Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde, çıkan yangının mahkûmların isyanı sonucu çıktığı belirtildi. Hak ihlallerinin geldiği boyuta dikkat çeken CİSST’ten Korkut’a göre adli ve siyasi tüm mahkûmlara baskı oldukça büyük.

İsyanın nedeni hak ihlalleri

Filiz GAZİ

İstanbul Ümraniye E Tipi Kapalı Cezaevi’nde önceki gün çıkan yangında 20 tutuklu ve hükümlü ile bir infaz koruma memuru dumandan etkilendi. Adli mahkûmların kaldığı koğuşta çıkan yangın söndürüldü ancak yangının neden çıktığına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. İddiaya göre yangının sebebi mahkûmların isyanı. Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri, uyuz ile Covid-19 vakalarının yaygınlaşmasıyla artan hijyen ve sağlık problemleri nedeniyle mahkûmların isyan başlattığı belirtildi.


Cezaevinde çıkan yangına Ümraniye Belediyesi Sivil Savunma ve Arama Kurtarma ekipleri tarafından müdahale edildi. Yangın nedeniyle içeride kalarak dumandan etkilenen bazı mahkûmlar sağlık ekiplerine teslim edildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yangının döndürüldüğünü açıklarken yaralıların hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

AİLELERDEN TEPKİ

Yangının haberini alan tutuklu ve hükümlülerin aileleri ise gece boyunca cezaevinin önünde yakınlarından haber almayı bekledi. Aileler bilgilendirilmemelerine tepki gösterdi. Yaralıların ise aileleri görüştürülmediği aktarıldı.

GÖRÜŞTÜRÜLMEDİLER

Cezaevlerinde uzun süredir devam eden hak ihlalleri gündemdeki yerini korurken isyan iddiaları ise bunu gösterir nitelikte. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, uzun süre boyunca yaşananlarla ilgili bilgi alamadıklarını söyleyerek şunları ifade etti:
“Ne avukatlar ne de aileler mahkûmlarla görüştürülmediler. Hangi sebeple yangın çıktığı konusunda biz de net bir bilgiye sahip değiliz.”
Korkut, yangının isyan sebebiyle çıkmış olabileceği iddiasına şaşırmadıklarını şu sözlerle dile getirdi:

“Bu süreçte sadece siyasi mahkûmlara baskı yapılıyormuş gibi bir algı var. Tam tersine adli mahkûmlara yönelik de çok ciddi baskılar olduğu yönünde bilgiler alıyoruz. Yeni yasayla İdare ve Gözlem Kurulu’nun, infaz konusunda karar vermesi adli mahkûmlar da çok ciddi bir tehdit haline geldi. Şunu yaparsanız, bunu yaparsanız yakarız infanızı şeklinde bir baskı uygulanıyor. Bu da rahatsızlıklarını dile getirmelerini zorlaştırdı. Bu süreci siyasi mahkûmlar kadar ağır yaşıyorlar. Bize her şeyi göze almış, adli mahkûmlar yazabiliyorlar. Diğer bir sorun izleme heyetlerinin cezaevine girememesi.”

KARANLIK ALANDALAR

Korkut’un bir diğer dikkat çektiği konu ise başvuru mekanizmalarını bilmemeleri ve oldukça az kurumun adli mahkûmlara ulaşmaya çalışması.
“Adli mahkûmlara ulaşmaya çalışan oldukça az kurum var. Bir diğer sorun genel toplumda ve tabii adli mahkûmlarda hak arama alışkanlığı çok olmaması… Başvuru mekanizmalarını kullanmak isteseler bile nereye başvuracaklarını bilemiyor olabilirler. Yaşadıkları şiddet siyasi mahkûmlara göre çok daha sert olabiliyor. Çünkü yaşadıkları hak ihlalini görünür kılacak çok az mekanizma var. Eğer başına bir şey gelmişse, aileleri de destek vermiyorsa, ortaya koyacak bir mekanizma olmadığı için daha görünmez, karanlık bir alandalar.”