İzmir Barosu, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan ve medyaya 'milli manevi değerler' gerekçesiyle sansür ve otosansür telkin eden genelgeye tepki gösterdi.

İzmir Barosundan sansür genelgesine tepki: Hukukun evrensel normlarına riayet edin

İzmir Barosu, basın yayın organlarına sansürün önünü açan 2022/1 sayılı “Basın ve Yayım Faaliyetleri” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ne ilişkin açıklama yaptı.

Barodan yapılan yazılı açıklamada, Genelge’nin “sansür, düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahaleyi barındırdığı” vurgulandı ve şöyle denildi:

"Sansürün, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik hukuka aykırı müdahalenin, yasakçı ve muhafazakar yaşam biçiminin tüm topluma dayatılmasının sihirli sözcükleri olan “toplumun temel değerleri”, “milli ve manevi değerler” karşımıza bu kez Cumhurbaşkanlığı Genelgesi olarak çıktı.

Bilindiği üzere genelgeler; hiyerarşik amirlerin sahip oldukları güce dayanarak astlarına, onların uygulamakla yükümlü oldukları kanun hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması konusunda verdikleri emir ve talimatlardır. Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile korunan düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı gibi temel hak ve özgürlükler genelgelerle sınırladırılamaz. Bu anlamda normlar hiyerarşisine aykırı olan söz konusu genelge yok hükmündedir. Öte yandan hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesine de aykırı olan genelge; uygulayıcıların keyfi davranışlarını mümkün kılabilecek, muğlak ve çok tehlikeli bir metindir.

Geleneksel medyayı kontrolü altına alan, büyük cezalar ve yaptırımlarla susturan siyasi iktidar; dijital kitle ileşitim araçları kullanan alternatif medya kanallarına, sosyal medyaya ve yurttaş gazeteciliğine yönelik sansür uygulamaları ve yasal düzenlemeler ile bu alanı da kontrolü altına alıp susturmayı hayal etmektedir. Temel amaç, toplumun farklı kesimlerinin haklı ve meşru taleplerinin yüksek sesle dile getirilmesini engellemek, sansürlemektir.

Daha geçtiğimiz hafta içinde Fox TV’ye, ana haber spikeri Selçuk Tepeli’nin tarafsızlık ilkesine aykırı davrandığı gerekçesiyle inceleme başlatılması; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarına haciz işlemi uygulanması ile ilgili www.diken.com.tr ve www.birgun.net internet sitelerinde yer alan haberlere erişim engeli getirilmesi; gazeteci Sedef Kabaş’ın bir televizyon kanalında kullandığı bir atasözü nedeniyle gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanması iktidara yetmemiş olacak ki, basın üzerindeki baskılar giderek genişletilmek istenmektedir.

Dine hakaret eden eski bakanı büyükelçi olarak atarken akla gelmeyen “milli ve manevi değerler”, genç işsiz oranı yüzde 25'e ulaşmışken unutulan gençliğin korunması ilkesi, çocuklar kaçak yurtlarda tecavüze uğrarken gizlenmeye çalışılan çocuk hakları, bugün sansüre bahane yapılmaya çalışılıyor; farkındayız. Toplumumuz, bu genelge ile genel seçimler öncesinde basının tümüyle susturulması tehlikesiyle karşı karşıyadır.

İktidara sesleniyoruz: Ülkenin kalan bir avuç neşesine düşmanlığı artık bir an önce sonlandırın. Halka huzur verin. Yıprattığınız kurumlar, ortadan kaldırdığınız hukuk devleti, bugün yurttaşlarımızın yaşadığı ağır yoksulluğun baş sebebidir. Hukukun evrensel normlarına eksiksizce riayet edin.

İzmir Barosu, özendiğiniz istibdat rejiminin değil; özgür ve çoğulcu Türkiye Cumhuriyeti'nin izindedir. Yıllardır sürdürdüğünüz hukuksuzluklara karşı sessiz kalmamak, halkımıza karşı tarihsel görevimizdir.

GENELGE

Genelgede, "toplumun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlaması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımların ivedilikle atılacağı" belirtildi. Programların "Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetler" olarak tanımlandığı genelgede bu yapımlara karşı "tedbir alınacağı" ifade edildi.