İzmir’de PTT emekçileri endişeli: Acil kargolar dışındaki tüm kargoların durdurulması gerekir

AYCAN KARADAĞ

Covıd-19 salgını hızla yayılırken İzmir’de de çok sayıda PTT çalışanına koronavirüs bulaştı. Sosyal yardımlar ile maskelerin evlere dağıtılması kararlarıyla iş yükleri artan çok sayıdaki PTT emekçisinin koronavirüs testi pozitif çıktı, yüzlerce PTT emekçisi de karantinaya alındı. BirGün olarak İzmir’de çalışan PTT emekçileri ve KESK Haber-Sen MYK Üyesi ve Genel Örgütlenme Sekreteri İbrahim Damatoğlu ile konuştuk.

PTT’de pozitif vaka sayısı her geçen gün arttığını ifade eden KESK Haber-Sen MYK Üyesi ve Genel Örgütlenme Sekreteri İbrahim Damatoğlu, “PTT’de 300’e yakın karantinada olan çalışan var. 120 civarı ise pozitif vakamız var. Bunlardan 4 tanesi entübe durumunda ve 1 tane çalışan ise yoğun bakımda. Bunun haricinde PTT önlemleri çok geç aldı. O da bir takım önlemler… Büyükşehirler haricinde taşrada dezenfekte ve basit koruyucu malzeme sıkıntısı yaşanıyor. Bir postacı hem maaş dağıtıyor hem sosyal ödeme dağıtımı yapıyor ama bir eldiven ve bir maske veriyorlar akşama kadar. Hafta sonu da ödemeleri yetiştirebilmek için Cumartesi günü gece 22.00’a kadar çalıştırıyorlar. PTT çalışanları sosyal mesafeyi doğal olarak koruyamıyor. Kalem ver, imza attır, para ver, para al gibi ilişkiler var. Bu yüzden PTT’de vaka sayısı her geçen gün artıyor” diye konuştu.

Damatoğlu sözlerine şöyle devam etti: “PTT Genel Müdürü aynı zamanda Dünya Posta Birliği’nin(UPU) Genel Kurul Başkanı. Sektördeki uluslararası sendika olan UNİ yeni bir protokol yaptı. Maalesef PTT Genel Müdürü, bu protokole çok geç uydu. Sendika olarak şunu diyoruz; tek kişi çalışan şubeler kesinlikle kapatılsın. Güvenliği yok çünkü. Ana merkezler açık olsun. İnsanlar evinde kaldığı için internetten alışverişe yükleniyorlar. Çok sayıda gereksiz kargolanan malzemeler geliyor. Acil kargolar dışındaki tüm kargolar bu pandemi sürecinde durdurulması gerekir.”

PTT ÇALIŞANLARINA PERİYODİK TEST YAPILMALI

PTT çalışanlarına düzenli test yapılmasının gerektiğine vurgu yapan Damatoğlu, “İzmir’de PTT Başmüdürü ile İl Sağlık Müdürü bir koordinasyon kurarak Büyük Posta İşleme Merkezi’nde personele test taraması yaptı. Bu çok olumlu bir hareketti. Bunu her yerde istiyoruz. Bunu periyodik aralıklarla istiyoruz. Bir seferlik istemiyoruz. İzmir’de üyelerimizden gelen bir şikayet var. Kronik rahatsızlığı olan yada çocuğu olan kişiler var. Bu tip çalışanlara Cumhurbaşkanlığı genelgesinde geçmesine rağmen maalesef izinlerde sorun çıkartıyorlar. Normalde çalışanın hakkıdır. Genelgede de yazıyor. İzmir’den böyle bir şikayet geliyor” şeklinde konuştu.

İŞ YÜKÜMÜZ SÜREKLİ ARTIYOR

Gişede çalışan PTT çalışanı, “Birçok merkez müdürlüğünde önlem var ama önlem aldık demek için önlem alınmış gibi. Herkese yetecek sayıda maske ve dezenfektan yok. Merkezler ilaçlama konusunda da sıkıntılı. Merkezler ayda bir ilaçlanıyor. Maalesef İzmir’de bu da sıkıntı. Yoğunluk maalesef çok kötü durumda; işlem kısıtı yapıldı mesela fatura tahsilatları yapılmamasına rağmen, devlet yardım ödemeleri PTT üzerinden yapıldığı için yoğunluk inanılmaz fazla. Cumartesi ve Pazar günleri de çalışıyor. Sabah 8’den gece 11’e kadar çalışan arkadaşlarımız mevcut. Bin liraları dağıtma konusunda. Biz personeller olarak her emekçiye test yapılması gerekir diyorduk; iki aydır ısrarla talep etmiştik bunu. İzmir için söylemek gerekirse sadece İzmir Posta İşleme Merkezi’nde bir toplu test yapıldı. Onun dışında hiçbir merkezde test yapılmadı. Covid-19 dolayısıyla hükümetten gelen talepler doğrultusunda iş yükümüz sürekli artıyor. Sanki başka kurum yokmuş gibi sadece PTT çalışıyor. Yapılan bütün ödemeler PTT üzerinde oluyor. Önce eve gidiliyor eğer bulunamazsa telefonla arayıp merkezden ödeme yapılabileceği bildiriliyor. Ama postanelerdeki asıl kalabalığın nedeni; bu yardımların kendilerine çıkıp çıkmadığını öğrenebilmeleri için bizzat başvurmaları vatandaşların. Her gün merkezler için konuşursak en az 100-200 kişi bunu sormak için geliyor” ifadelerine yer verdi.

