Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı 2015 yılı SGK istatistiklerine göre yüzde 39. Ancak bu veri, günlük ücret bazında asgari ücret alanların oranını veriyor. Asgari ücretlilerin ortalama prim ödeme gün sayısı 24 gün. Prim ödeme süresine göre ortalama asgari ücret 1404 TL değil, 1123 TL. 2007 yılında ortalama prim ödeme süresi yine SGK istatistiklerine göre 27 gündü.

Bu veri asgari ücret üzerinden yürütülen tartışmalarda önemli bir veri. Buradan hareketle asgari ücrete tabi olan, ancak bu ücretin altında bir gelirle çalışmak zorunda olanların sayısının da oranının da az olmadığını söylemek mümkün. Bunların önemli bir kısmı “Ne iş olsa yaparım” diyen, düzenli bir işe sahip olmayan, geçici işlerde çalışan, primi zaman zaman yatan, çoğunlukla kendi primini kendi yatırmak durumunda kalan geniş bir kesim. Ortada işsizlikle çalışma arasındaki ilişkinin belirsizleştiği bir durum söz konusu. Aç kalmama mücadelesi verenler; bir gün işsiz, bir gün işçi, bir gün aç, bir gün kendi hesabına çalışanlar çoğunlukla bu kesim arasında yer alıyor.

Bir de harçlıkla çalışanlar var. Yani "çalışıyormuş gibi görünenler." Toplum Yararına Çalışma, İşbaşı Eğitim vb. aktif işgücü programları bu kapsamda. İşçiler ama değiller, eğitimdeler ama değiller. Harçlık alıyorlar. Harçlıkları işsizlik fonundan karşılanıyor. İşsiz sayılmadıkları için işsizlik verilerini düşük gösteriyorlar. Bu çalışma biçimleri yeni istihdam stratejisinin ve işsizlikle mücadelenin esas unsurları.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Mesela enerji alanında nitelikli eleman olmak istiyorsa eğitim alacak, eğitim süresince çalışıyormuş gibi görünecekler. Eleman sıkıntısını böyle 3 yıllık 5 yıllık eylem planımızla azaltacağız"diyor.

Uzaktan çalışma ve esnek çalışma saatleriyle ilgili ise şöyle diyor Sayın Bakan; "Saat 4'te işyerini kapattım, hafta sonu tatilim gibi kavramlar eskide kaldı. Çalışma hayatının yüzde 30'u bayramlarda da gece gündüz çalışıyor. Almanya'da 3 milyon, Amerika'da 10 milyon esnek çalışan var."

İşyerleri için hafta tatili meselesinin hallolması da bu açıklama ile birleşince netleşiyor. Bu haklar yasalardan teker teker ayıklanacak belli ki. Hafta sonu, pazar ya da bayram günü ailenizle beraber olamayacaksınız. Belli bir tatil gününüz olmayacak. Öyle yok 3 kuruşa beş köfte. Ya gece gündüz çalışacaksınız ya da işverenin istediği zaman, istediği koşullarda, istediği yerde hazır bulunacaksınız. İşte esneklik budur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı diyor ki: Esnek çalışma devlet güvencesinde. Kadrolu çalışma kademe kademe ortadan kalkıp geçici işler, esnek çalışma kural haline getirilirken, “İşte güven işte güvence.”

•••

Hafta tatili kanunun kaldırılması ile ilgili konuşulması gereken, işyerleri için hafta tatili zorunluluğunun işçiler açısından önemi ve bu zorunluluğun işçiler açısından sonuçları olmalıydı. Ne yazık ki konuyu ısrarla tartışmak, kamuoyunu bilgilendirmek, itirazları dile getirmek yerine, işçinin tatil hakkı kalktıydı kalkmadıydı şeklinde bir tartışma ile bu düzenlemeye dair itirazlar boğulmuş oldu. Sendikalar da kendi işlevlerini yerine getirmek yerine, bu tartışmaya yanlış bir yerden dâhil olarak, yasanın kalkmasına örtülü bir onay verdi, yani itiraz etmedi. Bırakın ileri bir adım atıp yeni talepleri gündeme getirmeyi, mevcudu bile savunamıyoruz. Yazık!