Dünyada ve memleketimizde rüzgar artık soldan yana esmektedir.

Ancak yine çok iyi biliyorduk ki gerçek mücadele kaderimizi kurtarıcılara havale ederek değil yaşamı, emekçilerin, gençlerin, kadınların yaşamına dokunanı örgütlemekle, sosyalist solu toplumsal bir güç üzerinden yükselecek devrimci bir dalgayı yaratmakla, kolektif bir mücadeleyi yaratmakla, sözün de yetkinin de kararın da halkta olduğu bir mücadeleyi örgütlemekle mümkündür.

Mahirlerden, Denizlerden, İbrahimlerden, Terzi Fikrilerden, Mine Bademcilerden, Mustafa Suphilerden, Behice Boranlardan devraldığımız bir mücadele mirasının sorumluluğundandır inadımız, inancımız, kararlılığımız…

Tarihimiz boyunca ve son 20 yılda AKP faşizmine karşı yaşamın her alanını mücadele alanına, direniş alanına çevirdik.

20 Yıl Artık Yeter diyerek bu karanlığı gönderecek, yeniden kurulacak bir ülkeyi ilmek ilmek örgütleyecek olan güç, devrimcilerin gücü bu memleketin her yerindedir.

Aylar önceden ilan ettik. Bu seçim olağan bir oylama değildir memleketin geleceğine dair bir referandumdur. Bundan önceki referandumlarda HAYIR’ı siyasal İslam faşizmine, baskılara rağmen nasıl örgütlediysek, aynı net ve kesin tutumumuz daha da büyük bir kararlılık ve inatla devam etmektedir.

Tarafımız tek adam rejimini, siyasal İslam faşizmini tarihin çöplüğüne gönderecek en geniş halk cephesinin tarafıdır.

Tarafımız daha birkaç gün önce çalıştırılırken mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılırken iş cinayetinde katledilen Fidan’ın, Dicle’nin, sınıfın, halkın çocuklarının tarafıdır.

Ancak düzen muhalefeti sağın alternatifini yine sağ olarak tarif eden politik hattına devam etmektedir. Ellerinde emekçilerin, yol arkadaşlarımızın, Gezi’ de katledilen çocuklarımızın kanlarını taşıyanlara “Her bomba patladığında oylarımız artıyor” diyenlere teslim edeceğimiz bir gelecek yoktur.

Sağın alternatifini sağ olarak sunan seçeneksizlikten kurtuluşun yolu ancak sol siyaset zemininin, sol değerlerin güçlendirilmesiyle mümkündür.

Bu ülkenin sosyalistleri, devrimcileri olarak tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıyayız.

Biz devrimcilerin, sosyalistlerin tarihi Denizleri yaşatmak için Mahirlerin canlarını feda ettiği bir onuru taşıyanların tarihidir.

Tarihimizden aldığımız bilinçle biliyoruz ki faşizme karşı en güçlü mücadele birbirimizin elinden daha sıkı tutmayı gerektirir. Barikatlara karşı en büyük direnişler omuzlarımızın birbirine en güçlü kenetlendiği zamanlar örgütlenmiştir.

Devrimcilerin tarihi faşizmin en güçlü olduğu dönemde hep birlikte bir yol arayışının, yol açmanın tarihi oldu her zaman... Şimdi “Sosyalist Güç Birliği” ile aydınlara, ilericilere, sosyalistlere, devrimcilere, yüreği SOL’da atan herkese çağrımızdır.

Şimdi kendi özgücümüzle yürümenin birlikte yeniden yol açmanın zamanıdır.

Her zorlu dönemin hikaye anlatıcıları, hikâye yazıcıları, tarihe büyük puntolarla not düşenleri olduk.

20 yıldır yaşatılan karanlığın her günü, her anı için artık yeter.

Bu memleketin 20 yıldır kesintisiz mücadele edenleri, bedel ödeyenleri olarak bu karanlığı birlikte gönderelimin mücadele çağrısıdır bugünkü kongremiz.

Yolumuz, yolculuğumuz açık olsun.

Ne geçmiş tükendi ne yarınlar.”

İL BAŞKANI DEMİRDÖĞEN: CEHENNEMİN KAPISINI KAPATACAĞIZ

Aytekin’in konuşmasının ardından Divan Seçimi yapıldı. Sonrasında ise SOL Parti İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen konuştu.

Sözlerine Bartın’daki maden faciasında hayatını kaybeden emekçilere, İran’da direnen kadınlara, Gezi Direnişi’ne ve devrim mücadelesinde hayatını kaybedenlere selam göndererek başlayan Demirdöğen geçen hafta gerçekleşen Taksim saldırısını da lanetledi.

Demirdöğen devamında şunları söyledi:

“20 yıllık AKP iktidarının yarattığı derin ekonomik ve siyasal krizler içinde sürükleniyoruz. 2023 yılında yapılacak seçimler ülkemiz açısından bir medeniyet seçimi olacaktır. Ülkemizin tüm kamu varlıklarını fabrikalarını işletmelerini deresini toprağını emperyalistlere peşkeş çekenlerle, Türkiye’yi ucuz emek devletine çeviren bu iktidara son mu vereceğiz, yoksa bu cehenneme mahkûm mu olacağız onun seçimi olacaktır. 2023 seçimleri bu açıdan bir seçim olmanın ötesinde saray rejiminin oylanacağı bir referandum olacak. Bizler saray rejimi karşısında mücadele edeceğiz.

Deniz Demirdöğen, kongrede yeniden SOL Parti İstanbul İl Örgütü Başkanı seçildi.Deniz Demirdöğen, kongrede yeniden SOL Parti İstanbul İl Örgütü Başkanı seçildi.

Önümüzdeki seçimlerde Saray rejimine kaybettirerek belki cennetin kapılarını açamayacağız ama halkın üzerine çöken cehennemin kapılarını kapatacağız. AKP iktidarına karşı hiçbir yanılsamaya kapılmadan mücadelemizin onuruyla ve yenme zorunluluğuyla mücadeleye atılıyoruz. Çıkacağımız yolculukla memleketi koyu karanlıktan kurtaracağız. Unutmayalım ki saray rejiminin karşısında bu ülkenin onurlu işçi sınıfıyla, cesaret dolu kadınlarıyla, kararlı gençleriyle, eşitlik, özgürlük ve adalet sevdalısı emekçi halkımızla yürüyeceğiz.

Biliyoruz ki hepinizin aklında ‘bu saray rejimi gidecek mi’ sorusu var. Eğer tüm muhalefet güçleri olarak dayanışma ve iş birliğiyle mücadele edersek paşa paşa gidecekler.

İstanbul İl Kongresi bu anlamda bir seferberlik çağrısıdır. Önümüzde 30 haftalık zaman var.

Referandum niteliğinde gördüğümüz 2023 seçimlerinde en geniş muhalefet cephesiyle hayır siyaseti ekseninde bu iktidarı gönderme noktasında kararlıyız. Bu doğrultuda, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayının çıkartılması, Erdoğan’a kaybettirme siyasetini izleyeceğiz. Parlamento seçimlerinde de sol bir seçeneği yaratmak için tüm Türkiye’de seçime girme yeterliliği bulunan bir parti olarak seçimlere gireceğiz. Burada dikkat çekmek isterim ki; cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın karşısında muhalefetin ortak tek adayla çıkması çok önemli. Seçimi ikinci tura bırakmamalıyız, Erdoğan’a hamle şansı tanımamalıyız. Bu konuda, tüm muhalefeti ortak sorumlulukla hareket etmeye çağırıyoruz. Unutmayalım ki; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.

Seçim ve sandık güvenliği tüm muhalefet güçleri için en kritik noktalardan biri. Seçim güvenliği muhalefetin birlikte mücadelesi ile sağlanabilir. Yurttaşları da bunun parçası yapacağız. Bu kez atları alıp Üsküdar’ı geçemeyecekler. Atları sıkı sıkı bağlayacağız.

