İstanbul’un birçok ilçesinde büyük sıkıntı yaratan Asya kaplan sivrisineğinin yeni adresinin Karadeniz olabileceği uyarısı yapıldı. Bilim insanları ciddi hastalıklara yol açan tehdide karşı acil eylem planı hazırlanmasını önerdi.

İstilacı sineklere karşı eylem planı

HABER MERKEZİ

İnsanın doğaya aşırı müdahalesi ve kâr hırsının sonucunun bedeli her gün ağırlaşıyor. Dünyanın hemen her bölgesinden iklim krizinin sonucu olarak aşırı kuraklık ya da sel felaketi haberleri geliyor. Bu kriz yeni canlı türlerinin yayılımı ya da yok olmasını da beraberinde getiriyor. Tarım yapılan bölgelerde aşırı ilaçlamanın sonucu görülen yeni böcek türleri ya da denizde istilacı balık olabiliyor. Bu yaz 17 milyondan fazla kişinin yaşadığı İstanbul’da görülen en büyük sıkıntılardan biri sivrisinek. Asya kaplan sivrisineği kentin birçok bölgesine yayıldı. Uzmanlar, bu sineğin yeni adresinin seller nedeniyle Karadeniz olabileceği uyarısında bulundu.

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Barış Kovancı ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Dr. Fatih Dikmen, bu sineğin insan sağlığını tehdit eden boyutlarını ve mücadele yöntemlerini Anadolu Ajansı'na anlattı.

Prof. Dr. Kovancı, küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde sıcaklık artarken bazı bölgelerinde ise yağışların ve sellerin çoğaldığını söyledi.

istilaci-sineklere-karsi-eylem-plani-902317-1.
Dr. Fatih Dikmen

Kovancı, şunları söyledi: "Karadeniz Bölgesi'nde yazın yaşanan seller ve yağış nedeniyle sineğin tehdit haline gelme potansiyeli var. Karadeniz’de temmuz, ağustos ve eylül aylarında biyosidal ürünlerle yoğun mücadele yapılmasına rağmen Giresun, Ordu, Rize ve Trabzon illerinde popülasyonları hızla artış gösterdi. Küresel ısınma sebebiyle sivrisinek ve buna bağlı bulaşıcı hastalıkların Türkiye'de hızla yayılacağı öngörülüyor. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nce ülke çapında mücadele eylem planı hazırlanmalı.”

Sadece yazın yapılan tedavi edici mücadelenin yetersiz kalabileceğini savunan Kovancı şu önerilerde bulundu: Böcek ilaçlarının (insektisitler) halk sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri unutulmamalı. Pencere ve kapı sinekliği, araba tekerlekleri, su kapları gibi kaynakların yok edilmesi, yumurtlama tuzakları ve biyoteknik mücadele, sivrisinek balığı ile biyolojik mücadele gibi alternatif yöntemler kullanılabilir."

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Dikmen ise bu sivrisineğinin istilacı bir tür olduğunu anımsatarak şunları söyledi: “İnsanların yaşadığı yerlerde gece ve gündüzleri aktif olabiliyor. Zika virüsü, Sarı humma gibi hastalıkların yayılımına yol açıyor. Türkiye'de henüz bu hastalıkların yerel kaynaklı olarak bulaştığına dair bir vaka tespit edilmedi. Ancak taramalarda nüfusun 1000'de 4'ünde bu tarz virüs patojenlerine karşı antikor oluştuğu tespit edildi. Bu da patojenlerini barındırdığımızı ancak şimdilik ciddi bir risk oluşturmadığını göstermekte."

Küresel ısınma veya iklim değişiminin hayvan ve böcek popülasyonları üzerindeki etkilerini henüz çok net görmeye başlamadıklarını aktaran Dr. Dikmen, şunları kaydetti: "Şu an yaşadığımız şey, canlıların farklı sıcaklık koşullarında aniden popülasyonlarının artması. Ayrıca ticaret yüzünden ülkeler arasında çok fazla malzeme transferi yapıldığından bu ürünlerin taşınması sırasında pek çok yabancı böcek türünün daha önce görülmeyen ülkelere kazara taşındığına şahit oluyoruz. Böyle durumlarda bazen taşınan yabancı böcek orada uygun şartlar bulup çok aşırı çoğalabiliyor ve hatta orada kalıcı hale gelebiliyor. Başka bir ülkeden gelen yabancı bir tür olduğu için onu tüketecek bir doğal düşman da bulunmayabiliyor. Neticede kontrolsüz bir böcek nüfusu artışı meydana gelebiliyor."

5 SORUDA ASYA KAPLAN SİVRİSİNEĞİ

istilaci-sineklere-karsi-eylem-plani-902316-1.
Prof. Dr. Barış Kovancı

Prof. Dr. Barış Kovancı Asya kaplan sivrisineği’nin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını özetledi.

►İlk ne zaman görüldü ?

Güneydoğu Asya'nın tropikal ve subtropikal bölgelerine özgü. İlk kez 1894 yılında Hindistan'ın kaplanları ile ünlü Bengal bölgesinde görüldü. 19. Yüzyılda Pasifik ve Hint Okyanusu adalarına yayıldı.

►80’li yıllarda neden yayıldı?

Artan seyahatler ve küresel ısınma ile özellikle 1980'li yıllarda Avrupa (ilk defa 1979'da Arnavutluk), Kuzey Amerika (ilk defa 1985'te Teksas-ABD) ve Güney Amerika (ilk defa 1986'da Brezilya) kıtalarına da yayıldı.

►Türkiye’de ilk görüldüğü yer neresi?

2011’de Doç. Dr. Kerem Öter ve arkadaşları tarafından Edirne'nin İpsala ve Keşan ilçelerinden tespit edildi. Türkiye’de hızlı yayılım göstererek, Bursa’da Trabzon’a İstanbul’dan Rize’ye birçok ilde kaydedildi.

►Hangi hastalıklara yol açıyor?

Dang ateşi, Batı Nil, sarı humma, Zika ve Chikungunya virüsü gibi viral hastalıklar.

►Şehirlerde neden arttı?

Araba lastikleri ve su kapları gibi yapay kaplarda üreme yeteneği kazandı. Banliyö ve kentsel ortamlara adapte oldu.