Başlıktaki saçmalığın farkındayım. Ancak bu şekilde kısaltabildim. Her ne kadar anlaşma sağlanmış ve toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış...

Başlıktaki saçmalığın farkındayım. Ancak bu şekilde kısaltabildim. Her ne kadar anlaşma sağlanmış ve toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış olsa da geçen hafta İzmir’de yaşanan tuhaf grev erteleme (tedbiren durdurma) olayı her açıdan ibretlik bir vaka olarak sendikal tarihe geçecek nitelikte.

İzmir Enternasyonal Fuarı ile çeşitli fuarları gerçekleştiren ve ağırlıklı hissesi İzmir Büyükşehir Belediyesine ait olan İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri A.Ş. (İZFAŞ) işyerinde DİSK üyesi Sosyal-İş Sendikasının 22 Ağustos 2011 tarihinde başlattığı grev İZFAŞ’in başvurusu üzerine İzmir 1. İş Mahkemesi tarafından 20 gün süreyle tedbiren durduruldu. Mahkeme kararının gerekçesi inanılmazdı: “Ülkenin uluslararası alandaki itibarının zedelenme ihtimalinin doğması tehlikesi karşısında grevin 20 gün süre ile tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.”

Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksak hukuksuzluk, nereden baksan keyfilik! Kararın ulusal hukukta yeri yok, uluslararası hukukta hiç yok. Durdurma kararının İzmir Enternasyonal Fuarı ile ilgili olduğu çok açık. Enternasyonal Fuarın 80. yıldönümüne denk gelen grev enternasyonal kurallar hiçe sayılarak ve hukuk görmezden gelinerek erteletilmiş.

Ülkemizde grevlerin engellenmesine, ertelenmesine, yasaklanmasına olanak sağlayan anti-demokratik bir çalışma mevzuatı olduğu biliniyor. 12 Eylül askeri darbesi ürünü bu mevzuatın darbe dönemi sonrası “sivil” hükümetler tarafından da yaygın olarak kullanıldığı biliniyor. Nitekim AKP döneminde de ciddi grev ertelemeleri söz konusu oldu. Bu ertelemeler daha çok “milli güvenlik” ve “genel sağlık” gibi gerekçelere dayalıydı. Şimdi yepyeni bir durumla yüz yüzeyiz. CHP’li Büyükşehir Belediyesinin büyük ortağı olduğu bir şirket “ülkenin uluslararası itibarını zedeleme ihtimali doğması tehlikesi” gerekçesiyle grev erteletiyor. Erteleyene değil erteletene bak.

Dikkat edin! İtibar henüz zedelenmemiş, zedelenme ihtimalinden değil, bu ihtimalin doğması tehlikesinden söz ediliyor. Güler misin, ağlar mısın? Hangi mevzuat böyle bir ertelemeye cevaz veriyor. Mahkeme 2822 sayılı yasanın 47. Maddesine dayandırmış kararını. Ama 47. Maddede itibari zedeleme ihtimalinin ortaya çıkmasından söz edilmiyor. Madde “grev hakkı iyi niyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz” deniyor. Mahkeme zorlama bir şekilde grevi bu kapsama sokarak evlere şenlik bir gerekçeyle karar vermiş. 47. Madde de anti-demokratik ama mahkeme kararı 47. Maddeye bile aykırı.

Kaldı ki grevin “enternasyonal” kuralları var. Enternasyonal bir fuar şirketi için bu enternasyonal kuralların hiç anlamı yok anlaşılan. Oysa “ülkenin uluslararası itibarini zedeleme ihtimali doğması tehlikesi” ile grev erteletirseniz size sadece gülerler. Korumak istediğiniz itibar da iki paralık olur. Nitekim enternasyonal bir kuruluş olan ILO’da Türkiye’nin itibarı yıllardır yerlerde sürünüyor.

Bir grevin sınırlanmasının uluslararası kuralları bellidir. ILO kurallarına göre grev ancak “durması nüfusun tümünün veya bir bölümünün yaşamını, kişisel güvenliğini ve sağlığını tehlikeye atabilecek” işlerde söz konusu olabilir. Ekonomik zarar, itibar kaybı ve benzeri gerekçelerle grev ertelemek yasaklamak enternasyonal standartlara aykırıdır. İşte size itibar! Önümüzdeki yıl ILO konfereansında Türkiye’yi rezil edecek bir karar daha alınmış oldu. Bu başarı da CHP’li Belediyeye yeter. Enternasyonal bir fuar için (küresel ticaret) gösterdikleri özeni enternasyonal çalışma kuralları için gösteremeyen bir anlayış söz konusu.

Verilmiş sadakamız varmış. İZFAŞ ülkemizi büyük bir felaketten kurtarmış. Ülkenin enternasyonal itibarını kurtarmış. Varsın enternasyonal çalışma kuralları çiğnenmiş olsun. Maksat fuarsa herşey mübah!

***
Gazetecilerin eskisi gibi bayramda tatil, işçilerin özgürce grev yapabileceği günler dileğiyle iyi bayramlar dilerim...