Emekçilerin sömürülmediği, kadınların özgürce yaşayabildiği, emeğin ve geleceğin Türkiye’sini kuracağız.

12 Eylül ile birlikte, ülkemiz sermaye açısından dikensiz gül bahçesi haline getirildi. Ülkenin tüm değerleri yok edildi. 20 yıllık AKP iktidarında da bu yağmanın, talanın, yıkımın zirve noktasını yaşıyoruz. Meclis muhalefetinin, sağa yaslanmış politikalarla, din ve kimlik eksenli AKP dümen suyundaki açılımlarla, anayasa tartışmaları ile ancak hızlı bir çöküşle sonuna ilerleyen iktidara yeni manevra alanları açılır. Memleketin bugün hiç olmadığı kadar sola, sosyalistlere, devrimcilere ihtiyacı var. Türkiye’nin aydınlık geleceği için sorumluk çağrısında bulunduğumuz Sosyalist Güç Birliği ile bugünü kazanmak ve geleceği kurmak için tüm ilericileri, yurtseverleri, sosyalistleri birlikte yürümeye çağırıyoruz. Yıllarca sağ politikalarla yıkıma uğrayan bu ülkeyi; ancak solun eşitlik, özgürlük, kardeşlik, dayanışma değerleri ile yeniden kurabiliriz."

KOZANOĞLU: AMPULÜ SÖKMEKTE KARARLIYIZ

Son olarak konuşan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Hayri Kozanoğlu ise şunları dile getirdi:

“Geçtiğimiz hafta bu saatlerde gerçekten çok büyük bir acı yaşadık. Benim kuşağımdan gelenlerin belleğinde 1977 1 Mayıs’ında yaşananlar kare kare kayıtlı. O dönemden bu yana o kadar çok acı yaşadık ki… Geçtiğimiz hafta bir muhasebe yaptığımızda kaç felaket yaşadık hatırlayamadık. İnsan yaşamına, sivil halka yönelik her saldırı amacı ve olursa olsun, kimden gelirse gelsin kınanmalıdır. Hepimizde 2015 yılı canlandı. Bizi susturmak, yıldırmak istiyorlar. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bizler toplumsal, siyasal ve örgütlenme sorumluluğumuzu her zamankinden daha fazla sahiplenip halkın örgütlenmesini ve korkmamasını sağlamakla görevliyiz.

