Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk modern tıphane 14 Mart 1827’de Vezneciler’de Tulumbacıbaşı Konağı’nda açılır. Beş yıl sonra da Topkapı Sarayı’nın sahil kısmında bulunan üç koğuşlu hastalar odasında ayrıca cerrahhane kurulur ve her iki okul 1836 yılında Topkapı Sarayı yakınındaki Otlukçu Kışlası’na taşınır.

Bir süre sonra bina yetersiz gelince her iki okul 1838’de, şimdilerin Galatasaray Lisesi olan, o zamanların Enderun Ağaları binasına taşınır ve 1839’da Padişah II. Mahmut’un katıldığı bir törenle Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane ismiyle açılır.

Ne var ki, bu Galatasaray Tıbbiyesi ne yazık ki 1849 yılında yanınca önce Hasköy’deki Humbarahane Kışlası, daha sonra gene Hasköy’de Gergeroğlu Konağı, 1866’da Sirkeci’deki Demirkapı Kışlası, 1874’te yanan Galatasaray binasının yerine yapılan yeni bina…

Tıbbiyenin taşınma macerası devam eder.

Lise kısmı önce Galatasaray’da kalıp sonra Kuleli’ye taşınan Tıbbiye 1876 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane adıyla tekrar Demirkapı’ya döner.

Ve nihayet 1903’te, şimdilerde Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak kullanılan Haydarpaşa binasına taşınır.

•••
Bu arada, buraya kadar hep Askeri Tıbbiye’den söz ettik. 1867’de bir de Sivil (Mülki) Tıbbiye kurulur ve önce Ahırkapı’da, sonra Kadırga’da çeşitli binalarda eğitime başlar.

Mülki Tıbbiye de daha sonra Haydarpaşa’ya taşınır ve 1909 yılında her ikisi birleştirilip İstanbul Darülfününü Tıp Fakültesi adını alır. Cumhuriyetin miras aldığı tıp fakültesi işte bu fakültedir.

1933’te İstanbul Darülfününü lağvedilip İstanbul Üniversitesi kurulunca Tıbbiye de Haydarpaşa’dan ayrılıp Avrupa yakasına, merkez ve temel bilimler Beyazıt’taki şimdiki İstanbul Üniversitesi binasına, kliniklerse Şişli, Haseki, Cerrahpaşa, Çapa, Gureba ve Bakırköy’e taşınır.

Zamanla kampüsler Çapa ve Cerrahpaşa’da toplanır, 1967’de Cerrahpaşa ayrılır, İstanbul Tıp Fakültesi de Vakıf Gureba’dan alınan Çapa Kampüsünde devam eder.

Bu yüzden İstanbul Tıp Fakültesi’nin iki ismi daha vardır.

Birincisi; hemen aşağısındaki Aşağı Gureba’dan ayırmak için, şimdilerde pek kullanılmıyor ama, Yukarı Gureba…
İkincisi; fakültenin bulunduğu semte binaen, Çapa Tıp.

Bu arada, fakülte mensupları ve mezunlarının kuşaklar boyunca ve hâlâ bu son ismi ısrarla ve inatla reddettiklerini…
İstanbul Tıp Fakültesi ismine inatla sahip çıktıklarını da not düşeyim.

•••

On altı yıldır ülkenin üzerine çöken AKP oligarşisi Cerrahpaşa’yı da, İstanbul Tıp’ı da hiç sevmedi. Osmanlı-Türk modernleşmesinin erken dönem eseri ve sadık takipçileri olan bu kurumları hep kendisi için bir tehdit olarak gördü; ihmal etti, yok saydı, kaynaklarını kıstı, taşınma meselesini Demokles’in kılıcı gibi tepelerinden hiç eksik etmedi.

Ve nihayet cuma günü Kanun Tasarısını Meclis’e gönderdi.

Eğer haber aldığımız gibi komisyondan kaçırıp önümüzdeki hafta Genel Kuruldan geçirirse, hepi topu iki ay ömrü kalan Meclis’teki kollar kalkacak, kollar inecek ve ömrü yüz doksan yılı aşan İstanbul Tıp Fakültesi köklerinden koparılacak.
Önce ismi, bütün mensupları ve mezunlarına inat olarak Çapa Tıp yapılacak, sonra da, ta İstanbul Darülfününü yıllarından beri bağlı olduğu İstanbul Üniversitesi’nden ayrılıp yeni kurulacak İbni Sina Üniversitesi’ne bağlanacak.
Yani…

Yüz doksan yıllık çınar köklerinden koparılacak!..
•••

Sonra ne mi olacak?..

Ne olacağını AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan geçen sene açıklamıştı.

Hasdal’a taşınacak, demişti.

Taşınacak, dediği lâf-ı güzaf.

Taksim İlkyardım nasıl Gaziosmanpaşa’ya taşınmadı, taşınamadıysa, SSK Yenimahalle Doğumevi nasıl Halkalı’ya taşınamadı, taşınamadıysa, hakikatte oralarda yeni hastaneler kurulup eski hastaneler kapatıldı, ikincisi üstelik yer ile yeksan edildiyse…

İstanbul Tıp Fakültesi’ne de aynısı yapılacak!..

Muhtemelen Hasdal’da Kamu Özel Ortaklığıyla kurulacak yeni hastaneye karşılık olarak ve de AVM yapılmak üzere şirketlere verilecek.

Tabi, biz izin verirsek.

Oysa bilmiyorlar ki…

Tıbbiyeli yanılmaz…

İstanbul Tıp yenilmez!..