“Prens! Sizin asaletiniz, doğuşunuzdaki tesadüfe bağlıdır. Oysa ben, kişiliğimi kendim oluşturdum. Yeryüzünde yüzlerce prens var, binlercesi de gelip geçecek; ama bir tane Beethoven var!”

Büyük besteci Ludwig van Beethoven, 1789 yılında Fransa’da gerçekleşen devrimin ilkelerine yürekten bağlıydı ve Prens Lichnowski’nin gözlerinin içine bakıp korkusuzca söyledi yukarıdaki sözleri.

Dünyanın her yerinde, tarihin her döneminde, diktatörlerin suratlarının ortasına sözleriyle şamarı vuran sanatçıları görmek mümkün. Geleneksel “gerçek sanatçı kim” tartışmalarınızda sorunun cevabını “Yarın adı anımsanacak olanlar” diye verebilirsiniz.

Lichnowski’nin adını bileniniz, duyanınız var mı? Sanmıyorum. Ya Beethoven’ı?

Yönetime gelmeden önce adalet, özgürlük ve barış için mücadele eden Napolyon, 17 Mart 1805’te yönetime geldiğinde kendini imparator ilan edecekti. Demokrasi, adalet ve insan hakları yolunda verdiği tüm sözleri unutan ve yanlış yola sapan Napolyon da Beethoven’dan şamarı yiyecekti.

Öyle ki Beethoven 3. senfonisi “Eroica”yı Napolyon’a ithaf etmek üzere besteliyordu. Napolyon ise ele geçirdiği yerlerde seçim yapmadan temsili organlar atıyordu. Fransız Devrimi ilkelerini Avrupa’ya yaymasını beklediği Napolyon, Beethoven için hayal kırıklığı olmuştu.

Beethoven’ın gözüne uyku girmiyor, sinirini etrafındakilerden çıkarıyordu. Bir gün patladı, “O da sadece sıradan alışılmış biri değil mi? Şimdi bütün insan haklarını ayaklar altında alacak, yalnızca kendi ihtirasını tatmin edecek, kendini herkesten üstün görüp bir Tiran olacak” diye haykırdı.

“Eroica”da Napolyon’a ithaf yazısını öyle bir karaladı ki nota kâğıdı yer yer yırtıldı.

İddia odur ki; bu kahramanlık senfonisine yazdığı ikinci bölüme koyduğu isim “Marcia Funebre” yani “Ölüm Marşı”, “Napolyon benim için ölü hükmündedir” anlamına gelmektedir.

İthaf bölümünü yeniden yazan Beethoven şöyle diyecektir:

“Vücudu hâlâ yaşadığı halde ruhu çoktan ölmüş olan bir büyük adamın hatırasına hürmeten…”

Müzik tarihinin en büyük dâhilerinden Ludwing van Beethoven bugün 250 yaşında. 2020 yılı Beethoven yılı ilan edildi ve tüm dünyada kutlanıyor.

Bundan 250 yıl sonra da yarınlara onun adını söyleyemeyen diktatörler ve onların dalkavuklarının değil, yine Beethoven’ın ve gerçek sanatçıların adları ve eserleri kalacak.