İsveç’te Türkiye kökenli bakan Mehmet Kaplan’ın istifasından sonra hükümette zorunlu hale gelen bakanlar kurulunun yeniden yapılandırılması, Başbakan Stefan Löfven’in attığı adımlarla tamamlandı. Yaşanan bu süreç, 2018 seçimleri için yarı yolu geçen hükümetin, en zor zamanları olarak değerlendiriliyor. Neyse ki İsveç’te “işler iyi gidiyor”. İşsizlik oranlarının azalmış olması, ülke ekonomisindeki büyüme ve sol koalisyonun, iktidarlarının ilk döneminde yaptıkları reform yatırımları, şimdi yenice yerini bulmaya başladı.

Çevre Partisi ve Sosyal Demokratların ortaklığıyla götürülen İsveç’teki azınlık hükümeti, Avrupa’nın genelinde yükselen ırkçılığa teslim olmamanın bir adresi olacak gibi. Başbakan Löfven, seçime kadar devrilmeden yol alıp sandığı halkın önüne koyabilirse kuzey ülkelerinin sosyal demokrasi geleneğinde yeni bir döneme imza atmış olacak. İsveç’te tek başına güçlü iktidarlarla hükümet olmaya alışık Sosyal Demokrat Parti, önce son on yılda Parlamento’daki tüm sol partilerle blok oluşturmayı öğrendi, şimdi de ırkçı partiye ülke yönetimini bırakmamak için sağ blok partilerin desteğiyle hükümet olmayı başarıyor.

Löfven bunu yaparken hem partisinden, hem de “eski kurt” Sosyal Demokrat politikacılardan tam destek alıyor. Irkçı parti İsveç Demokratlarına, hükmetme hakkı vermemek için atılan her adım demokratik bulunuyor. İsveç Demokratları Partisi hariç, bütün Parlamento, 2014 Eylül seçimlerinden bu yana, sağlı sollu Löfven hükümetine, işleri yolunda götürmesi için zemin oluşturuyor.

Bu uzlaşma zemininin daha ne kadar gideceği merak konusu. Yine de, seçimler yaklaştıkça sağ blok partilerin iktidar hevesi artacak gibi görünüyor. İsveç Devlet İstatistik Enstitüsü’nün her altı ayda bir tekrarladığı kamuoyu yoklamaları iyi bir yol haritası. İktidar ortağı Çevre Partisi, hükümette iskân ve bilişim bakanlıklarını yürüten Mehmet Kaplan’ın koltuğunu kaybetmesinden sonra yaşadığı krizde, seçmen desteği de kaybetti. Partinin oy oranı, yüzde 4,7’ye gerilemiş durumda. Seçim barajı geçiliyor olsa da bu, kasım ayı yoklamalarına göre 1,2’lik bir gerileme demek. Çevre Partisi’nin açığı iktidarın büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti tarafından kapatılmış. Sosyal Demokratlar, kamuoyu yoklamasına göre, Parlamento’daki en büyük parti ve seçmenlerin yüzde 29,5’inin desteğini almış görünüyor. Sağ bloğun lideri Muhafazakâr Parti ise yüzde 24,7 seçmen desteği almış.

Sosyal Demokrat Parti’den İsveç’in eski başbakanlarından Göran Persson, hükümette yeniden yapılandırmaların hiç de kolay zamanlar olmadığını söylüyor. Persson, Başbakan Löfven’in politikalarını beğendiğini ve onun arkasında olacağını açıklıyor. Sosyal Demokrat Parti’nin, İsveç’te, tek başına iktidarı Başbakan olarak yaşadığı isim olan Göran Persson, solun, yaptığı iyi işleri daha iyi anlatması gerektiğini vurguluyor. “İsveç için işler iyi gidiyor” diyen Persson, hükümetin, bunun kendilerinin sayesinde olduğunu savunabilme becerisi göstermesini istiyor.

Persson ayrıca, hükümetteki bir başka Türkiye kökenli politikacı olan İbrahim Baylan’a da destek verdi. Baylan’a 2004’te Eğitim Bakanlığı görevini veren Göran Persson “O’nun çalışmalarından ben çok memnundum. O’nun bir politika kapasitesi var. Şimdi ki görevi eşgüdüm bakanı olarak ne yapacağını tam olarak bilmiyorum” dedi. Eşgüdüm Bakanı olarak hükümet içi koordinasyonu götürmesi beklenen Baylan, Başbakan Löfven’e en yakın koltuklardan birini kaptı. Baylan ve Löfven’in işleri iyi yürütmesine ve doğru tanıtım kampanyalarıyla seçmeni sol partilerin çevresinde toplaması İsveç demokrasisine yön verecek. Aksi taktirde işlemeyen ve parlatılmayan bir sol, faşist bir iktidara doğru taşlar döşeyecek.