Bugün artık BirGün gazetesi toplumun büyük çoğunluğunun bildiği, cesareti ve inancıyla yılmadan haber yapan bir gazete profiline dönüştü

İyi ki varsın BirGün

ZEYNEP ALTIOK AKATLI*

"Ulusal yayın yapan 30 TV kanalı, günlük ortalama 1.4 milyon tiraja sahip 16 ulusal gazete, yüzlerce yerel basın, binlerce haber portalı, maaşlı trolleri, milyonlar kazanan ajansları ile AKP medyası dev bir iktidar aygıtı olarak karşımızda duruyor. Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels “Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün” der, tam da siyasal iktidarın bize çizdiği tabloyu işaret eder. Althusser “Medya hakim ideolojinin öğretilerini hedef kitleye bilgi bombardımanıyla aktarır ve hedef kitlenin hakim ideoloji doğrultusunda eğitilmesini, yönlendirilmesini sağlar, bir olayı veya olguyu ideolojik bir süzgeçten geçirerek yeniden üretir” der. Ve bunun yeniden üretim sürecinin de genellikle egemen ideoloji doğrultusunda olduğunu belirtir.

Medya bugün olduğu gibi varlık yokluk mücadelesi verdiğimiz, Cumhuriyeti ve kazanımlarını korumak için var gücümüzle çaba sarfettiğimiz, açık açık, göz göre göre, utanmadan, sıkılmadan, yüzü dahi kızarmadan yalan makinesine dönüşerek muktedirden yana olmayan herkese arsızca saldırıldığı dönemlerde daha fazla anlam kazanıyor. Müthiş bir propaganda terörüne maruz kalıyoruz. Reklam geliri olmaksızın, bağışlarla, yardımlarla ayakta durmaya çalışan, muhalif ya da tarafsız olduğu için sürekli baskılara ve cezalara maruz kalan sınırlı sayıda muhalif gazete ve TV kanalı aracılığı ile gerçeği öğrenmeye ve yaymaya çalışıyoruz. Merkez medya çökmüş durumda, 7 Haziran öncesi bir umut rüzgarı ve arayışla yaptıkları yayınların bugün kıyısından dahi geçemiyorlar. Tam anlamıyla tutsak edilmiş, kimi de tamamen biat etmiş durumda. RTÜK’ü ile, mahkemeleri ile, reklam sektörü ile her alanda medyayı köşeye sıkıştıran ve kullanan iktidar, başlattığı çatışma süreci, yükselttiği milliyetçi atmosfer, kurduğu toplumsal baskı ile istediğini elde etmiş görünüyor.

Özellikle Kürt Sorunu ve çatışma atmosferi açısından iktidarın resmi söyleminin dışına çıkan en ufak ima, üstelik bir de canlı yayında ve çok izlenen merkez medyada yer aldıysa hemen gereği yapılıyor!

İktidar muhalifi, gerçeğin tarafı olmaya çalışan yayın organları için ise durum daha da tehlikeli boyutlara ulaşmış vaziyette. Can Dündar ve Erdem Gül’ün gazetecilik faaliyetinden dolayı müebbet hapisle cezalandırılmalarının istenmesi, BirGün gazetesi çalışanlarının neredeyse geleneğe dönüşmüş bir biçimde mahkeme kapılarını arşınlaması, gazetecinin sosyal medya paylaşımından bile linç edilmeye kalkılması, yüz binlerce liralık para cezaları, kapatmalar, tutuklamalarla muhalif basın için ülke toplama kampına çevrildi. Bugün itibariye 31 gazeteci cezaevinde bulunuyor, 300’den fazla gazetecinin dosyaları Yargıtay’da Demokles’in kılıcı gibi gazetecilerin kaleminin üstünde sallanıyor. 2015 yılı Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149. sırada olmamız bile tablonun vehametini göstermeye yetiyor.

Böylesi bir süreçte BirGün, Evrensel, Cumhuriyet gibi ilkeli yayınlar yapan muhalif basın organlarının önemi daha fazla ortaya çıkıyor. Bilgiye ulaşmamızı sağlamak için cesurca yayınlar yapan, gerçekleri aydın sorumluluğu ile toplumla paylaşan bu gazeteler, maruz kaldıkları baskıyı ve tehdidi ister istemez göğüslemekte güçlük çekiyor. Burada insanları erdemli kılan asli duygu devreye giriyor; dayanışma duygusu. Bu devasa medya terörünün orta yerinde, açık hava hapishanesine direnmeye çalışan onurlu basın organları desteğimizi bekliyor. Çünkü gerçeği yazmanın başlı başına politik bir eyleme dönüştüğü diktatörlük günlerinde, eylemciler en sade tanımıyla bizim yol arkadaşlarımızdır.

BirGün gazetesi Nisan 2004’ten beri patronsuz gazeteciliğin var olabileceğini bizlere göstermeyi basardı. Bugün artık BirGün gazetesi toplumun büyük çoğunluğunun bildiği, cesareti ve inancıyla yılmadan haber yapan bir gazete profiline dönüştü. Öte yandan da bu cesaretin ve inancın iktidar tarafından her gün yenisi kesilen ağır bir ekonomik faturası belirdi. Gerçek gazeteciliği bir mevzi olarak düşünürsek, mevzinin güçlendirilmesi zorunluluğu ortaya çıktı. Kapkaranlık diktatörlük günlerinde aynı mevzinin ardında geniş bir muhalefet cephesi örecek ve bu karanlığa son vereceksek eğer öncelikle mevzilerimizi korumamız gerekiyor. BirGün gazetesi Türkiye toplumsal muhalefetinin en önemli mevzilerinden birisi. Bir çağrı da ben yapıyorum; mevzimizi güçlendirelim, dayanışmayı büyütelim. İyi ki varsın BirGün."

* CHP İzmir Milletvekili