Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) İzmir İl Başkanı Tacettin Çolak, İzmir'in Bergama ilçesinde apartman kapılarına ‘Şeriat çağrısı’ içeren bildiri dağıtıldığını öne sürdü.

“İzmir’de şeriat çağrısı içeren bildiri dağıtıldı” iddiası

HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı avukat Tacettin Çolak, İzmir’in Bergama ilçesinin en işlek caddelerinden Atatürk Bulvarı üzerindeki apartmanların kapılarına Kurban Bayramı'nın birinci gününde şeriat çağrısı içeren bildiriler bırakıldığını iddia etti.

“Müslüman olmak neyi gerektirir" başlıklı iki sayfalık yazıda Atatürk ve laiklik karşıtı ifadelerin yer aldığını söyleyen Çolak, "Bu bildirileri dağıtanlar Taliban'ın uzantılarıdır. Meydan boş değil" dedi.

Anka’da yer alan habere göre, konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Tacettin Çolak şunları kaydetti:

"Devletin emniyet güçleri, internet ortamında iki satır bir yazı yazdığı için sanal devriye timleriyle insanlar hakkında davalar açtırırken, bu irticacı kalkışmalar hakkında ise en küçük bir işlem, bir takibat yapılmamakta. Bunların nereden cesaret aldıkları bellidir. Çünkü ülkeyi karanlıklar ortamına sürükleyen AKP’giller iktidarı son günlerde bir itirafta daha bulundu. Afganistan’da Taliban’la aynı inançları paylaştıklarını söylediler. Bunu söylerken Türkiye halkını da ortak etmek istiyorlar. Tabi yalan söylüyorlar. Türkiye halkının ezici çoğunluğunun, kafa kesen, alçakça insanların kanına giren, kadınları recmeden Taliban'la en küçük bir yakınlığı yoktur. Bu şeriat bildirileri dağıtanlar da Taliban’ın uzantılarıdır. Ama biz şunu söylüyoruz. Meydan boş değil. Bunların karşısında durmaya devam edeceğiz."

BİLDİRİDE NELER YAZIYOR?

Çolak'ın edindiği ve apartmanlara dağıtıldığını öne sürdüğü, “Müslüman Olmak Neyi Gerektirir" başlıklı bildirilerde şu ifadeler yer alıyor:

"İlkokullarda çocuklara 'Ey ulu Atatürk açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim' diye yemin verdiriliyor. Ders kitaplarında ise Atatürk'ün İslam’a zıt olarak yaptığı devrimler iyi bir şeymiş gibi öğretiliyor. Mesela şeriat bizi geri bıraktı. En iyi yönetim demokrasidir, laikliktir gibi. 1920’lerden sonra hakimiyet yani emir ve yasak koyma Allah’a değil millete verilmiştir. Hatta 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' denmektedir. Türkiye’de şeriat yani Kuran Kanunları değil (insanların kendi kafalarından çıkardıkları kanunlar) geçerli olmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi bir de laiklik şartı vardır. Yani dinin emirleri devlet işlerine karıştırılamazmış. Çıkarılan kanunlar dine uygun olamazmış! Bu sebeple demokrasi de laiklik de İslam’a tamamen ters olan küfür sistemleridir.”