İşten çıkarma yasağı 30 Haziran’da sona erecek. Milyonlar işsiz kalma endişesi taşıyor. Sendikalar yasağın uzatılmasını isterken, Çalışma Yaşamı Uzmanı Hüseyin İrfan Fırat iş güvencesi sağlayan yasaları hatırlatıyor.

"İşten çıkarmak öyle kolay değil!"

Rıfat KIRCI

Salgında istihdam kaybını engellemek için geçici olarak yürürlüğe konan işten çıkartma yasağı ve işçiyi ücretsiz izne çıkarma uygulaması 30 Haziran itibariyle sona erecek. Ücretsiz izinde bulunan 2 milyondan fazla işçinin istihdama dönüp dönmeyeceği ise gizemini koruyor. Sendikalar yasağın salgının tüm ekonomik etkilerinden arınana kadar devam etmesini ve ücretsiz izin ödeneğinin en az asgari ücret düzeyinde olmasını talep ediyor. Çalışma Yaşamı Uzmanı Hüseyin İrfan Fırat ise işçinin iş güvencesini koruyan yasalara dikkat çekerek hiçbir işverenin mazeret göstermeksizin işçiyi işten çıkaramayacağının altını çiziyor.


DİSK Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, Antep’in sanayi ve tekstil kenti olduğunu ve salgında ücretsiz izin uygulamasının en yoğun uygulandığı illerin başında geldiğini hatırlattı. Yasak kapsamında getirilen ücretsiz izin uygulamasının özellikle sendikalı işçileri baskı altına almak için kullanıldığını dile getiren Türkmen “Sadece sendikalı olduğu için ücretsiz izne çıkarılan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın işe geri dönüşü konusunda endişeliyiz ve mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Sendika diyen ücretsiz izne çıkarıldı

Ücretsiz izin uygulamasına salgında zarar eden iş yerlerinin başvurabileceğinin hatırlatan Türkmen Antep’te şirketlerin kârlarını katlamasına rağmen patronların ücretsiz izni sıkça kullandığının altını çizdi. Türkmen şu taleplerde bulundu: “İşten atma yasağı sürerken bile böyle bir işçi kıyımı yaşandığını düşünürsek, yasak bitince bu kıyımın çok daha büyük olacağını tahmin etmek zor değil. Ayrıca sadece Antep OSB’de ücretsiz izinde olan ve yasak bitince işten atılacak binlerce işçi var. Önce tazminatsız ve haksız yere işten atmaların tamamen yasaklanması, ücretsiz izin zulmünün son bularak, ücret kaybı olmaksızın ücretli izin hakkının düzenlenmesi için mücadele etmeliyiz.”

Salgın sürecinde kapalı olan turizm ve eğlence yerleri işçileri de ücretsiz izine çıkarılan kesimin önemi bir bölümünü oluşturdu. Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası’ndan (TEHİS) Hazal Hendekçi de “Pandeminin başında sektörde kayıtlı çalışan işçi sayısı 913 bin iken şuan kayıtlı işçi sayısı 851 bin. Aslında pandemi süreci boyunca 60 bin işçi işsiz kaldı. Çevremizde ki birçok arkadaşımız çok uzun zamandır ücretsiz izinde açlıkla burun buruna yaşıyor” dedi.

Hendekçi şu taleplerde bulundu: “Uygulamayı bahane ederek ücretsiz izne gönderilen tüm arkadaşlarımızın geriye dönük maaşları hesaplansın ve ödensin. Kod-29’u kullanarak işten atılan tüm arkadaşlarımızın işe iade edilmelerini ve geriye dönük maaşlarının ödenmesini talep ediyoruz. Maalesef sektörde kayıt dışı çalışan bir çok işçi arkadaşımız var ve onlarında mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz.”

isten-cikarmak-oyle-kolay-degil-890521-1.
Hazal Hendekçi - Mehmet Türkmen - Hüseyin İrfan Fırat


Birçok işçi güvenceden yoksun

Çalışma Yaşamı Uzmanı Hüseyin İrfan Fırat işçinin iş güvencesi sağlayan yasalar olduğunu hatırlattı. Fırat, işverenin gerekçe göstermeden işçi çıkarması durumunda yasal yaptırımlarla karşılaşacağını belirtti. Fırat şöyle konuştu: “Mevcut İş yasamızda iş güvencesi kapsamında işçilerin işten çıkarılmaları için işverenlerin geçerli bir neden göstermek zorunluluğu var. Ekonomik güçlükler, iş kaybı, küçülme, gibi sebepler işverenler bakımından geçerli işten çıkarma sebepleri arasında yer alıyor. İşçilerin de yine bu yasa kapsamında işverenlerin geçersiz sebeple işten çıkarmalarına karşı işe iade davası açma hakları var. Ancak iş güvencesi sadece 30 ve daha fazla mevcuda sahip işyerleri için söz konusu. Bu da pek çok işçinin bu yasa kapsamında olmayan işletmelerde iş güvencesinden yoksun çalıştığı anlamına geliyor ve bunların işten çıkarılmaları konusunda işverenlerin geçerli bir neden göstermek gibi bir zorunlulukları yok.”

1 yıllık maaş ödemek zorunda

Sendikalı işçilere yönelik baskılara da değinen Fırat son olarak şunları aktardı: “Anayasal bir hak olan sendikalaşmanın engellenmesi ve işçilerin bu nedenle işten çıkarılmaları işverenler bakımından çeşitli yaptırımlara tabidir. Bu kapsamda İşçilerin ayrımcılığa uğramaları ile işten çıkarılmaları ve/veya bu haklarının engellenmesi hem İş Kanunu hem de Ceza kanunumuzda karşılık bulmaktadır. İşçilerin işe iade davası açma haklarının yanı sıra her bir işçi için 12 aylık ücret tutarında sendikal tazminata hükmedilmesi ve açılacak ceza davası sonucunda işverenlerin hapis cezası ile karşı karşıya kalmaları mümkündür.”