Adil Kentler Derneği’nin düzenlediği “Türkiye’de yoksulluk ve çözüm yolları” paneli gerçekleştirildi. Panelde Türkiye’nin giderek yoksullaştığı ve toplumsal her problemin temelinde de yoksulluğun yer aldığı belirtildi.

İzmir’de, 'Türkiye'de yoksulluk' paneli: Çözüm yolları tartışıldı

BİRGÜN EGE

İzmir’de Adil Kentler Derneği tarafından ‘Türkiye’de yoksulluk ve çözüm yolları’ paneli gerçekleşti. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü eski CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Zeynep Altıok üstlenirken, konuşmacı olarak; CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Doç. Dr. Erdem Yörük, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ve SODEV Başkanı Ertan Aksoy yer aldı.

Panele İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü de katıldı.

Panelde konuşan CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Türkiye’nin en önemli sermayesinin beşeri sermaye olduğunu belirtti. “İktidar sermayeyi doğru kullanamıyor. Ben mesaimde çok fazla insandan iş talebi alıyorum. Hepsi de hak eden insanlar, bazen bu mahcubiyeti yaşamamak için siyaset yapmamayı düşünüyorum. Sosyal demokrasinin üç prensi; doğa ile barışık üretim, bölüşüm ve güvenceli istihdam ile birçok sorun çözülebilir aslında. 3 adalet ilkesi ile Türkiye’de çözülemeyecek problem yok, bunlar katılım, tanıma ve bölüşüm adaleti” ifadelerini kullandı.

Taşkın, toplumun yüzde 30’u yardımla geçindiğine dikkat çekerek, “Sosyal demokrasinin ideali tam istihdamdır. Bunun modasının geçtiğini asla düşünmüyorum. Ulaşmak imkânsız ama tam istihdamı her zaman kovalamalıyız. Biz bunu hedefliyoruz. Çalışma hayatında ise kadınlar, daha fazla sömürülüyorlar. Biz kayıt dışını asla kabul etmiyoruz, böyle bir ülke iflah olmaz. Şu anda kayıtlı kadın istihdamı yüzde 18. Biz bunu iki katına çıkaracağız” dedi. Taşkın sözlerine şunları ekledi: “Üretim ve güvenceli istihdam. Sosyal devletin inşasında önemli bir adım olan Aile Destekleri Sigortası. Yerel yönetimleri yetkilendirmek ve güçlendirmek. Bakım emeği eksenli sosyal hizmetler. Kadın istihdamının güçlendirilmesi. Vergi ve emeklilik reformu.”

"KADIN CİNAYETLERİNDE YÜZDE 80 YOKSUL KADINLAR YER ALIYOR"

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, CHP’nin oluşturacağı her politikaya insan çocuk ve kadın hakları temelli bakmak gerektiğini söyledi ve şunları ekledi: “Kadın cinayetlerinde yüzde 80 yoksul kadınlar yer alıyor. O evden çıkamayan ya da ailesi yoksul olduğu için dönemeyen kadınlar var. Ben bunu yaşayan kadınlardan dinliyorum. Eğer bir kadın sığınma evine gittiğinde rahat edemiyorsa biz sığınma evlerini de iyileştirmeliyiz. Biz bu sorunları çok fazla tartışmıyoruz, dokunmuyoruz. Belki de bu salonda bunları yaşayanlar yok. Böyle bir çürümüş sistem olduğu için medyada bunlar konuşulmuyor. Örgün eğitimde neredeyse 3 milyona yakın öğrenci yok, bunlardan 1 milyonu çocuk iş gücü olarak kullanılan mesleği eğitim merkezlerinde. Aileler de artık buraları gelir kapısı olarak görüyor. Aileler beni aradığında ortaokuldan sonra buralara gönderdiğini söylüyorlar. Elbisesi takıldığı için gece saat 10’da fabrikada hayatını kaybeden Dicle Nur… Aslında Dicle Nur, çocuk işçilerden sadece birisi. Böyle bir olay olduğunda farkındalık oluyor; ama çocuk işçiler hala var.”

"YOKSULLARIN KARARI ÜLKENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRİYOR"

Doç. Dr. Erdem Yörük de, “Türkiye’de yapılan bir ankete göre nüfusun yüzde 30’u sosyal yardım alırken yüzde 40’ı ise en az bir kere sosyal yardım almış. Türkiye’de AKP hükümeti boyunca hepimizin gözleri önünde gerçekleşen eden sosyal yardımların siyasi olarak kullanılmasının küresel olduğunu gördük. Bu durum başka ülkelerde de var. Yani böyle ülkelerde yoksulların oyu olmadan hiçbir hükümet başa geçemiyor ya da yoksulların oyu gitmeden baştan inemiyor. Bunun arkasında yatan en büyük sebeplerden birisi yoksulların Türkiye’de hükümete verdiği cömert destek. Bunun biraz değişmesinin nedeni dinamiğin bir az da olma kayması. Ülke aslında yoksul değil, yoksulun çok olduğu bir yer. Yani yoksulların kararı ülkenin kaderini değiştiriyor. Siyasi destek kaynağı olarak bazı ülkelerde yoksullar önemli bir aktör. Yani hükümetler için temel tehdit de yine yoksullardan geliyor” dedi.

SODEV Başkanı Ertan Aksoy da şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’deki ekonomik krizler genelde bir sektörü vurur ya da başta bir etki yaratır. Ama şimdi karşı karşıya olduğumuz kriz bütün kesimleri vurdu ve yoksullaşma yarattı. Türkiye’de artık nitelikli mesleklerin çoğunluğu yoksul diyeceğimiz bir kesime giriyor. Normalde bunu yapmak isteseniz çok zor; ama iktidar bunu başardı. Erdoğan, birkaç saat önce asgari ücreti yarın açıklayacaklarını söyledi. Asgari ücretteki artış nedeniyle oylar artar mı diye bir soru da ortaya çıkıyor. Buna şöyle örnek vermek istiyorum; geçen yıl bize gösterdi bir limitli bir artış oldu, birkaç ay sonra eski durumuna döndü Mayıs ayı itibari ile düşüş yaşandı. Önceden Türkiye’de 1 yılda satılan antidepresan kurusu 16 milyondu bu rakam; 2009’da 19 milyon, 2109’da 54 milyon ve geçtiğimiz yıl 59 milyon. Yani insanlar artık düşünceleri ile baş etmeye çalışıyor.”