İzmir’de meydana gelen deprem sonrası TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, “İmar affı adı altında, ruhsatsız ve depreme dayanıklılığı tartışmalı birçok yapının, İzmir’deki yapı stoğunun içerisine dahil edildiği malumdur. Yıkım, imar affının sonucudur” denildi.

"İzmir depremindeki yıkım, imar affının sonucudur"

AYCAN KARADAĞ

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını okuyan TMMOB İzmir İl Koordinasyonu Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, deprem bölgesinin tarım ve sulak alanlar olduğunu vurgulayarak, “Şu ana kadar 4 tane tümüyle yıkılmış, 9 tane kısmen yıkılmış bina var. Oldukça fazla ağır hasarlı yapılar mevcut. Bu bütünlüğün harcı, toplum ve kamu yararıdır. Bu harç, sermayenin ihtiyaçları için dışarıda bırakıldığında, rant kazanımı her şeyin üstünde tutulduğunda, yeterli analiz ve değerlendirmelerden uzak planlama yaklaşımlarına prim verildiğinde, kentler deprem karşısında savunmasız kalır. Bu nedenle, halkımızın sağlığı ve can güvenliği için, kamucu ve toplumcu bir kent planlama yaklaşımı yeniden tesis edilmelidir. Farklı mesafelerde olması bu binaların yapım aşamasıyla ilgili sorunlar olduğunu gösteriyor. Her zaman dendiği gibi deprem değil binalar öldürüyor. Şu an bu bölgede 450 bin nüfus yaşıyor. Bu nüfusun çoğu sokakta. Bu insanların normal hayatlarına bir an önce dönmeleri gerekiyor. Mevcut fay hattında artçı depremlerin olacağı, ancak daha büyük deprem olmayacağı konusunda ortak bir görüş mevcut” diye konuştu.

izmir-depremindeki-yikim-imar-affinin-sonucudur-799492-1.

ASIL OLAN TAKIM ELBİSELİLER DEĞİL

Son olarak Akdemir, şunları dile getirdi:

“24 saat geçti deprem üzerinden. Depremden sonra saat 23.00'a kadar herhangi bir koordinasyon sağlanamadı. Bütün kurum ve kuruluşların risk üzerinde durması gerekmektedir. Haber akışı da doğru şekilde sürdürülmemektedir. Asıl çalışma hasarlı binaların tespitine ve yurttaşların evlerine bir an önce girmelerini sağlamaktır. Asıl olan takım elbiselerin değil, madenciler gibi kazma kürekle gelip enkaz altında çalışmaktır. İzmir depremi, imar affının ortaya çıkaracağı tehditler için uyarı niteliği taşımaktadır. İmar affı adı altında, ruhsatsız ve depreme dayanıklılığı tartışmalı birçok yapının, İzmir’deki yapı stoğunun içerisine dahil edildiği malumdur. Yıkım, imar affının sonucudur. Yıkılan binalar arasında, imar barışından faydalanan binalar olup olmadığı şu anda bilinmemekle birlikte, temel olarak oy kaygısının tetiklediği imar aflarının, depremde can ve mal güvenliğini tehlikeye attığı herkes tarafından bilinmelidir. Bugün rant uğruna görmezden gelinen ya da devletin resmi kayıtlarına geçirilen, kaçak yapıların, depremlerde bir tabuta dönüşme olasılığı unutulmamalıdır.”