İşte benim stilim - 3

Ateş İlyas Başsoy atesilyasbassoy@gmail.com

Ben iyi bir insanım ama sorumluluklarım var. Sesler geliyor. Öyle eni konu ses, tane tane okuyor. Bunun olacağını biliyordum. Çocukları ve karımı topladım, söyledim. Küçük kız hemen “Şefaat ederim baba” dedi ama ona güvenmem, düzenbazdır. Karımdan ses yok. Oğlan, “Bir doktora görünsek mi?” dedi. “Hangi doktora? Kime güveneceğim?” Kızdım, kalktım.
Bildiğin cümle kuruyor. Not aldım: “Sen gördün, sen duydun; her şey senin” Anlamsız bir laf gibi ama aklımdan çıkmıyor. Devamı da geldi.


Şimdi bu notlar otuz sayfayı buldu. Evdekiler biliyorlar ve inanıyorlar artık. Bir iki kişiye daha söyledim, kimi anında biat etti, kimi bir süre gitti geldi ama sonra “tamam” dedi. Zaten söylenecek adama söylüyorum.
Sonra üç ay kadar önce televizyonda onu gördüm. Görüntü dondu, yavaşladı, Afgan otu içmişim gibi. Ses yine geldi: “Sen gördün, sen duydun, her şey senin...” Aynı cümle.
Ekipten güvendiğim birine açtım konuyu, o bu işleri bilir. “Abi s..mek mi istiyorsun, riskli iş ama ayarlarız,” dedi. Herifin kullandığı üsluba bak. Gerçi bende kabahat. “Sen riskleri hallet, olmadı B planı yaparız” dedim. Sonra bunun kolunu tuttum. “B planı istemiyorum. Bir salak olduğu apaçık ama belki çok bol para verirsek etkisi olur,” dedim. “Tamam abi, sen bunları düşünme” dedi.
İşler bundan sonra karıştı.
“Abi bu kız Fındıkzade’de büyümüş, yüksek okul mezunu, anne babası yok. Paralı çalışmış, bizim .... üçlü yapmışlar ama tam sokak orospusu sanma, .... de bununla yatmış, ağzını aradım “mükemmel sevişiyordu” filan dedi. Böyle bir kız anlayacağın. Güzel ama riski büyük abi. Sulu kuru her yol var. Hiç tavsiye etmem.”
Dinlerken hak veriyorum, bana normalde aile terbiyesi almış bildiğimiz kızları getiriyorlar. Hanım muta diye tutturduğu için hikayeden bir şey de yapıyoruz. Bu kızları biz eğittiğimizden dışarı bilgi asla çıkmaz. Geçmişte hatalar yaptık, bedelini ödeyen de oldu. Bunda yanlış yok. Fetvasını da aldım. Devlet meselesi riske girmez, sorumluluklarım var. Hiç bulaşmasam mı, niye bunu saplantı haline getirdim ki? Ama istihbarat konuşurken birden ayıldım:
“Eski futbolcu .... ile daha reşit bile değilken sevgili olmuş, hani beş yıl önce ....’de oynayan. Ağır içici olduğu için atıllar, sonra dizilere filan başladı. Zaten kız bu alemlere de herifin dalgasına girmiş. Hani şu .... dizisi var ya, orada .... rolünü oynayan.”
Benim başım dönmeye başladı. Böyle bir şey olduğunu biliyordum. Binlerce kız içinde niye o? Niye bir başkası değil de o? Yaş itibarı ile kolay olmaz böyle şeyler ama sanırım zevke geldim, alnım terledi, bunu da anlamadım.
Otuz yıl önce, daha memurum ben... Bir kadın geldi, örtülü, o zaman çok yok örtünen. Benim de kafa davul gibi, çocuklar daha yeni doğuyor, bir sürü alengir... “Ben karşı komşunuzun kızı ...” dedi. O anda tanıdım. Ulan çocukluk aşkım be.
Sümsük biriyle evlenmiş, bu sümsük için iş istiyor. Benim görevimi öğrenince yanıma gelmiş. Bir torpil filan olabilir mi?
Sonra bana döndü ve şeytan gözleriyle baktı. “Hemen iş bulmak zordur biliyorum ama bir şey olursa gündüzleri evde uygunum, haber verirsiniz.” Meğer bu hala aynı evde oturuyormuş, kocası da o eve içgüveysi gelmiş. “Gündüzleri evde uygunum” lafı beynimi döndürdü, herife asgari ücretli bir iş ayarlayıp soluğu bunda aldım. Beni bekliyormuş gibiydi. Saçlar açık, kolsuz elbise var, bir güzel ki... Alkol sordu, “Almıyorum” dedim. Bunun üzerine sağlam bir cigara sardı, iki de çizgi çekti masaya. Sonrası cennet.
Üç ay sonra beni ağlayarak aradı, tersledim. Sonra öğrendim ki taşınmış. Daha sonra haberlerini aldım: Oğlu olmuş, oğlu futbola başlamış, oğlu adam bıçaklamış. Her şeyi biliyordum, o çocuğun babasının ben olduğumu biliyordum ama kimse bana bir şey söylemedi. Şimdi otuz yıl sonra bu futbolcu ve sevgilisi karşımdaydı. Biri bunun tesadüf olduğunu söylesin.
Ses geldi. Şimdi... “Zeyneb, senin hakkın, onun değil...”
Kızın adı Zeynep değil ama “ses” Zeynep diye bu kızı anlatıyor. Sesin ne demek istediğini anladım. Titremeye başladım ve galiba ağzımdan köpükler geldi.
Bakın, hepiniz benden nefret ediyor olabilirsiniz ama ne yaptıysam iyiliğimden yaptım. Bu nedenle bu hikayenin sonunu hiç okumayın derim size. Bu kadarını da öğrenmeyin.
Şu anda sesler kulağımda çınlıyor. Sanki iki kişi birden konuşuyor gibi. Anlamıyorum. Bunları herkese aktaracağım günler gelecek ama henüz İstanbul’a hicret gerçekleşmedi. Benim kim olduğumu bilmiyorsunuz, öğreneceksiniz.
Kıza ne olacağı da umurumda değil, biraz yoklarım hemen anlaşılır zaten, sadece zapt etmek istiyorum. Zeyneb benim hakkım, onun değil.
Ben iyi bir insanım ama sorumluluklarım var.