İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde İzmir Alsancak Gündoğdu Meydanı'nda açıklama yapıldı. Açıklamada  ‘Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünya’ vurgusu yapıldı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Alsancak’tan seslendi: Halklar savaş değil barış istiyor!

BİRGÜN EGE

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Alsancak Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen açıklamaya HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, Batman Milletvekili Nejdetİpekyüz, Mardin Milletvekili Pero Dündar, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit katıldı. Dünya’da yaşanan savaşların/çatışmaların gerekse de pandeminin bedelini, savaşları çıkaranlar, pandemiye yol açan politikaları uygulayanlar değil yoksullar, ezilenler, emekçiler, kadınlar, çocuklar ödediği vurgulanan açıklamada mücadele çağrısı yapıldı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen 2 No'lu Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam, “Eşitliği, özgürlüğü, farklılığın zenginlik olduğunu, çoğunluğun olduğu kadar azınlığın da yaşam alanı bulması gerektiğini, hoşgörüyü, paylaşımı oluşturandır demokrasi. Büyük insanlık ailesinin her unsuru olarak bu zenginliğin yaşatılmasının ve bu bakış açısının egemen kılınması gerektiğinin farkında olmalıyız. Edilgen olmayıp “yaşam” adı verilen bu yüce değere sahip çıkmak gerekir. Sesimiz yönetenleredir. 21. yüzyılın ve sonrasının karanlığa mahkûm olmaması için sorumluluğunuz vardır. Sizler ki bizleri insanlık onuruna yaraşır bir biçimde yaşatma olanaklarını sağlamak için, bizler tarafından seçilmiş kişilersiniz. Öz olan, asıl olan halklardır. Büyük insan topluluklarını oluşturan halkların bir arada, eşit, özgürlükçü ve barış içerisinde yaşamlarını sürdürmeleri en temel görevinizdir. Ancak ne yazık ki ortaya koyduğunuz görüntü; ötekileştirici, ayrıştırıcı, baskılayıcı savaş politikalarınızdır” dedi.

izmir-emek-ve-demokrasi-gucleri-alsancak-tan-seslendi-halklar-savas-degil-baris-istiyor-775904-1.

'BU GİDİŞATI DURDURABİLİRİZ'

Sadece Türkiye’de değil bölge coğrafyasında da büyük sorunlar olduğunu belirten Beyazadam sözlerini şöyle bitirdi:

“Emperyalist gerici güçler, aynı amaçlar ile sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Yol açtıkları mültecilik, göçmenlik karşıtlığı üzerinden ırkçılık yükseltiliyor, oya ve sermayeye dönüştürülüyor. Halklar arasındaki milliyet, dil, din, etnik kimlik farklılıklarını düşmanlaştırma politikalarına, savaşlara gerekçe haline getiriyorlar. Açlığa, susuzluğa ve sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği umurlarında değil. Karlarını arttırarak kasalarını dolduruyor ve yeni çatışmaların fitilini ateşliyorlar. Gelinen noktada iktidarların dili dönüp dolaşıp savaşa gelmektedir. Doğayı yıkıma uğratıp bozdukları doğal yapının sonucu olarak ortaya çıkan ölümcül felaketlere de “doğayla savaş”, covid – 19 salgınının yarattığı yıkımda hiç payları yokmuş gibi pandemiyi kastederek “görünmeyen düşmanla savaş halindeyiz” diyorlar. Bir arada yaşama irademizi en büyük tehdit olarak görüyorlar. Tablo karamsar ancak çaresiz değiliz. Bu gidişatı durdurabiliriz. Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var! Bunun yolu eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış mücadelesinden geçiyor. Barış, özgürlük ve eşitlik paydası altında birlikte ve ortak mücadele bir arada yaşamının zemini de oluşturacaktır. Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür. Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için gidişattan rahatsız olan, geleceğe dair kaygıları bulunan herkesi omuz omuza ortak mücadeleye çağırıyoruz. Bu alandan haykırıyoruz: Halklar Savaş Değil Barış İstiyor!”