Cuma günü not düşmüştüm. Pazar günkü tabip odası seçimlerinin yorgunluğu ertesi güne de taşınınca… Memleket Tabipliği bugüne

Cuma günü not düşmüştüm. Pazar günkü tabip odası seçimlerinin yorgunluğu ertesi güne de taşınınca… Memleket Tabipliği bugüne kaldı.
Geçen hafta sonu…
Antalya seçimlerini… Arkadaşlarımızın bütün çabalarına rağmen… Ne yazık ki, kazanamadık.
En çok sevindiren ise Ankara oldu.
Bir önceki seçimde Bakanlık yanlılarına karşı ancak kıl payı farkla çoğunluğu kazanabilmişti bizimkiler.
Bu sefer… Üstelik, kendilerine ‘Ulusalcı’ diyen tezvirat ve iftira odağı da giriyordu seçime.
TTB’deki delege dengeleri bir yana… Merkezin düşme tehlikesi vardı.
Çağdaş Hekimler’in aylardır yürüttükleri olağanüstü gayret sonuç verdi.
Liste delinmedi.
• • •
İstanbul’daki seçimler için…
“9 Mayıs Pazar günü yapılacak oylama… Sadece 2010-2012 yönetimini belirlemekle sınırlı olmayacak…
Sevgisiz, hürmetsiz, değer bilmez tutumlara… Hekimlere yönelik şiddete… Kamu Hastane Şirketleri Kanun Tasarısı’na…
Tam Gün Kölelik dayatmasına… Mecburi hizmete… Asistanlıkta çektirilen angaryalara…
Özel sağlık sektöründe hekim emeği sömürüsüne… Mesleki bağımsızlığımızın yok edilmesine… Sağlık ocaklarımızın kapatılmasına…
İşyeri hekimliğinin şirketlere devrine… Sağlıkta taşeronlaşmaya, özelleştirmeye, tekelleşmeye karşı bir REFERANDUM olacaktır” demişti Demokratik Katılım Grubu (DKG).
• • •
İstanbul’da kimin kazanacağı tahmin ediliyordu zaten… Katılım ve oy oranlarıydı merak edilen.
Beş bin hekim katıldı seçimlere.
Yedi yıl boyunca Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın İstanbul’daki yöneticiliğini yapan eski Sağlık Müdürü’nü…
Hangi akla hizmet bilinmez…
Kötü bir şaka gibi… Başkan adayı olarak hekimlerin karşısına çıkaran takiyeciler tam bir hezimete uğradı.
Hoca Nasrettin misali… “Ya tutarsa” hesabı tutmadı, yani.
Bırakın hekimleri… Kendi taraftarlarından dahi oy alamadılar.
Bir önceki seçimlere göre yarıya indi… Yüzde yirmiyi bile bulmadılar.
Milliyetçi Hekimler Grubu’nun aldığı yüzde beşi de bir kenara koyunca…
Oyların yüzde seksenine yakını DKG’ye aktı.
Hekimler kazandı, yani.
• • •
Sabahın köründe duvarlara tırmanıp pankart asan koca adamlar…
Gün boyu afiş yapıştıran, bildiri dağıtan, sandıkları kontrol eden genç DKG’liler…
Artık hekimlik yapmasalar da tabip odalarına sahip çıkan ak saçlılar…
Silivri’den, Pendik’ten, Beykoz’dan, Çatalca’dan gelenler…
Nöbete gitmeden önce sandığa uğrayanlar…
Oy kullanabilmek için kongreden erken dönenler…
Son anda yetişip telaşlı telaşlı koşturanlar…
Oy vermekle yetinmeyip…
“Bunların ne yapacağı belli olmaz… Sayımlar sonuçlanana kadar sandığın başından ayrılmayacaksınız değil mi?” diye kulağımızı çekenler…
Sonuçlar belli olunca birlikte yaşanan sevinç… Birlikte söylenen türküler…
Geçen pazar Sultanahmet’teki seçim tam bir şenlik oldu.
• • •
Yedi yıllık bir siyasi iktidar…
Tepeden tırnağa tamamlanmış kadrolaşma…
Meslek örgütlerini iki üç maddelik bir kanun çıkarıp kapatmayı düşünen bir zihniyet.
Sosyal politikada en iddialı olduğu… En fazla konuştuğu… En çok propaganda yaptığı sağlık alanında…
Hekimleri bir türlü yenemiyor yıllardır.
Pazar günkü seçimler…
İktidarı ele geçirmenin… Yasadışı dinlemeler, kasetler, tehditler, şantajlarla… Korku imparatorluğu yaratmanın…
Herkesi ve her şeyi teslim almaya yetmediğini gösterdi bir kez daha.
Sadece hekimler için değil…
Hepimiz için iyi oldu.