İsveç’te kadınlar cinsel taciz ve saldırılara karşı sosyal medyalar üzerinden bugününe kadar görülmemiş bir hızla ve sarsıntıyla gelen bir kampanya başlatmış durumdalar. Cinsel tacize maruz kaldığını veya buna şahit olduğunu on binler haykırıyor. Aralarında Sosyal Demokrat Parti’den şimdiki Dışişleri Bakanı Margot Wallström’ün, Liberal Parti’den eski Avrupa Birliği Bakanı Birgitta Ohlsson’un da bulunduğu politikacılar da tacize tanık olduklarının açıklamalarını yapıyor.

Şimdiye kadar üç medya kuruluşunda; Aftonbladet gazetesi, TV4 ve İsveç Devlet Televizyonu SVT’de kendi çalışanları arasında cinsel taciz suçunun yaşanıp yaşanmadığıyla ilgili olarak inceleme başlatıldı. Bazı isimler görevden alınıp ünlü isimlerin programları iptal edildi.

Kampanya dünya çapında. Sadece İsveç ayaklı değil. 5 Ekim’de NewYork Times’ın bir haberi üzerine başlıyor temizlenme. Ünlü Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein, taciz skandalını açıklıyor gazete. Sonuç; Weinstein, kendi kurduğu film şirketlerinden istifa ettiriliyor, avukatı ve eşi tarafından terk ediyor. Bunun ertesinde aktris Alyssa Milano, Twitter’da bir paylaşım yaparak “metoo” – “ben de” etiketi altında kadınlara yaşadıkları cinsel tacizi anlatmaları çağrısında bulundu. Hashtag’ınde “Eğer cinsel tacize uğramış tüm kadınlar ‘ben de’ statüsüne yazarsa belki insanlar sorunun genişliğini anlar” dedi. İlk 24 saatte 4,7 milyon insan Facebook statüsüne ben de anlamında “metoo” yazdı.

Son üç aydır İsveç’te sosyal medyalar üzerinden taciz duyuruları giderek artıyor. Çeşitli branşlarda ve iş alanlarında diyez-etiketi oluşturup #metoo’yu takip etmek İsveç’i fırtınası altına aldı ve durulacak gibi de değil. İş kolları ve hazırladıkları etiketlerle bilanço şöyle şekillendi:

#sistaspikentista – “son çivi kutuya”, inşaat sektöründe çalışan kadınlar bu etiket altında buluştu. 4 bin 627 kadın bu branşta tacize uğradığının altına imza attı.

#givaktochbitihop – “hazır ol ve dişini sık” İsveç ordusunda ya hâlâ çalışan ya da çalışmış olan 1730 kadın, bu etiketin altına yaşadıkları ve şahit oldukları tacizden dolayı imza attı.

#sistabriefen – “son açıklamalar” Reklam ve halkla ilişkiler branşında çalışan 2 binin üzerindeki kadın, bu etiketi kullandı.

Gazeteci 4 binin üzerinde kadın #deadline etiketiyle redaksiyondaki cinsiyetçilikten ve tacizlerden illet geldiğini ifade etti. Bu kadınların çabalarıyla incelemeler başlatılıp branşta işten atılmalar yaşandı.

İsveç’te 456 kadın aktris #tystnadtagning – “sessiz çekim” etiketiyle film ve tiyatro dünyasında tacizin yaşandığını duyurdu. Kraliyet Tiyatrosu’ndan konuyla ilgili olarak başlatılan soruşturmada bir kişiye iş bıraktırıldı.

“Hangi hak ile” – #medvilkenrätt İsveçli hukukçu kadınlar 4 bin 445 imzayla bu diyez etiketinin altında birleşti. Hukuk dünyasında taciz ve cinsel ayrımcılığın yaşandığını hep bir ağızdan ifade ettiler.

#räckupphanden – “elini kaldır” 8 binin üzerinde lise öğrencisi cinsel tacize uğradığını ya da bu suç işlenirken buna şahit olduğunu sosyal medyalar üzerinden duyurdu.

#tystiklassen – “sınıfta sessizlik” temel öğretimde bin 700 öğrenci, bu etiketin altında birleşerek, okullarında cinsel taciz ve cinsel ayrımcılığın yaşandığını buna şahit olduklarını ilan ettiler.

İsveçli kadın politikacılardan bin 300 kadın “iktidarın koridorlarında” diyez-etiketinde birleşerek İsveç Parlamentosu’nda ve siyasi partilerde tacize şahitlik ettiklerini ya da maruz kaldıklarını söylediler.

2 bin 400 kadın akademisyen “akademi duyurusu” etiketiyle üniversitelerde cinsel taciz suçunun yaşandığını buna şahitlik edip kurban da olduklarını ifade ettiler.

Binin üzerinde kadın din görevlisi ve kilise çalışanı bu branşta da cinsel taciz suçunun yaşandığını #vardejlus – “ışıktan sakının” hashtag’ ile duyurdu.

Bütün bu kadınlar etkileşimli bir iletişim aracı kullanmanın verdiği cesaretle yola çıktı. Bu böyle çünkü naçizane yazarınız, master tezini bunun üzerine yazdı. İnsanlığın iletişim şekli değişiyor. Şimdi soru; bu yeni modelle göre, sorunlarımıza aynı hızda nasıl çözümler buluruz?