İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavunca’ya yönelik “FETÖ’cü” suçlaması, siyasetin en önemli gündemi haline geldi. Medyada köşe yazarları da İYİ Parti’deki krize ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Parti’deki kriz, medyada nasıl yankı buldu? Kim, hangi yorumu yaptı?

MEDYA SERVİSİ

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın TV ekranlarında partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu “FETÖ’cülük” ile suçlaması, hem siyaset hem de medyada geniş yankı buldu. Gerek iktidar yanlısı yayın organlarının gerekse de muhalif kimlikleriyle bilinen gazetelerin köşe yazarları, konu hakkında farklı değerlendirmelerde bulundu.

Medyada konuyla ilgili kaleme alınan yazılardan öne çıkanlar şu şekilde:

Orhan Bursalı/Cumhuriyet- Ümit Özdağ, Mhp Liderliğine Oynuyor...

Ümit Özdağ niye partiden kopuşuna yol açacak böylesine suçlayıcı açıklamalar yaptı?

Bu soruya yanıt vermek için şu soruyu sormalı: Yoksa artık İYİ Parti içinde kendisine politik bir oyun alanı kalmadığını mı gördü?

Bu açıklamalardan önce Meral Akşener ile bağları tamamen kopmuş muydu?

Bu nedenle mi, büyük bir suçlama ile partiden ayrılış sürecini başlattı?

Bunlar mümkün.

Ümit Bey liderlik kariyerini sonlandıracak bir politikacı değil.

Bunu İYİ Parti’de sonlandırıyorsa gözü MHP liderliğinde demektir.

Nasıl olur falan demeyin, politikada yarın neler olacağını bilemeyiz.

Devlet Bahçeli sonrasına daha şimdiden soyunduğunu görür gibiyim.

Siyasi çizgisi ve İYİ Parti içindeki politikası aslında MHP ile örtüşüyor. Ne MHP’liler onu yadırgar ne de kendisi yıllarca politika yaptığı MHP’de zerre yabancılık çeker.

Bir erken liderlik kapışmasının kapısını araladı Ümit Özdağ.

İsmail Saymaz/Sözcü- Ümit Özdağ’a İhraç Yolu Açıldı

Özdağ neden böyle bir açıklama gereği hissetti?

İyi Parti kulisindeki senaryolar şöyle:

Bir: Libya'daki şehit MİT'çilerin kimliklerini açıklamasına ilişkin TBMM'ye iletilen fezleke, Özdağ'ı korkuttu.

Partinin ağır toplarından biri şu iddiayı dile getiriyor:

“Özdağ'ın, MİT fezlekesinden beri sıkıntısı var. Ürkektir. Hapse girse yaşayamaz. Bu dosya ile sıkıştırıldı.”

İki: Özdağ, genel başkanlık istiyordu. Akşener'in Kavuncu'yu liderliğe hazırladığını düşündü.

Üç: Grup başkanvekili olamayınca hamle yaptı.

AKŞENER SORDU

Doğrusu Özdağ, Kavuncu hakkındaki iddialarını 26 Temmuz 2020'de gerçekleştirilen İYİ Parti İstanbul İl Kongresi'nde de dile getirdi.

Kongreden önce Akşener'e gitti.

Bir genel başkan yardımcısına göre aralarında şu görüşme geçti:

“Akşener, ‘Bağlantıların vardır, belge bul ve getir' dedi. Özdağ getirmeyince Akşener, MİT Başkanı Hakan Fidan'ı ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı aradı. ‘Sizin elinizde bilgi varsa bildirin' dedi. İkisi de böyle bir bilgi olmadığını söyledi.”

Ahmet Taşgetiren/Karar- Akşener’in Çetin Sınavı

Geç gelmiş bir sonbahar soğuğuna rağmen siyaset alanı çok sıcak. İyi Parti kendi içinden çatlatılır mı? Kimi İyi Parti simalarının elinde dolaşan kullanışlı “FETÖ ve HDP iltisakı” iddiaları medya ve yargının kullanımı ile başka boyutlara taşınır mı? Akşener’in 97-98 olayları kaygısı devreye sokulur mu, o zamanın vesayet odaklarının bugünkü versiyonu kimdir, nedir, nerelerdedir bilinmez, ama 97-98’de her türlü bel altı vuruşlara sahne olan Türkiye siyasetini yakından gözlemleyen Akşener için bugün de çetin bir sınavın olduğu muhakkak. Buraya bir not düşmek gerekirse o da Akşener’in yüzde 13-15’lik bir “itiraz”a tekabül ediyor olmasıdır. O da başkalarının çetin sınavı olmalıdır.

Ahmet Hakan/Hürriyet- Ümit Özdağ’a Karşı İyi Parti Ne Yapmalı

Şu aşamadan sonra İYİ Parti, şu iki şeyi yapmak zorunda:

BİR: Ümit Özdağ’ın ortaya attığı iddialarla sonuna kadar hesaplaşmalıdır. Her ithamına, her suçlamasına tek tek cevap vermelidir. “Öyle olmamıştır, böyle olmuştur” demelidir. Tek bir boşluk bile bırakmamalıdır. “Herkesin ithamına cevap mı vereceğiz?” yaklaşımı, bu durumda asla geçerli olamaz. Çünkü Ümit Özdağ, “herkes” değildir. İçeriden, hem de en içeriden konuşan biridir.

İKİ: İYİ Parti’den şimdiye kadar gelen açıklamalardan benim anladığım şudur: İYİ Parti yönetimi, Ümit Özdağ’ı... Partinin yükselişinin önünü kesmek için kullanılan bir aparat olarak görmektedir. İktidarın yönlendirmesiyle hareket eden bir hain olarak görmektedir. Bunlar yenilir yutulur şeyler değildir. Partinin böyle gördüğü bir isim hakkında şu ana kadar hiçbir işlem yapmaması akıl alır gibi değildir.

İYİ Parti’de şu ana kadar yapması gerekeni yapan tek bir isim var:

Buğra Kavuncu...

Ümit Özdağ’ın “FETÖ’cü” suçlamasına maruz kalan İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, mahkemeye gitmiş ve “Ben FETÖ’cü değilim. Ümit Özdağ bana iftira attı” diyerek suç duyurusunda bulunmuştur.

Mehmet Tezkan/T24-İyi Parti Bölünür Mü? İçinden Yeni Parti Çıkar Mı?

İyi Parti dağılır mı?

Millet İttifakı çatırdar mı?

İhraç edilmezse ayrılmaz, yeni parti kurmayı da denemez. Tecrübeli siyasetçidir. İyi Parti'ye çelme takan, yaralamaya çalışan, Cumhur İttifakı’nın ekmeğine yağ süren, değirmenine su taşıyan siyasetçi olarak anılmak istemez.

İhraç edildi diyelim, küskünlerinde ayrıldığını varsayalım… Gidecek kapı var mı? Belki DEVA veya Gelecek Partisi'ne giderler; yani Millet İttifakı içinde kalırlar.

Bunca yıl karşı çıktıkları tek adam yönetimine destek vermeleri beklenmez herhalde!

Bu sebeple olacak İyi Parti kaynarken CHP’den ittifakta sorun yok açıklaması geldi.

Ne yaparlarsa yapsınlar Millet İttifakı çatlamaz.

Çünkü artık partilerden çok ittifaklar önemli. Kimlerin hangi ittifakın içinde kalacağı, seçmenin hangi ittifakı seçeceği Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.

Seçmen ya tek adam yönetimine dur diyecek, parlamenter seçimin kapısını açacak.

Ya da bu yönetimden memnun olduğunu beyan edip güvenoyu verecek.

İyi Parti’de çatlama, patlama dağılma bekleyenler meseleye bir de bu gözle baksın.

Abdülkadir Selvi/Hürriyet- Akşener’in Manevrası

İYİ Parti’de kavganın nedeni, kongrede çıkarılan üstü çizilecekler listesi. Meral Akşener kongrede çarşaf liste sundu. Ancak teşkilat başkanı Koray Aydın, “Verilmeyecek. İlk 75’te de olsa tercih edilmeyecekler” listesi yayınladı.

Peki bu listeyi iktidar mı hazırladı? İktidar mı, yoksa Koray Aydın mı?

Yavuz Temizer, Aydın Sezgin, Hasan Subaşı, Aylin Cesur, Aytun Çıray gibi isimler listeyi Koray Aydın’ın hazırladığını, partide merkez sağın tasfiye edilmek istendiğini savundular. “Ya biz, ya Koray Aydın” dediler.

Meral Akşener ise Koray Aydın’ı tercih etti. O nedenle de tartışma bitmedi. Hatta büyüdü. İşin içine FETÖ suçlamaları ve HDP’ye yakınlaşma iddiaları girdi.

(…)

Hani Ümit Özdağ, Meral Akşener’e gidip Buğra Kavuncu için “Bu FETÖ’cü. Hem dayısı, hem kendisi FETÖ’cü” demiş, o da “Nereden öğrendin” diye sorunca, “Hem MİT’ten hem Genelkurmay’dan öğrendim” diye yanıt vermişti ya... Bunun üzerine Akşener de Buğra Kavuncu hakkındaki iddiayı araştırıp Ümit Özdağ’a “İki tarafa da sordum. ‘Hayır bizde böyle bir kayıt yok’ dediler” cevabını vermişti. Ancak bu cevapta bir eksik var. Akşener, Enver Altaylı’yı da sormuş. Altaylı hakkında da iki birimden de “Dayısı karışık bir adam” yanıtı gelmiş.

Mahmut Övür/Sabah- İyi Parti’deki Asıl Kavga

Ümit Özdağ, neden aday olmadığı halde adını listeye koyan Koray Aydın'ın ekibinden Gaziantep il başkanına savaş açmadı da İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya açtı?

Bunun sadece çizik operasyonuna karşı bir hamle olmadığı çok açık. Anlaşılan İYİ Parti içinde görünmeyen başka çatışma da var. Sadece Akşener'in bilgisi doğrultusunda çizik operasyonunu başlatan Koray Aydın veya Aytun Çıray'ın başını çektiği merkezciler yok.

Arka planda çok daha derin bir kavga var ki Özdağ böyle konuşuyor. Zaten bunun ipucunu da yine Özdağ verdi;

"Parti içinde uluslararasıcılar ve milliciler kavgası var."

İşte Akşener'in prensi olarak partiye getirilen Buğra Kavuncu, o uluslararasıcıların bilinen temsilcisi.

Onun Alman istihbaratıyla yakın ilişkili Almanya'nın kimya devi BASF Türk firmasının CEO'luğunu bırakıp gelmesi de, İstanbul il başkanı yapılması da bu pozisyonla alakalı ve tesadüf değil. Çizik operasyonundan hemen sonra konuştuğum eski ülkücülerden İYİ Partili bir siyasetçi şöyle diyordu: "İYİ Parti kurulurken, Enver Altaylı beni çağırdı. Gittim görüştüm. Bana 'Parti kurmayın sokağa dökülün' dedi." Sahi Özdağ, bu hatırlatmayı neden yaptı?