KALİTESİZ MASKELER VERİLDİ

Dağıtımda çalışan bir PTT işçisi ise, “Bize sadece eldiven ve maske dağıtıldı. Onlar da zaten uzun süre sonra geldi ve çok kalitesiz maskeler verildi. Ayrıca şöyle bir durum var. Bir posta şehir içinden geldiği zaman en az 40 kişinin elinden geçiyor, şehir dışından geldiğinde bu kişi sayısı 60'ı buluyor. Biz o postaları eldivenle tutsakta o eldiveni her yere kullanmak zorunda kalıyoruz. O an telefon çalıyor, telefonu açıp konuşuyoruz sonra cebimize geri koyuyoruz. Günde ortalama 80-100 kişi ile muhatap oluyoruz, bunlarla her zaman mesafeyi koruyamıyoruz. Özellikle son dönemde dağıtılan bin TL'lik yardım ödenekleri bizi çok zorladı. Köylere jandarmayla beraber dağıtmaya gittiğimizde aynı aracın içinde muhtar ve aza da oldu. Aynı aracın içinde 3-4 kişi akşama kadar gezdik” dedi.

RESMİ EVRAKLAR DIŞINDAKİ KARGOLARDA AZALMA YOK

PTT çalışanı sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz elimizden geldiğinde kendi tedbirlerimizi almaya çalışıyoruz. Ben eldiven kullanmıyorum çünkü bana mantıklı gelmiyor. Sabahtan bir çift eldiven takıyoruz ve gün içinde her şeyi sürüyoruz elimize. O yüzden sürekli ellerimi yıkayıp dezenfekte etmek daha mantıklı geliyor. Ya da sürekli eldiven değiştirmek gerekiyor ama merkezde o kadar eldiven yok zaten. Biraz da tesadüfen açıkçası çalışmaya devam ediyoruz. Mahkemeler ertelendiği için resmi evrakların çoğu azaldı. Sadece ertelendiğine dair tebligatlar çok geldi biz onlara şaşırdık. Resmi evraklar dışındaki kargolarda hiçbir azalma yok. İnsanlarda uzun süredir evde olduğu için şirketlerin online alışverişlerdeki kampanyalarını değerlendirip ürün satın alıyor ve kabak bizim başımıza patlıyor. Sağlıkçılardan sonra en riskli grup biziz. Bize davranışlarda değişti bu süreçte. İnsanlar kapıda bizi görüp içeriye saklanan, temasta bulunmayan ve kalemi tutup imza atmak istemiyor. Bu süreçte fazla çalıştık hatta Pazar günleri de çalıştık. Sahada olmayanlar dönüşümlü çalışıyor ancak sahada çalışanlar için bir şey değişmedi hatta dediğim gibi daha fazla yük aldık üzerimize.”

ÇOCUĞUMUZA SÜREKLİ KOMŞU BAKAMAZ

Bir başka PTT çalışanı da, “En büyük sorun koruma malzemesi. Eldiven, maskeyi günde 3-4 defa en az değiştirmemiz lazım ama bize bir tane veriliyor. Gün boyu bir maske, bir eldiven ile devam ediyoruz. Bu ne kadar sağlıklı olur siz düşünün… Vatandaşlarla çok fazla etkileşim halindeyiz. Sosyal mesafe bizde hiç yok. Bir kaleme bile günde 90 kişinin eli değiyor. Belki bize ana kadar bulaşmadı ama taşıyıcı olduk haberimiz yok. Yardım paralarını da biz dağıtıyoruz. Bu acil bir şey. Bu benim zoruma gitmiyor. Ama böyle bir süreçte makyaj malzemesi acil bir ihtiyaç olmayan malzemeleri taşımak zoruma gidiyor. Zaten dağıtımda dönüşümlü çalışma sistemi yok. Bir diğer konu da benim küçük kızım var. Okula gidemiyor. Annesi de ben de çalışıyorum. Bakıcısı 65 yaşının üstünde. O da sokağa çıkma yasağından dolayı gelemiyor. Başka bakıcı da bu salgın sürecinde bulamıyoruz. Ne olacak peki… Çocuğumuza sürekli komşu bakamaz. Bu konu hakkında bir düzenleme yapılması lazım” diye konuştu.