İzmir Gazeteciler Cemiyeti, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, gazetecilerin baskıya ve şiddete maruz kaldığını söyledi.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti: Habercilik özgür değil

BİRGÜN EGE

İzmir Gazeteciler Cemiyeti, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde açıklama yaparak, her yıl 3 Mayıs'ta söylenenleri tekrarlamanın meslek ve ülke demokrasisi adına utanç verici olduğunu belirtti. Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun insan hakları ile basın ve ifade özgürlüğü anlamında kaygı verici olduğu ifade edildi.

Bu yıl da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde umut veren gelişmelerin yaşanmadığı belirtilen açıklamada, "Haberciliğin özgür olmadığı, meslektaşlarımızın tutsak edildiği, her gününü işsiz kalma endişesi ile yaşadığı, basın kuruluşlarının hem ifade özgürlüğü hem de ekonomik kaygılarla ayakta kalma mücadelesi verdiği dönemde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Mesleğimiz ve meslektaşlarımız ayrımcılığa, baskıya maruz kalıyor. Gazetecilik halkın haber alma hakkı için çalışan, özünde insan olan saygın bir meslektir. Gazeteciler yaşadığı coğrafyadan ve devirden bağımsız olamaz. Tarihin en önemli tanıklarıdır. Gazetecilik ve gazeteciler itibarsızlaştırılamaz" denildi.

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 2021 yılında Türkiye'nin 180 ülke içinde 153'üncü sırada yer aldığı hatırlatılan açıklamada, "TGS verilerine göre 2021 yılında 43 basın emekçisi cezaevinde. Açıklanan diğer raporlara göre onlarca gazeteci görevini yaparken saldırıya maruz kaldı, gözaltına alındı. Yüzlercesi yargılandı. Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan genelge, kolluk kuvvetlerinin yasalara aykırı eylemlerini gizleme çabasıdır. Yasal düzenlemeler dikkate alındığında genelgenin bir tür sansür uygulaması olduğu açıkça görülmektedir. Halkın bilgi edinme hakkı engellenmektedir" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, son olarak şunlar kaydedildi: "Korku ikliminin egemen olduğu basın sektöründe her türlü dayatmaya rağmen özveriyle çalışmaya, mücadele etmeye devam ediyoruz. 3 Mayıs’ı, 10 Ocak’ı, 24 Temmuz’u onuruna yakışır, coşkuyla kutlayacağımız günlere kadar mücadele ve dayanışma ruhundan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz."