Google Play Store
App Store

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, “Gerçekten CHP o masayı (Altılı Masa) Sayın Kuşoğlu’nun dediği gibi, Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığını onaylatmak için kurduysa, biz de onay makamı değiliz” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, “Kemal Bey aday gösterilmezse Altılı Masa dağılır” demişti.

İYİ Partili Özlale: Altılı Masa Kılıçdaroğlu'nun adaylığını onaylatmak için kurulduysa biz onay makamı değiliz

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun, “Kemal Bey aday gösterilmezse Altılı Masa dağılır” sözlerine tepki göstererek “Gerçekten CHP masayı Sayın Kuşoğlu’nun dediği gibi, Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığını onaylatmak için kurduysa, biz de onay makamı değiliz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, Ekonomim gazetesinin ‘Seçime Doğru Ekonomi-Politika, Kurmaylar Konuşuyor’ programına konuk olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özlale, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir TV kanalında, adayın 13 Şubat’ta belirleneceğine yönelik açıklamasını hatırlatan Özlale, bu konuda İYİ Parti’nin bilgisi olmadığını, 13 Şubat tarihini kendilerinin de canlı yayında öğrendiklerini söyledi.

Özlale, kendisine sorulan sorulara şu yanıtları verdi:

“Altılı Masa'nın adayını henüz belirlememesi çok eleştiriliyor. Kemal Kılıçdaroğlu bir tarih ortaya attı ve 13 Şubat’ta adayın belirleneceğini söyledi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bizim Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi meselesinde, bunun 13 Şubat’ta belirleneceğine dair bilgimiz yok. Bunu Kemal Bey’in TV açıklamasından öğrendik. Bu konuda resmi olarak gelmiş bilgi yok. 12 gün içinde adayın nasıl belirleneceği, halkın iradesi dikkate alınarak, uzlaşı içinde nasıl belirleneceğine dair, nasıl yol izlenecek, o konuda şu anda çok somut bir şey yok.

Altılı Masa’nın üç temel hedefi vardı; birincisi seçim güvenliğinin sağlanması, ikincisi güçlendirilmiş parlamenter sisteme nasıl geçileceğini konuşmak, temel ilkelerini belirlemek, üçüncüsü Cumhurbaşkanı adayını belirlemek. Yani belirlediğimiz ilkeler çerçevesinde sisteme nasıl geçileceğine dair adayı tespit etmekti.

Şimdi bunların ilk ikisi bitti. Üçüncüsünü şu anda 2 Şubat’tayız (dün) ilk ikisi için 1 yıl çalışıldı, mutabakat metni için 4 ay aralıksız çalışıldı, son aşamada aday belirlenmesi var. Bunun 12 güne, olup, bitti halinde sıkıştırılmasının çok doğru olmayacağını düşünüyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi çok ön plana çıktı, bu konudaki duruşunuz nedir?

Şimdi aday konusunda en rahat parti İYİ Parti’dir. Çünkü biz 1.5 yıldan beri aslında kendi önerimizi her tarafta söylüyoruz.

Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nu istemiyorsunuz?

Hayır kesinlikle onu söylemiyoruz. İki tane belediye başkanının önerilmesi halinde biz buna hayır demeyeceğimizi söylüyoruz. Biz kazanacak kişinin aday gösterilmesini istiyoruz. Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’na aynı mesafedeyiz.

İYİ Parti’nin aday belirlemesine baktığınızda, Genel Başkanımız önemli fedakarlık göstererek, temel haklarından fedakarlık ederek aday olmak istemediğini söyledi. Altılı Masa’da aday olmak istemediğini söyleyen tek başkan Meral Akşener’dir.

"ALTILI MASA’YI TERK ETMEYİZ"

Kendi adayınızı çıkaracağınız söylentileri de artmaya başladı?

Bazı köşe yazarlarının kaleme aldığı, “İYİ Parti kendi adayını çıkarmak istiyor” sözlerini art niyetli, kasıtlı yapılmış haber olarak görüyorum. Hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. İYİ Parti en baştan beri söylüyor, anketlerde iki belediye başkanı öne çıkıyor. ‘Bunlar gelirse itiraz etmeyeceğiz’ dedik. İYİ Parti, hem genel başkanını aday göstermeyerek, hem de iki tane yüksek oy alan belediye başkanından herhangi birisine itiraz etmeyeceğini söyleyerek üzerine düşenin fazlasını yaptı.

Altılı Masa’yı her zaman sahiplendik, masa bizim için çok önemli, bizim seçmenimizin yüzde 85’i masada olmamızı istiyor. Yüzde 90’a yakını da masayı hiçbir şekilde terk etmememizi istiyor.

İşaret ettiğiniz iki belediye başkanı olmazsa masayı terk eder misiniz?

Biz Altılı Masa'yı terk etmeyeceğiz, Genel Başkanımız hem partinin iradesini hem de geniş halk iradesini yansıtacak bir tutumu nasıl sergilediyse, bundan sonra da sergileyecektir. 11-12 gün içinde bu işin oldu, bittiye getirilmesi, ‘artık biz aday belirleme sürecine başladık, 11 gün sonra adayımızı belirliyoruz’ ifadeleri bana çok iyi niyetli gelmiyor.

Bu dönemde bizi çok üzen gelişmeler de var. Örneğin geçiş süreci yol haritasında bizim, “Tek Cumhurbaşkanı yardımcısı olsun o da Meral Hanım olsun” dediğimiz yazılıyor. Hiçbir şekilde böyle bir talebimiz yok. Bu adeta bir karalama kampanyasına dönüştü. İYİ Parti’nin tek Cumhurbaşkanı yardımcısı olsun önerisi yok.

