AKP ve gericilerin hedefindeki İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin araştırma yapan KONDA'nın verilerine göre, "İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmalıyız" diyenlerin sayısı toplumun yüzde 7'sini oluşturuyor. Toplumun yüzde 62'si sözleşmeyi net bir şekilde bilmiyorken, bilenlerin yüzde 16'ı 'çıkılmalı' diyor.

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını savunanlar yüzde 7'de kaldı

HABER MERKEZİ

AKP ve gericilerin hedefinde olan kadınların yaşam reçetesi İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalar sürüyor. Kadın cinayetleri her geçen gün artarken, şiddet ve cinsel saldırı failleri cezasız kalıyor. KONDA Araştırma Şirketi'nin tartışmaların sürdüğü İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkinyaptığı araştırma sonuçlarına göre "Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmalı" diyenler yüzde 7'de kaldı.

KONDA araştırma şirketi Ağustos 20 Barometresi’nin sonuçlarını açıklandı. Sözleşmenin ana temalarından biri İstanbul Sözleşmesi oldu. Araştırmada kadına şiddet ile ilgili toplumsal değişim olup olmadığı da ölçüldü.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıp çıkılmaması gerektiği konusunda sorulan soruya toplumun yarısından fazlası bu konuda bir fikri olmadığını belirtti.

Yüzde 7'si çıkılmalı derken yüzde 36'sı ise sözleşmede kalınması gerektiğini söyledi.

2015 Hayat Tarzları araştırmasında sorulan "Erkek sever de döver de" diyenlerin oranı da yüzde 20'den yüzde 6’ya düştü.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKMALIYIZ' DİYENLERİN SAYISI YÜZDE 7

Toplumun yarısından fazlası bu konuda da bir fikri olmadığını belirterek çıkma veya kalma konusunda hiçbir yorum yapmadı. Yüzde 7 çıkılmalı derken yüzde 36 ise sözleşmede kalınması gerektiğini söyledi. “Bir fikrim yok” diyenlerin oranı ise 58.

istanbul-sozlesmesi-nden-cikilmasini-savunanlar-yuzde-7-de-kaldi-775740-1.

SÖZLEŞMEYİ BİLENLERİN YÜZDE 16’SI ÇIKILSIN DEDİ

Toplumun yüzde 35’i İstanbul sözleşmesinin içeriğini kısmen de olsa biliyor. Yüzde 62 net bir şekilde bilmediğini söylüyor. İstanbul sözleşmesine karşı tavrı sorulduğunda da sözleşmeyi bilenlerin büyük çoğunluğu "sözleşmede kalınmalı" dedi. Sözleşmenin ne olduğunu bilenlerin yüzde 16’sı “sözleşmeden çıkılmalı”, yüzde 84 ise “kalınmalı” dedi.

TOPLUMUN YÜZDE 62’Sİ BİLMİYOR

Sözleşme içeriğinin ne kadar bilinip bilinmediğini ölçmeye yönelik yönelitilen açık uçlu soruda özellikle sosyal medyanın gündeminden temmuz ayı boyunca düşmeyen kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi konularının toplumun tamamında ne kadar bilindiğini ortaya çıkarmak amacıyla sorulan soruya toplumun yüzde 62’si “Bilmiyorum” cevabını verdi.

SİYASİ GÖRÜŞ ETKİLİYOR

"İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmaya başlanması doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a atıfta bulunarak, iktidara yakınlığıyla bilinen yayın organlarından başlatıldığı için kişilerin siyasi görüşlerinin de bu tabloyu oldukça etkilemesi beklenen bir sonuç" denilen raporda, "Hem kadın hem de erkeklerde, iktidar kanadına yakın siyasi görüşte olanlar sözleşmeden çıkılması gerektiği görüşüne ülke ortalamasından daha yakınlar. Özellikle CHP, ardından İYİ Parti ve HDP seçmenleri ise sözleşmede kalınması gerekliliğine inanıyorlar" denildi.

"ERKEK SEVER DE DÖVER DE" DİYEN YÜZDE 20, 5 SENEDE YÜZDE 6’YA DÜŞTÜ

"En son 2015'te Hayat Tarzları üzerine yapılan araştırmada “Erkek sever de döver de” ifadesiyle ele alınan kadına yönelik erkek şiddet konusunda toplumunun arada geçen zamanda önemli bir gelişme kaydetti" denilen raporda, "Beş yıl önce bu ifadeyi ‘kesinlikle yanlış’ bulanlar yüzde 37 iken, yüzde 63’e çıkmış durumda. İfadeyi ‘doğru’ veya ‘kesinlikle doğru’ bulanların oranı ise bu ay itibariyle yüzde 6" ifadelerine yer verildi.

'NAMUS' İÇİN KANUN DIŞINA ÇIKILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNENLER YÜZDE 45’TEN YÜZDE 21’E DÜŞTÜ.

Benzer bir şekilde dolaylı da olsa bu konuyla ilişkili olarak bir dikkat çekici değişim namus ve kanun çelişkisi üzerineydi. 2010 yılında toplumun yüzde 45’i konu namus meselesi olunca kanun dışına çıkılabileceğini söylüyordu. Bu ay bu oran yüzde 21’e düşmüş durumda.

5 SENE ÖNCE YÜZDE 80 “KADINLARIN KIYAFETLERİNE DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR” DİYORDU, BUGÜN YÜZDE 32

Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Kadına yönelik şiddetle ilgili 5-10 senelik çerçevede gördüğümüz olumlu gelişmelerden biri de kadınların kıyafetinin şiddet sebebi olarak değerlendirilmesiyle ilgili. 2015’te sorduğumuzda yüzde 80 kadınların tacize uğramamak için bulundukları ortamlarda giyimlerine dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyordu. Tıpatıp aynı ölçekle ölçmememize rağmen bu oranın 5 sene sonrasında üçte bire kadar düştüğünü belirtebiliriz."