İsveç’te temmuz ayı, altyapı krizleriyle geçti.

Ağustos ayını da yazılı ve görsel İsveç basını, Altyapı Bakanı Anna Johansson’un koltuğunu sallamaya ayırdı. Johansson, o görevden el çektirilene kadar bu “Temmuz Krizi” haberi kimselere unutturulmayacak. İsveç medyasının elinde, haberi köpürmeye müsait, mahkeme kararı da var. Medya şimdi olanca gücüyle asılıyor ki Bakan Johansson’un yüzü eskisin. Bu krizle gitmezse oldu da bir sonraki krizde, Anna Johansson’un bakan olarak kabinede oturmaya yüzü olmasın. Temmuz Krizi’nde, bir bakanlık müsteşarı görevden el çektirilirken bakanlığa bağlı bir kurumun genel müdürü de önceki hafta, mahkeme kararıyla “Dikkatsiz davrandığı için” yüklü bir tazminat cezasına çarptırıldı. Ama tüm bunlar, altyapı kriziyle ilgili olarak soru sormayı bırakmayan medyaya, yetmiyor.

2017 Temmuz ayında, İsveç’te ülke geneline düşün yağış oranı, mevsim normallerinde seyretti. Bana hiçbir zaman normal gelmeyen, bu mevsim normallerindeki yağışların, “Temmuz Krizi” denilen altyapı kriziyle bir ilgisi yok. Konu, sudan sebepler değil. Sebep yağışlar olsaydı, su götürmez bir gerçek ki Bakan Johansson, çoktan dökülür giderdi.

İsveç’te altyapı krizi, bilgi işletmeciliğinde çıktı. Altyapı Bakanlığı’na bağlı İsveç’in Ulaştırma Kurumu, bilgi işlem sistemlerini yürütmesi için uluslararası bilişim devi IBM şirketiyle anlaşıyor. Devlet kurumu, bilgi işlemde çalışan kendi elemanlarını, işten çıkartıp veya kaydırarak sistemlerindeki tüm bilgi kayıtlarının kontrolünü, yazılımını, depolanmasını IBM şirketine devrediyor. Nisan 2015’te IBM, İsveç’in Ulaştırma Kurumu’nun bilgi işletimini 800 milyon kron karşılığında yürüteceğini söylüyor. IBM, yurtdışında alt tedarikçilerle bu işi götürme kararı veriyor. Çek Cumhuriyeti ve Sırbistan’da bilgi işlemde çalışacak personeller belirleniyor. İşlemi hızlandırmak için Genel Müdür Maria Ågren, yasada zorunlu tutulan yurtdışı personelinin güvenlik kontrollerini atlıyor. Kriz buradan çıkıyor.

2015 yazında kurumda çalışan memurlar, olaya tepki gösteriyor. Genel Müdürleri yasayı çiğnediği için protestolar başlıyor. Kurumun devlet memurları, İsveç Gizili Servis’i Säpo’ya alınan risk konusunda bilgi aktarıyor.

Eylül 2015’te Gizli Servis, bu konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı’nı bilgilendiriyor. İşin bu kısmında ne olduğu ve hangi bilgilerin aktarıldığı hala gizili tutuluyor. Adalet Bakanlığı’nda durumu inceleyen ve geç çalışan müsteşar ise açığa alındı.

25 Kasım 2015’te Säpo, söz konusu tasfiyenin durdurulmasını tavsiye ediyor.

18 Aralık 2015’te Säpo’nun uyarısına rağmen IBM’e devir teslim gerçekleştiriliyor. Ulaştırma Kurumu tarafından tutulan ehliyet kayıtları ve milyonlarca İsveçlinin kimlik bilgileri IBM’in tedarikçilerine güvenlik soruşturması yapılmadan teslim ediliyor.

26 Ocak 2016’da savcılık, gizli bilgilere dikkatsiz davranmaktan ön inceleme başlatıyor.

Ocak 2016’da İçişleri Bakanı Anders Ygeman konuyla ilgili olarak bilgilendiriliyor.

Mart 2016’da Savunma Bakanı Peter Hultqvist, güvenlik eksiklileri hakkında bilgilendiriliyor.

İlkbahar 2016’da Altyapı Bakanı Anna Johansson’a bağlı devlet müsteşarına, birçok kez güvenlik soruşturmasının yapılmadığı aktarılıyor ama bilgi bakana iletilmiyor.

Ocak 2017’de Başbakan Stefan Löfven ve Altyapı Bakanı Anna Johansson kriz hakkında bilgi sahibi oluyor.

6 Temmuz 2017’de Ulaşım Kurumu’nun Genel Müdürü Maria Ågren, mahkeme tarafından dikkatsiz davranarak gizli bilgileri açığa dökmekten 70 gün boyunca bin kron ödeme cezasına çarptırılıyor. Dagens Nyheter’in haberine göre İsveç’te toplamda 40 devlet kurumunun IT işlemlerini özel şirketlere vermiş olduğu saptandı. 10 milyon İsveçlinin kimlik bilgilerinin sanal ortama dağılmasından korkuluyor.