"İTİRAZIMIZ YAKLAŞIMA"

Mealen “Masa dağılır” mı diyorsunuz?

Bakın tekrar ediyorum, ‘Masa dağılır’ demiyorum. Onay makamı olmadığımızı gösteririz diyoruz. Masayı dağıtmamak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Biz Altılı Masa’nın en sadık üyesiyiz. Buna şüphe yok.

Üstelik daha önce de söylediğim gibi, bizim bu süreçle ilgili 13 Şubat’a kadar adayı nasıl belirleneceğine dair, hangi yöntemle belirleneceği, süreç nasıl gelişecek hiçbir bilgimiz yok. Biz de bunu canlı yayından öğrendik. İkinci nokta da önemli Altılı Masa rolü yönünden.

CHP Genel Başkanı’nın adaylığı ile ilgili hiçbir soru işaretim yok. Fakat adaylığın 12 gün sıkıştırılması ve Bülent Kuşoğlu’nun açıklamasını birleştirdiğinizde daha baştan böyle bir niyetin olduğunu sorgulatıyor. Bizim itirazımız bu yaklaşıma. Gerçekten Altılı Masa aylar öncesinden Kuşoğlu’nun dediği gibi, “Kemal Bey’in adaylığı olmazsa dağılır “ şeklinde ilerlediyse ve bize sadece 12 günde ‘Ortada zaten bir aday var’ diye zaman dayatması getiriyorlarsa, Bülent Kuşoğlu açıklamalarıyla sürece baktığınız zaman, yaklaşımın bizim kabul etmediğimiz yaklaşım olduğu söyleyebiliriz. Bu, Kemal Bey’in adaylığını kabul edip etmemekten farklı bir şey. Ben yaklaşımdan bahsediyorum.

“BİZ BU MASAYI NİYE KURDUK?”

O zaman biz bu masayı niye kurduk? Ortak Politika Metni’ni niye oluşturduk? Parlamenter sisteme geçiş süreci üzerinde niye bu kadar fazla durduk. Bunların hepsi önemli noktalar. Daha da önemlisi, eğer CHP gerçekten Altılı Masa’yı kendi genel başkanlarının adaylığı üzerine kurmuş ve bize ‘sadece 12 gün içinde aday belirleriz’ diye kısa zaman veriyorsa olmaz.

Bizim adaylarımız belli, bunları dışarıda konuştuk. Ben, Buğra Kavuncu, Meral Hanım konuştu. İYİ Parti aday önerme konusunda sıkıntı çekmedi. Bunu hem Altılı Masa’da hem dışarıda konuştuk. Bugün sokakta kime sorarsanız sorun, İYİ Parti’nin kimleri önerdiğini sorarsanız aynı cevabı alırsınız.

Altılı Masa’da bir isim gündeme geldiğinde İYİ Parti’de nasıl bir süreç işleyecek?

Buradaki süreç şöyle işleyecek; Altılı Masa’da bir aday ortaya çıkar, sonra Genel Başkan, Gen el İdare Kurulu’nu toplar ve partimizin görüşünü sorar. İYİ Parti o bakımdan kararların ortak alındığı partidir. Böyle önemli bir karada Genel Başkanımız irade gösterir aday belirlenmesi konusunda, daha sonra o adayı GİK’e sunar. Biz de orada görüşümüzü bildiririz.

PAÇACI İSTİFA ETTİ, KUŞOĞLU GEREĞİNİ YAPMADI”

Tekrar 13 Şubat meselesine dönersek, bu tarihte aday belli olur mu gerçekten?

Bence 13 Şubat’ta açıklanmayabilir. Bir rahatsızlığımız daha var. Biz Altılı Masa’nın ruhuna zarar verdiğini düşündüğü için, çok sevdiğimiz Genel Başkan Yardımcımız Cihan Paçacı’yı kaybettik. Cihan Bey, Altılı Masa toplantısı yapılacağı günkü açıklamaların, partimize ve Genel Başkanımıza zarar verdiğini düşünerek kendi iradesiyle görevinden istifa etti. Bu bizi çok üzdü. Fakat biraz geriye gidelim, Altılı Masa Kemal Bey’i aday göstermezse o masa dağılır’ diyen Sayın Bülent Kuşoğlu aynı mekanizmayı çalıştırmadı. Belki esas kriz oradaydı. Düşünün burada biz geniş bir platformda herkesin benimseyebileceği Cumhurbaşkanı adayını belirleme çalışmalarına başladık. Orada Kemal Bey’in çok yakını, benim de saygı duyduğum Genel Başkan Yardıcısı Kuşoğlu, ‘Masa dağılır’ diye açıklama yapıyor. Bunun üzerine herhangi bir mekanizma çalıştırılmadı.

Bülent Bey’in, o açıklaması bizi çok üzen kızdıran bir açıklamaydı. Ne demek yani tam sürecin ortasında böyle bir açıklama yapmak. Biz de ondan sonra buranın bir noter makamı olmadığını söyledik.

Masaya geldiğimiz zaman herkes tercihlerini ortaya koymak zorunda. Gerçekten CHP o masayı Sayın Kuşoğlu’nun dediği gibi, Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığını onaylatmak için kurduysa, biz de onay makamı değiliz.”