Şebnem SUBAŞI Kadın Savunma Ağı, feminist politika üretmek ve kadınlarla dayanışma amacıyla geçtiğimiz Eylül’de İzmir’de faaliyetlerine başladı. Erkek şiddetine, cinsel istismara, cinsiyetçiliğe karşı bir özsavunma hareketi olan Kadın Savunma Ağı, İstanbul’un ardından İzmir’deki kadınları bir arada olmaya çağırıyor. “Kadınlar Savunmaya” diyerek yola çıkan bu hareketin İzmir sürecini Gizem Coşkun ve Neylan Yıldız BirGün’e anlattı. Kadın […]

İzmir’de “Kadınlar birlikte güçlü”

Şebnem SUBAŞI

Kadın Savunma Ağı, feminist politika üretmek ve kadınlarla dayanışma amacıyla geçtiğimiz Eylül’de İzmir’de faaliyetlerine başladı. Erkek şiddetine, cinsel istismara, cinsiyetçiliğe karşı bir özsavunma hareketi olan Kadın Savunma Ağı, İstanbul’un ardından İzmir’deki kadınları bir arada olmaya çağırıyor.

“Kadınlar Savunmaya” diyerek yola çıkan bu hareketin İzmir sürecini Gizem Coşkun ve Neylan Yıldız BirGün’e anlattı.

Kadın Savunma Ağı’nın İzmir’de oluşum süreci nasıl gelişti?

Gizem Coşkun: Yazın Dikili’de bir kamp yaptık. Bir sürü atölye yaptık, tartışmalarımız oldu. İzmir’den gelen arkadaşlarla dönüşte İzmir’de ne yapalım sorusu oluştu ister istemez. İzmir büyük bir kent olduğu için ve ciddi bir potansiyel taşıdığı için kadın meselesi açısından böyle bir beklenti oluştu. İzmir’de ne yapabilirizi konuştuk. Döndükten sonra burada toplantılar düzenledik. Önümüzde 25 Kasım vardı ve buna çağrı yapma düşüncemiz oldu. İlk sokak eylemimiz 25 Kasım oldu. Ellerimizde bildirilerle, şiddet, istismar, taciz, tecavüz kadınları ilgilendiren ne varsa görseller hazırladık. Karşıyaka’da stant açıp bunları dağıttık. Kadınlarla sohbet etme imkânımız oldu. Atölyeler düzenleyip 25 Kasım eylemine hazırlandık. Sonrasında bir tanışma toplantısı çağrısı yapmayı istedik. Kadın Savunma Ağı neyi ifade ediyor, neler istiyoruz, neler yapabilirizi konuşmak istedik. Kadınlarla bir arada olarak var olduk aslında.

İzmir’de bugüne dek neler yaptınız?

G.K.: Atölyeler düzenliyoruz. Katılan kadın arkadaşlarımızın her birinin fikri bizim için çok kıymetli. Bir Avukat arkadaşımız, çocuk hakları merkezinde çalıştığı için ihmal ve istismar ile ilgili söyleşi yapabiliriz, dedi. Bunu gerçekleştirdik. Sanatsal aktivitelere de önem veriyoruz. İstanbul’da Kadın Savunma Ağı’nın Mor Mekân diye bir yeri var. Bizim de olsa ne güzel olur dedik. Atölyelerimizi burada gerçekleştiririz düşüncesi vardı. Bunun için de bütçeye ihtiyacımız var. Sanatsal etkinlik atölyeleri burada devreye girdi.

Neylan Yıldız: Toplantımızda bunu konuştuk, bez çanta yapalım, seramik yapalım gibi birçok fikir ortaya çıktı. İş bölümü yaparak bunları yapmaya başladık. Bir arkadaşımız bize bez çantalarını hibe etti, bir diğer arkadaşımız bardak altlıkları kesti gönderdi. Aslında kolektif bir çalışma oldu. Açık duyurulu etkinlikler yapmaya başladık. İlk bez çanta boyama etkinliğimiz oldu. Büyükşehir Belediyesi’nin 8 Mart’ta kadınlara açtığı stantlarda yer alıp ürünlerimizi sergilemek istediğimiz için atölyelerimizi ard arda yaptık. Birlikte yaptık ve birlikte satacağız. Bize de bir dayanışma örneği oldu. Kadınlar yeteneklerini sergilemekten çekinmediler ve atölyelerden sonra kendilerini çok mutlu hissettiler. Ege Konservatuarı’ndan bir arkadaşımızın moderatörlüğünde ritim ve beden perküsyon atölyesi gerçekleştirdik. Ritme kendimizi kaptırdık ve çok eğlendik.

8 Mart’a dair neler yapacaksınız?

G.K:  İzmir’de hem miting hem de gece yürüyüşü olacak. O güne dek bunun çağrısını yapacağız. Miting ve gece yürüyüşünde kadınlarla yan yana İzmir’de sokakta olacağız. Bu sene Türkiye’de kadınlar, geçtiğimiz senelere göre daha zor bir süreç yaşadı. Bunu hepimiz biliyoruz. Her birimiz bu zorluğu yaşadık hala da yaşıyoruz. Kadınların bir arada olabilmesi çok kıymetlidir. Bizler, bizi öldüren bu ataerkil sisteme inat sokaklarda olacağız. Biliyoruz ki biz birlikte güçlüyüz.

N.Y.:  Kadınlar birbirini, dinleyerek ve savunarak hayatta kalabilir.8 Mart bizler için oldukça önemli bir gün. O gün İzmir’deki kadınları bir arada olmaya çağırıyoruz. Yalnız değiliz, çünkü kadınlar var.