İzmir’de kadınlar, AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek istenmesine karşı basın açıklaması ve ardından protesto yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Emniyet, kadınları engelleyip darp ederek 17 kişiyi gözaltına aldı. Eylemde darp edilen KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, “Maalesef bu şiddet ona itiraz eden herkese yöneliyor” dedi.

İtaat etmeyen kadınlara nefret duyuyorlar

BERKAY SAĞOL

İzmir’de kadınlar, AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi tartışmasına karşı basın açıklaması ve ardından protesto yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Alsancak'taki ÖSYM binasının önünde toplanan kadınlar, basın açıklamasın ardından yürümek istedi. İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise "Yürüyüş yapamazsınız" diyerek kadınları engelledi. Yürümekte ısrar eden kadınlara polis müdahale etti. Müdahale esnasında kadınlar, polisler tarafından yerlerde sürüklendi ve darp edildi. Darp edilen 17 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 17 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından gece geç saatte serbest bırakıldı. Gözaltındaki İsmail Temel ise geçirdiği epilepsi krizinden dolayı Tepecik Hastanesinde tutulduğu öğrenildi.

İzmir’deki eyleme katılan ve polisler tarafından darp edilen KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, kadınlara yönelik polis saldırısı iktidarın sözleşmeden çekilme nedenlerinden ayrı düşünülemeyeceğini söyledi. İktidarın itaat etmeyen, baskılara boyun eğmeyen kadınlara karşı nefret duyduğunu vurgulayan Gezen, “Kadınlar tartışmaya açılan, kadına yönelik her türlü şiddeti önleme ve şiddetin failine ilişkin yaptırımlarla şiddete uğrayanların korunmasına ilişkin İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini göstermek için alandaydı, tıpkı ülkenin her yerinde olduğu gibi. Üstelik bu sözleşme çocuklar da dahil toplumun tüm kesimlerini ayrımcılığa ve şiddete karşı koruyan bir sözleşme" dedi.

Gezen konuşmasını şöyle sürdürdü:

Anayasal, uluslararası sözleşmelerle yasalarla korunan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan kadınlara yönelik polis saldırısı iktidarın sözleşmeden çekilme nedenlerinden ayrı düşünülemez. Eşitlik ve özgürlük için mücadele veren kadınlara yönelik kolluk marifetiyle uygulanan şiddet, kadını kamusal alandan dışlayıp eve kapatmaya, onu sadece iş gücünün, nüfusun yeniden üretimine indirgemeye çalışan, feminizmi ahlaksızlık gören, çocuk yaşta zorla evlendirilmeyi, tecavüzcüyü, çocuk istismarını aklamayı, pandemi fırsatıyla şiddet faillerini serbest bırakmayı politikası yapmış iktidarın iz düşümüdür. Hukukun uygulanmadığı, polisin, valilerin yetkilerinin sınırsız genişlediği, hukukun üstünde görüldüğü bir durum söz konusu, buna iktidarın kadın düşmanı politikaları da eklendiğinde maalesef kolluk eliyle uygulanan şiddetin dozu da artıyor” dedi.

KİMSENİN ASLA YALNIZ YÜRÜMEMESİ İÇİN DE HER ZAMAN DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ

Şiddete itiraz eden herkese şiddet uygulandığını belirten Gezen, polisin tehditlerini ve müdahale anını şöyle anlattı:

“Eylemin bitmesine yakın polislerin tek tek kişileri işaretleyip ‘Çıkışta göreceksiniz’ şeklinde ifadeler kullandığını gördük. Kendisi de işaret edilen bir lise öğrencisi de bu nedenle tedirgin oldu ve biz de can güvenliğinden emin olmak için eylem bittikten sonra birlikte yürümeye başladık. Kalabalık bir polis ekibi tarafından takip edildik. Öğrenci arkadaşımız taksiye bindiği esnada etrafı sarıldı ve darp edilerek alındı. Yapılanın kimlik kontrolü olduğu söylendi, GBT yapmak için takip edip darp ederek almak asıl niyeti ortaya koyuyor aslında. o esnada öğrenci arkadaşımız epilepsi nöbeti geçirmeye başladı. Güvenliğini sağlayabilmek ve hastaneye yetiştirmek için uğraşırken orada bulunan ve bu şiddete itiraz edenler de darp edildi. Ben de KESK Eş Genel Başkanı olduğumu, hastaneye birlikte gelip sağlık durumundan emin olmak istediğimizi söyledim. Önce bu talebi kabul edeceklerini söylediler fakat ambulans yerine polis arabasına bindirip bizi de darp ederek uzaklaştırıp öğrenciyi adeta kaçırdılar”

Gezen son olarak şu ifadeleri kullandı: “Tüm yasal zorunlulukları yok sayarak, intikamcı bir şekilde, takip edip darp ederek bir insanı gözaltına almak polisin keyfi yetkilerinin gelebileceği noktayı gösteriyor. Benzer bir durum yakın zamanda İstanbul’da yaşandı. Polisin uyguladığı şiddete tanıkken sessiz kalmamız mümkün değildi, fakat maalesef bu şiddet, ona itiraz eden herkese yöneliyor. Darp edilmemi biraz da böyle görüyorum. Uygulanan bu şiddete karşı da tüm hukuki haklarımızı kullanacağız. Kimsenin asla yalnız yürümemesi için de her zaman dayanışma içinde olacağız.”

'GÖZALTI ARACINDA TACİZ EDİLDİK'

Darp edilerek gözaltına alınan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Yöneticisi Eylem Tunalı ise, “Gözaltına alındıktan sonrada araç içerisinde polisler tarafından sözlü tacize maruz kaldık. Bir kadın arkadaşımız ters kelepçeyle uzun süre araç içerisinde bekletildi. Bizim tepkilerimiz sonrasında kelepçesi çıkartıldı. Tüm gözaltı işlemlerimiz ve ifadelerimiz sırasında yanımızda İzmir Barosu’ndan avukatlar vardı. Gece saat 2’de İzmir Emniyet Müdürlüğü Bozyaka Hizmet Binası’ndan serbest bırakıldık” ifadelerini kullandı.