Prof. Dr. Hayri KozanoğluProf. Dr. Hayri Kozanoğlu

Ülkede çok yüksek bir enflasyon var sade insanların alım gücü tükeniyor. Yoksulluk her geçen gün artıyor. Bunun en büyük sorumlularından biri geçmediğimiz yollara dolarla para ödeyenler, devlet katlarını cemaatlerin ve tarikatların pazarlık sahası edenler, liyakati göz ardı edenler, Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi garip düzenlemelerle kamu bütçesinin eğitime, sağlığa, dayanışmaya ayrılmasını engelleyenlerdir. Sade yurttaş domates alırken tereddüt ediyorsa, eve et girmiyorsa marketlerin önünde çöp toplayanların sayısı artıyorsa bunun tek nedeni ekonomi değildir. Bizler sosyalistler olarak bunun ülkeye gelen göçmenlerin yüzünden olmadığını vurgulamalı enternasyonal sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. İnsanlara Türkiye’nin Somali’den Libya’ya Suriye’den Irak’a, çeşitli coğrafyalarda askeri varlık göstermesinin maliyetini hatırlatmalıyız. İnsanların yoksullaşmasında bunların vebali yok mudur? Önümüzdeki günlerde bol bol hamasetle karşılaşacağız. Bundan önce üç kere Suriye’ye operasyon düzenlendi. Bunların her biri iç siyasetteki sıkışmalarının sonucu. 15 Temmuz’un ardından 2018’deki ekonomik kriz ve sonrasında yerel seçimin yenilgisini unutturmak için bunlar yapıldı. Halk nezdinde karşılıkları kalmadı. Sade yurttaşlara bunu anlatma sorumluluğundayız. Türkiye çok önemli bir seçim arifesinde. Türkiye karanlığa mı teslim olacak, yoksa bizlerin de gelecek neslin de umudunu artıracak yeni bir ışığın canlanacağı döneme mi gireceğiz. Öncelik başkanlık rejimini geride bırakmak ve kuvvetler ayrılığına adım atmak. 20 yıllık AKP iktidarının her hamlesinde sicilimiz temiz. Biz toplumun önünde sosyalizm fikrini canlı tutma sorumluluğundayız. Biz parlamenter rejimin başkanlık rejiminden daha demokratik olduğunu biliyoruz ama sadece parlamenter rejime geçmek kuvvetler ayrılığı ilkelerini hayata geçirmek yetmez. Bizim demokrasi anlayışımız bununla sınırlı değil. Okullardan, fabrikalardan yükselen halkın söz sahibi olduğu bir demokratik anlayışa sahibiz. Kadınların, ekoloji mücadelesi verenlerin, sendikaların da demokratik karar süreçlerinde olmalarını savunuyoruz. Cumhuriyetin yetersizliğini biliyoruz. Laikliğin küçümsenmemesi gerektiğinin de bilincindeyiz: bizim için en önemli sıfat devrimcilik sıfatıdır. Toplumun önünde sosyalizm ufkunu açık tutmanın 50 yıllık mücadele geçmişimizi devrimci mücadele çizgimize uygun davranmanın sorumluluğunu biliyoruz. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızın da sorumluluğu bize devrimcilikte ısrarı ve inadı dayatıyor. Bu nedenle devrimci demokratik cumhuriyet başkanlık rejimini aşmayı hedefleyen ruhun çok ötesindedir. Biz Sosyalist Güç Birliği ile bu çerçevede örgütlenirken diğer partilerin tabanlarında sol fikirlerin değerlerinin şekilleneceğini biliyoruz. Emperyalizmle her şekilde mücadele edeceğiz. Ekonomide kamuculuğu savunuyoruz. Özelleştirilen tüm kamu kuruluşlarını geri kazanacağız. Toplumdaki gelir eşitsizliğine karşı servet vergisi dahil bir geçiş programı öngörüyoruz.

Dünyada da yüksek enflasyon yoksulluk var. Savaş yaşanıyor. Nükleere dönüşme tehlikesi var. İç karartan olaylar ve coğrafyalar var. Türkiye’de ise daha katmerlisini yaşıyoruz.

Latin Amerika’nın 7 ülkesinde sol yönetimler var. Bunlar sol fikri kendi ülkelerinde canlı tutuyorlar ve bizlere örnek olmaya devam ediyorlar. Biz neden başarmayalım? Türkiye halkını demokrasiye sahip çıktığı ve otoriter rejimi tarihin çöplüğüne gönderdiğini neden konuşmasın insanlar. Gezi sürerken tüm dünya bize imreniyordu.

Son günlerde yaygınlaşan bir slogan var: ‘Ampulü sökmek için daima sola çevir.’ Bu slogan çok doğru ve anlamlı, genel anlamıyla sola çevirmekten yanayız. Bizler ampulü sökmekte kararlıyız. Bunu yapacağız.”

YÖNETİM MECLİSİ BELİRLENDİ

SOL Parti İstanbul İl Kongresi’nde Deniz Demirdöğen yeniden İl Başkanı seçildi.

İl Yönetim Meclisi ise şu isimlerden oluştu:

Esen Karaküçük

Damla Atalay

Kemal Koç

Ufuk Aktan

Hüseyin Atalay

Sercan Sinecan

Ali Özülke

Uğur Ateş Koç

Sema Özdemir

Yalçın Köse

Okan Telatar

Enis Çiçek

İlkay Öz