“Perde Kapanmasa Görecektiniz” kitabıyla Kenter Tiyatrosu’nun tarihini anlatan Başarır, Kent oyuncularının mücadelesinin yanı sıra Türk tiyatro tarihine de ışık tutuyor. Başarır “İstanbul tiyatroyla direniyor” diyor.

İstanbul tiyatroyla direniş sergiliyor

Eda Köprü YILMAYAN

Tiyatrocu, şair Kamran Yüce’nin kızı, seslendirme sanatçısı Deniz Yüce Başarır babasının belge, anı, röportaj, fotoğrafların yer aldığı arşivinden yola çıkarak yazdığı “Perde Kapanmasa Görecektiniz” kitabıyla okuyucuyu bir zaman tüneline götürüyor. Adını Kamran Yüce’nin Gölge isimli şiirinin bir dizesinden alan kitap, Kenter Tiyatrosu’nun izinde 1960’lar, 70’ler, 80’ler ve 90’lar Türkiye’sine ışık tutuyor. Deniz Yüce Başarır’la sürdüğü belleğin izlerini, anılarını konuştuk.

Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
2019 yılında Yıldız Kenter hayatını kaybedince “Harbiye’deki Kenter Tiyatrosu ne olacak?” sorusu ortaya çıktı. Cenaze töreninde Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sahip çıkacağını söyledi. Sonra gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tiyatrolarının bir sahnesi olacağı kesinleşince yeni bir hikâye başladı. Eski hikâye de unutulmasın, oradan kimler gelmiş, kimler geçmiş, neler olmuş, neler bitmiş öğrenilsin istedim.

Okuyucuya bir bellek sunuyorsunuz. Kent oyuncularıyla birlikte Türkiye’de tiyatronun gelişimini de okuyoruz.
Yıldız Kenter, Müşfik Kenter’i veya diğer ekibi anlatarak geçmek mümkün olabilirdi ama benim önemsediğim şey çıkmazdı. Neden altmışlara tiyatronun altın çağı deniyor başka tiyatrolar da var, sonra yetmişlerde neden herkes çöküşe gidiyor ve politik tiyatro başlıyor? Örneğin politik tiyatro seksenlerde zorlanıyor, diğerleri canlanırken. Sonuç olarak aslında nereye bakarsanız bakın toplumsal gelişmelerden insanı soyutlamanız mümkün değil.

KENTER TİYATROSU’NUN İSMİ LÜTFİ AKAD’DAN

Babanız hukuk okuyor. Şükran Güngör de hukuk fakültesinde öğrenci. Kenter kardeşlerle yolları nasıl kesişiyor?

Babamla, Şükran Amca hukuktan arkadaşlar. Tiyatro sevdalısı her ikisi de. Tiyatro adına hukuku bırakıyorlar. Küçük Sahne’yi Muhsin Ertuğrul Yapı Kredi Bankası’nın desteğiyle kurmuş, küçük bir özel tiyatro. Müşfik ve Yıldız Kenter’in de konservatuarda hocası ve yöneticisi devlet tiyatrolarında. Demokrat Parti döneminde görevinden ayrılınca Yıldız ve Müşfik Kenter hocalarına haksızlık yapıldığını düşünerek istifalarını veriyor, İstanbul’a geliyorlar. İstanbul’a geldiklerinde, Muhsin Ertuğrul onlara önce karşı çıksa da sonra destek oluyor. Küçük Sahne’den bir grubu da birleştiriyor. Birleşik sanatçılar adıyla İstanbul ve Ankara ayağı birleşerek yeni bir maceraya atılıyorlar. Daha sonra Site oyuncuları olarak devam ediyorlar. İsim değişikliklerinden yıldıkları anda salonla bağımlı olmasın bizim ismimiz diyorlar, oradaki fikri de Yönetmen Lütfi Akad veriyor. Hem şehre hem isme gönderme yaparak Kenter oluyor tiyatrolarının adı.

istanbul-tiyatroyla-direnis-sergiliyor-947899-1.
Fadik Kız oyunu

Kitabı bitirdiğinizde bütün halinde görünce ne hissettiniz? Aslında bu kitap babanıza bir hediye mi?
Bülent Erkmen’in tasarladığı sayfaları gördüğümde çok heyecanlandım, gözlerim yaşardı. Belgeler, yazdıklarınız tamam ama bir araya gelmesi insanı çok tuhaf hissettiriyormuş. Bu kitap babama bir armağan. Çünkü babam “İnsan anıldığı müddetçe yaşarmış” derdi. Babamın ölümünün 35’inci yılında hâlâ anılmasını, adının geçmesini sağlamak benim için mutluluk.

Kitap seslendirmeleri de yapıyorsunuz. Peki sizin kitabınız sesli kitap olacak mı?
Sesli kitap olabilir henüz netleştirmedik ama olmaması için bir sebep yok.

Tiyatrocular geçmişte yaşanan benzer sorunlarla hâlâ boğuşuyor. 70’li yıllarda baskıyla birlikte insanlar televizyondaki programlardan sıkılıyor, tiyatro yine altın çağını yaşıyor. Şimdi nasıl bir çağdayız?
2016-2017 ve 2018 sezonlarında Afife Jale jürisindeydim. İstanbul’un tiyatroyla direndiğini düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl çok zor bir sezon geçirdi tiyatrocular, hâlâ da öyle. 2010’lardan itibaren tiyatro yükselişe geçti. Antik Yunan’dan beri bazen eğlence bazen yüksek sanat bazen söyleyecek söz bazen politik görüş ama her zaman insanı, insana insanla anlatan ve öyle bir etkileşim yaratan bir sanat dalı tiyatro.

***

Ve sesi gelir kulağınıza Kemal Sunal’ın

Kemal Sunal’ı tiyatro sahnesinde ilk kez Kenter oyuncularının sahnelediği Fadik Kız eserinde görürüz. Deniz Yüce Başarır tek repliği olmadan seyirciyi gülmekten kırıp geçiren Kemal Sunal’la ilgili şunları aktarıyor: “Sunal henüz 22 yaşında o günlerde. Ertem Eğilmez’in onu keşfetmesine en az altı yıl var. Ama ‘Biz Kent Oyuncuları’ bölümüne baktığınızda, beyazperde de her göründüğünde milleti kırıp geçiren surat ifadesi o siyah beyaz fotoğraftan da kendini belli ediyor hemen. Ve sesi geliyor kulağınıza, gülmesi, şivesi…”