İTO Çevre ve Halk Sağlığı Komisyonu tarafından İstanbul’daki filyasyon ekiplerinin yaşadığı sorunlara ilişkin bir rapor hazırlandı. Raporda, “Filyasyon ekiplerinin 12 saat ve üzeri çalışma saatleri var. Yemek yiyecek, tuvalete gidecek imkânlarının olmadığı şartlarda çalışıyorlar” ifadeleri yer aldı.

İTO: Filyasyon ekipleri 12 saatten fazla çalışıyor

YAREN ÇOLAK

İstanbul Tabip Odası (İTO) Çevre ve Halk Sağlığı Komisyonu tarafından hazırlanan “İstanbul’da koronavirüs sürecinde filyasyon çalışmaları” başlıklı rapor, düzenlenen basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

Raporda, Mart 2020’den Aralık ayına kadar geçen süreçteki filyasyon ekiplerinin yaşadığı sorunlar detaylı bir şekilde incelenirken çözüm önerileri de sunuldu. Filyasyon ekiplerinin güvenlik ve hijyen konusunda yaşadıkları sıkıntılara da vurgu yapılan raporda, “Okul ya da benzeri kamu kurumları, numune alınması ve ilaçların verilmesi için geçici sağlık merkezleri olarak kullanılabilirler” denildi.

Filyasyon ekiplerinde çalışan sağlıkçıların yüzde 50’den fazlasının diş hekimi olduğunun altını çizen İTO Halk Sağlığı ve Çevre Komisyonu Üyesi Dr. Deniz Mardin, diş hekimlerinin kendi uzmanlıkları dışında bir alanda çalışmaya zorlandıklarına ve bu konuda da çok kaygılı olduklarına dikkat çekti.

"HİJYENİK KOŞULLAR DA SAĞLANMIYOR"

Öte yandan filyasyon ekipleri için gerekli hijyenik koşulların da sağlanmadığını belirten Mardin, “Ekipler, çalışmalarını uygun ortam olmadığı için apartman boşluklarında gerçekleştiriyor. Bununla beraber 12 saat ve üzeri çalışma saatleri var. Yemek yiyecek, tuvalete gidecek imkânlarının olmadığı şartlarda çalışıyorlar.

ÇALIŞMA SAATLERİ DÜZENLENMELİ

Filyasyon ekiplerinin güvenliği konusuna da değinen Mardin, “Ekipler herhangi bir saatte eve ve mahalleye giriş yapıyorlar. Burada sağlık çalışanlarının güvenliği de tehlike altında. Kişilerin güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışma saatleri düzenlenmeli” ifadelerini kullandı. Mardin, kronik hastalıkları ve gebe olan sağlık çalışanlarının çalışmaya zorlandığını belirtti.

Ayrıca, raporda şu öneriler sıralandı:

• Geçici sağlık merkezleri: Okul ya da benzeri kamu kurumları, numune alınması ve ilaçların verilmesi için geçici sağlık merkezleri olarak kullanılabilirler. Bu şekilde hem numune alınması ve gerekli bilgilendirmelerin yapılması için uygun fiziksel koşullar sağlanabilir, ayrıca sağlık çalışanları bu merkezlerde temel ihtiyaçlarını giderebilirler.

FİLYASYON EKİPLERİNE EĞİTİM VERİLMELİ

• Kurum içi eğitim ve kişisel koruyucu (KKM)malzemeler : İlçelerde filyasyon çalışmalarına yeni başlayanlara kurum içi eğitimlerin düzenlenmesi, bu eğitimlere şoförler dâhil tüm yardımcı sağlık personelinin katılması gereklidir. Sağlık meslek mensubu olan ve olmayan tüm personele maske verilmesi ve belirli zaman aralıklarıyla filyasyon ekibindeki sağlık çalışanlarına tarama yapılmasına ihtiyaç vardır.

• İlçelerin vaka temelli kısıtlamalar uygulaması: İlçelerin mahalle temelli vaka sayılarını değerlendirerek gerekli yerlerde mahalleleri karantinaya almaları vb. kısıtlamalar uygulamalarına ihtiyaç vardır.

AİLE HEKİMLERİ İLE KOORDİNASYON SAĞLANMALI

• Aile hekimleri ile iş birliği/koordinasyon sağlanması; Aile hekimleri ile iletişim için ortak bir platform kurulmalıdır. Bazen hastaların iletişim bilgilerine ulaşılabilmesi için bazen de hasta ve temaslıların sağlık sorunları ile ilgili bilgi edinebilmek için aile hekimleri ile koordinasyon sağlanması gerekiyor.

• Temaslılardan numune alınması ve tedavilerinin düzenlenmesi: Hasta kişi ile aynı hanede olmayan temaslı kişilere kurumdan telefon ile ulaşılarak semptomu varsa numune alınması şeklinde düzenleme yapılabilir.

• Ek ödemeler filyasyonda çalışan tüm ekip çalışanlarına eşit bir şekilde yapılmalıdır.”