İsveç siyasi tarihinin en “dramatik pazar gecesi” 14 Eylül’de yaşanacak

İsveç siyasi tarihinin en “dramatik pazar gecesi” 14 Eylül’de yaşanacak. Bu pazar ülke genelinde yerel ve genel seçimler için oy kullanma süresi akşam saat sekizde tamamlanmış olacak. Seçimden 18 gün önce İsveç genelinde oylamalar başladı. Oyunu erken kullanmak isteyen seçmenler; belirlenen kütüphanelere, müzelere, yaşlı bakım evlerine, büyük alışveriş merkezlerinin girişlerine yerleştirilmiş olan seçim sandıklarının başına gidip oyunu seçim gününden önce kullandı. Seçime üç gün kala, 7 milyon 123 bin kişinin seçmen olarak belirlendiği 2014 seçimlerinde, 1,5 milyon seçmenin, erken oy kullanma hakkından faydalandığı açıklandı.

Kuzey demokrasisinin tatlı bir durumu da “pişmanlık oylaması”. Oyunu gidip erkenden kullananlara tanınmış ikinci bir şans bu. Seçim gününden önce oyunu kullananlar, olur da pişman olurlarsa oy verdikleri partiyi değiştirmek isterlerse seçimin yapıldığı gün, adres bilgilerine göre belirlenmiş seçim sandığına gidip ikinci defa oy kullanabiliyorlar. Erken oylamada kullandığın oy iptal ediliyor ve seçmenin pişmanlık oylamasında kullandığı oyu geçerli sayılıyor. Seçmen kartın ve bir zarf içinde duran oyun, aynı zarfın içine konulup seçim günü senin kayıtlı olduğun sandığa taşınıyor. Pişmanlık oylaması yaparsan seçmen kartınla erken oylanan oy zarfın bulunuyor ve pişmanlık oylamasındaki oy zarfınla değiş tokuş ediliyor.

İsveç için bu seçimleri basının yakıştırmasıyla “dramatik” yapan ise kazananla kaybedenin birbirine çok yakın olacak olması. Sekiz yıldır iktidarda olan Muhafazakâr Parti’nin kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 11 oranında önünde olan Sosyal Demokrat Parti, seçimin kazananı olacak mı? İsveç Radyosu ve SİFO’nun yürüttüğü araştırmalara göre her üç seçmenden biri “kararsız” olarak seçim sandığının başına gidiyor. En büyük kararsızlık, 18-29 yaş arası genç seçmenlerde yaşanıyor. Genç seçmenin yüzde 61’i son seçim haftasına kararsız girdi.
Bugün sandıklar kapatılıp sayımlar başlayınca İsveç’te iktidarın sağda mı, solda mı kaldığı kadar konuşulacak iki şey daha olacak. Irkçı parti İsveç Demokratlarının Parlamento’ya kaç vekil daha soktukları ve Feminist Girişim F!’nin Meclis’e girip giremediği. Yüzde dört olan seçim barajını kamuoyu yoklamalarında zaman zaman zorlayan Feminist Girişim, 2014 seçimlerinin rengi oldu. F!’nin bu çıkışı sayesinde, erkek parti liderleri ya feminist olduklarını açıklamak durumunda kaldı ya da partilerde çok sağlam feminist siyasetçilere kadro açıldı. Sağ kanattaki Halk Parti, içinde sosyalizm olmayan bir feminizmi desteklediğini seçim sloganı yaptı.

2014 seçiminin parti afişlerine kadar taşınan en büyük seçim yalanı ise “İsveç’te işsizliği bitireceğiz” iddiası oldu. Muhafazakârların ve Sosyal Demokratların çekinmeden söylediği bu yalan ülke ekonomisinin oturtulduğu Nairu ulusal ekonomik modelini altüst ediyor. Aslında her iki partinin de benimsediği Nariu modeli, toplumda belli bir seviyede işsizliğin sabit tutulmasına dayalı. Belli oranda bir işsizliğin olması, enflasyonun kontrol altında tutmaya yarıyor. Modele göre, İsveç için yüzde 7 oranında bir işsizlik gerekiyor. Çalışabilecek nüfusta yaklaşık 350 bin kişinin işsiz olması, enflasyonu düşük tutmak için bir denge oluşturuyor. Bu ulusal ekonomi modeline göre eğer işsizlik düşürülürse çalışanlar ücret artışı isteyecek bu da enflasyonu getirecek. Daha fazla iş için seçmene söz veren partiler, bu sözlerini büyük olasılıkla tutmayacak. Yalanlarıyla kalanlarıyla İsveç, tarihi bir seçim atlattı.