İzmir Tabip Odası ve İzmir Şehir Hastanesi Platformu’nun ortaklaşa düzenlediği “İzmir Şehir Hastanesi Çalıştayı” sonuç bildirgesi yayımlandı. Sonuç bildirgesinde, hastane için yapılan sözleşmelere, hastanelerin ulaşım sorununa ve hizmet veren hastanelerin kapatılmasının doğru bulunmadığına dikkat çekildi.

İzmir’de 'Şehir Hastanesi Çalıştayı' gerçekleşti

Mahir KANAAT

İzmir Tabip Odası ve İzmir Şehir Hastanesi Platformu, ‘İzmir Şehir Hastanesi Çalıştayı’ düzenledi. İki gün süren çalıştay, Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde gerçekleşti. Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Dr. Devrim Demirel, İzmir Şehir Hastanesinin bir hastane değil adeta sanayi tesisi görünümünde olduğunu söyleyerek “İzmir Şehir Hastanesi açıldığında bazı hastanelerin tamamının ya da bazı bölümlerinin kapanmasıyla önemli sorunlar yaşanacak” diye konuştu.

Çalıştay sonrasında açıklanan sonuç bildirgesinde, “Şehir Hastaneleri Projesi, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ile 2013 yılından bu yana yapılmış 34 hastane yapımını ve işletilmesini kapsamaktayken zaman içinde 18 hastaneye indirildi ve bunlardan 14 tanesi hizmete girdi, 4 tanesinin de inşaatı sürmektedir. Bu gerilemenin nedeninin, bu projelerin verimsiz ve uzun yılları kapsayan borç yüküne yol açması hususunda kamuoyunun farkındalığının artması olduğu düşünülmektedir. Şehir Hastanelerinin yapımında yapılan sözleşmelerin ticari sır kapsamında sayılması kabul edilemez. Bu sözleşmeler bir an önce kamuoyuna açıklanmalıdır” denildi.

Bildirgede, “Bu sözleşmelerin anlaşmazlık halinde yargı sürecinin Londra mahkemeleri tarafından görülecek olması, uluslararası alanda ülkemiz hukukuna güvensizlik olarak algılanmaktadır. Hastanelerin birçok şehirde ulaşım sorunu olan uzak ya da sorunlu alanlara yapılmış olması, hasta akımı açısından yeni sorunlar doğurmaktadır ve bu husus İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi için de geçerlidir. Bu hastaneleri yapan şirketlere arazinin ücretsiz verilmesi, 49 yıla kadar, aşırı abartılı maliyetlerin kira şeklinde geri ödenmesi taahhüdü ülkemize ağır bir yük getirmektedir. Hastane içi mekanların çok uzak olması, acil hastalara ulaşım, konsültasyonların zamanında yapılamaması ve diğer hastane içi hizmetlerin üretilmesinde büyük zorluklar yaratacağı görülmektedir” ifadeleri kullanıldı.

ESAS OLAN KALİTELİ VE YETERLİ SAĞLIK SİSTEMİDİR

Sonuç bildirgesinde şunlar vurgulandı: “Şehir hastanelerinin açılması ve muhtemel hasta garantilerine bağlı olarak, daha önce hizmet vermekte olan hastanelerin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Şehir hastaneleri sadece bina olarak görülmemelidir. Yapıldıkları çevrede yeni bir kentleşme alanı ortaya çıkmaktadır. Buca Kaynaklar’da yapılması tartışılan Güney Şehir Hastanesine ihtiyaç yoktur. Şehir hastanelerinde çalışanların günlük yaşam alanları, dinlenme bölgeleri, gereken hijyen ve beslenme imkanlarının gözetilmesi ve örneğin kreş vb. gibi kolaylıkların öncelenmesi zorunludur. Çalışanlara bazı firmalar tarafından imzalatıldığı ileri sürülen gizlilik sözleşmesini doğru bulmuyoruz. Bu hastaneler, asla temel sağlık sistemi düzenini yani basamaklı sağlık sistemini unutturmamalıdır. Basamaklı sağlık sistemini sonuna kadar savunacağız. Esas olan kaliteli ve yeterli sağlık sistemidir.”