İzmir’de, yaklaşık 3 yıl önce bir bildiri yayınlayarak Barış Akademisyenlerine desteğini açıklayan 82 kişi hakkında dava açıldı. “Barış ve kardeşlikte ısrar edeceğiz, ölümlere göz yummayacağız” denilen bildiri için açılan dava üzerine, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bugün bir basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında, Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Vezan Karabulut, […]

İzmir’de Barış Akademisyenlerine destek veren 82 kişiye dava açıldı

İzmir’de, yaklaşık 3 yıl önce bir bildiri yayınlayarak Barış Akademisyenlerine desteğini açıklayan 82 kişi hakkında dava açıldı. “Barış ve kardeşlikte ısrar edeceğiz, ölümlere göz yummayacağız” denilen bildiri için açılan dava üzerine, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bugün bir basın toplantısı düzenledi.

İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında, Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Vezan Karabulut, “Barış Akademisyenleri gibi o gün ne söylediysek bugün de aynılarını savunuyoruz” dedi.

Karabulut, şunları söyledi:

“Aradan geçen yaklaşık 3,5 yıllık zamanda bizler bu düşüncelerimizden hiçbir şekilde geri adım atmamışken, hakkımızda İstanbul’daki çeşitli ağır ceza mahkemelerinde tarafından bir dava açıldığını öğrendik. Davanın iddianamesinde, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildirinin, PKK/KCK’ye destek ve örgüt propagandası mahiyetinde olduğu belirtilerek,  bildiri imzacılarının ‘ulusal ve uluslararası kamuoyunda devlete ve hükümete karşı güvensizlik algısı oluşturarak ve toplumsal ayrışmalar yaratarak bölünmelere zemin hazırladıklarını, neticede kamu düzenini bozmayı, devlet otoritesini zaafa uğratmayı planladıkları’ öne sürülmekte”

“HUKUKİ DİLDEN SON DERECE UZAK”

Prof. Dr. Füsun Üstel’in aldığı ceza örnek gösterilerek yaptıkları eylemin suç olduğunun iddia edildiğini belirten Karabulut, “Hukuki dilden son derece uzak, tamamen sübjektif değerlendirmeler ve iktidardan bildiğimiz bir dille hazırlanan iddianameden de anlaşılacağı üzere, hazırlayanlar bütün bir muhalefete parmak sallayarak barıştan, emekten, demokrasiden yana sesleri bastırmayı amaçlamaktadır” şeklinde konuştu.

Halka karşı işlenen suçlara ortak olmayacaklarını vurgulayan Karabulut, “Hiçbir hukuki dayanağı olmayan davalara karşı omuz omuza durmaya, mahkeme salonlarında barış talebimizi bir kez daha dillendirerek savunmaya hazırız. Bu talebimizin ve mücadelemizin daha güçlü bir hâl alması doğrultusunda İzmir kamuoyuna yan yana durma, barış talebini yükseltme çağrısında bulunurken, bütün baskı ve tehditlere rağmen halka karşı işlenen suçlara ortak olmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

“BU DAYANIŞMA KENDİMİZİ YALNIZ HİSSETMEMİZİ ENGELLEDİ”

Ege Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da, dava açılan kişileri yalnız bırakmayacaklarını belirtti. Tanık, “Bu suça ortak olmayacağız metni önümüze geldiğinde aslında bir çığlık atmış olduk. Bizde bir bedel ödedik fakat orda hayatını kaybedenlerin ödediği bedellin yanında çok küçük kalıyor. 2016’nın Ocak ayında bildiri yayınlandığında birdenbire en yüksek merciler tarafından hedef gösterildik. Örneğin Ege Üniversitesi’nde ki arkadaşlar olarak ülkü ocakları ve belli başlı tetikçi gazeteler tarafından ev adreslerimiz, isimlerimiz verilmeye başlandı ve terörist olarak ilan edildik. Biz bu hedef göstermelerle uğraşırken fakültelerde insanlar bize başını çevirirken siz bu basın açıklaması ile kendinizi ihbar ettiniz ve yaptığını bu eylem çok büyük bir dayanışma örneği oldu, kendimizi yalnız hissetmemizi engelledi. Size kendim ve arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.