Hayli zamandır emeğin halleri üstüne yazıyorum.

BirGün’deki haftalık yazılarım 14 yıla yaklaşıyor.

Son zamanlardaki kimi aksamaları saymazsak yazılarımı kesintisiz yazmaya çalıştım.

BirGün’den önceki sonraki diğer düzenli olmayan yazıları da hesaba katarsak 20 yıldır neredeyse kesintisiz her ay, her 15 günde bir ve her hafta emeğin ahvaline dair güncel yazılar yazmaya çalıştım.

Her yazıyı zahmetle yazdım, bir yandan yazının zahmeti ve bir yandan yazdığım konuların vahameti.

Bazen müthiş umutla, bazen elimden bir şey gelmeyişinin yarattığı öfkeyle, hüzünle yazdım.

Yazının yansıtıcı ve değiştirici gücü olduğuna hep inandım, yoksa insan bunca zaman yazamaz.

Asıl yazma güdüm adalet duygusu oldu, hala da öyle.

Biliyorum hayat devam ediyor ve emeğin ahvalinde değişen bir şey yok, kısa vadede iyi yönde değişmeyecek.

Seçimlere ve sonrasında emeği bekleyenlere dair uzun uzun yazmak mümkündü ama bu fazlasıyla tekrar olurdu.

Biliyorum ki adalet duygumuz zedelenmeye devam edecek.

Ama en sevdiğim kelimelerden biri ümitvar.

Yazdıklarımın pek çoğunu yeniden yazmam gerekse de emeğin ahvaline dair ısrarla yazmaya devam edeceğim.

Ama şimdilik, bir süre ara vermek istiyorum.

İnsan yorulur, mola vermek ister,

Biraz güç toplamak, soluklanmak,

Yaptıklarına, yazdıklarına dönüp bakmak,

Zihin berraklığı için biraz durmak ister.

Bazen vaziyeti analiz etmeye hali, mecali yetmez.

Bazen anlamak için zamana ihtiyaç duyar insan.

Murathan Mungan’ın İzin şiirinden mülhem,

Bunca yıldan, bunca yazıdan ve bunca hüzünden sonra

Altını çizdiğim bilmediğim kelimeleri anlayabilmek için biraz izin istiyorum.

Yine görüşmek üzere…