İsveç’e koronavirüs 'dersi'

SEDA ŞANLIER

İsveç’te 'ölüme terkedildiğini' AKP basını Yeni Şafak Gazetesi sayesinde öğrendiğimiz Emrullah Gülüşken’in kızı Leyla Gülüşken, sosyal medyada “Yalnızız, ne yapacağımızı bilmiyoruz, lütfen yardım edin, sesimizi duyurmamıza yardımcı olun” diye yürek yakan bir çağrı yaptı. Bunun üzerine ‘Milletin Mecnunu’ ve ‘Kimsesizlerin Kimsesi’ derhal kulak verdi ve elini uzattı.

Ambulans uçağının o kadar hızlı gelişine Emrullah’ın kızı Leyla da şaşırdığını belirtti. Milletin Mecnunu’nun ayrıca daha sonra “yaban ellerinde” yaşayan Leyla Gülüşken’i telefonla arayarak “emin ellerde” tedavi gören babası hakkında bilgi verdiğini de öğrendik. AKP’ye yakın olanlarca gazete ve televizyon, benzer haberleri yayınlandı.

Türkiye’dekilere IBAN numarası verip onlardan para isteyen Erdoğan’ın yardım eli uzatmak için dayanışma yönü gelişkin olan İsveç’teki vatandaşı bulması dikkat çekici. Üstelik bu yardımı gösterişçi bir medya kampanyasıyla yapması ve bunu medyaya bildirmesi ise keskin bir propaganda kokusu yayıyor.

İsveç, koronaya karşı kendi yapısını esas alarak sürü bağışıklığı adı verilen bir model izliyor. İlkokullar ve ana okulları açık tutuluyor. Liseler ve yüksek okullar internetten eğitim yapıyor. Sokağa çıkmak serbest. İşyerlerinin kapalı tutulması gibi bir resmî karar yok. Bununla birlikte Covid-19 hastalığına maruz kalan kimseye ayrımcı muamele yapıldığını duymadı, okumadık.

Hastanede yatma işi ise hem yatak kapasitesiyle ilgili hem de İsveç’in genel politikasıdır. Hasta zorunlu görülmüyor ve solunum sıkıntısı yaşamıyor ise evinde yatması söyleniyor. Genelde İsveç halkı kurumlara güvenir. Göçmenler arasında bu güvenin bazen daha zayıf olması mümkündür.

Emrullah Gülüşken’in hastane süreci, AKP yanlısı basının gösterdiği gibi “Türkiyeli” olması ile alakalı değildir. İsveç’te özellikle 2000’li yıllarda sağlığa ayrılan kaynaklarda önemli gerilemeler yaşandı. Bunun sonucu olarak mesela sağlık personeli koronaya karşı korunacak maske, eldiven, tulum vb teçhizattan yoksundu. 1993 yalında 4300 olan yoğun bakım kapasitesi gereksiz masraf görülüp 2020 yılına varıldığında 524’e kadar indirilmiş olacaktı. Sağlık personeli içinde saatlik ücretle çalışanların oranı çok arttı. Bu yüzden koronayla mücadele döneminde sağlık personelinden kırkı aşkın ölen oldu. Ayrıca saatlik ücretle çalışan personel bir yaşlı yurdundan, bir sağlık kurumundan diğerine değiştirerek çalıştığı için virüs yaydı. Bu da ölümlere sebep oldu.
Aslında İsveç teknik açıdan gelişkin bir ülke ve tedbir alırsa sağlık alanında yaşadığı bu sorunu hem daha kolay aşar hem de dışarıya yardım da edebilir. Umarım, AKP’nin bu şovu İsveç yetkilileri için uyarı olur.

Bütün bu olaylar sonrasında olan bize oldu. Tele1 yayınına çıkıp da AKP’nin kampanyasında İsveç hakkında belirtilenlerin, buradaki resme uygun olmadığını söyleyince linç kampanyasıyla karşılaştım. Ne mutlu ki dayanışma gösterenler de çok oluyor.