Tarım alanlarına ve kötü zemine inşa edilen kentler, kötü yapı stoku Ege’de milyonlarca insanı deprem tehdidiyle baş başa bırakıyor. Son deprem de gösterdi ki çözüm için kaybedecek bir saniye bile yok.

İzmir’in bir dakikası bile yok!

Aycan KARADAĞ / Berkay SAĞOL

İzmir, 30 Ekim’de meydana gelen Samos merkezli 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından yaralarını sarmaya çalışıyor. Depremde bir hafta geride kaldı. Bu süre zarfında 114 yurttaşımız hayatını kaybederken, binin üzerinde yurttaşımız da yaralandı.

Deprem en çok Bayraklı ve Bornova’da hissedildi. Bu bölgede 8 bina kısmen, 5 bina tamamen yıkıldı. Depremin bu bölgede etkili olmasının sebebini uzmanlar, bölgen zeminin alüvyon olmasına bağlıyor. Bu binaların tamamının ruhsat tarihinin 1999 öncesi olduğu öğrenilirken, yıkılan yapıların birçoğunun zemin katlarının dükkân ya da otopark amaçlı olarak kullanıldığı gözlendi.


Depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, evlerini tahliye etmek zorunda kalan yaklaşık 15 bin kişinin olduğunu açıkladı. Depremzedelere ilk andan itibaren başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çok sayıda belediye, siyasi parti ve STK’lar destek verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, depremzedeler için 20 gün içinde Bayraklı’da bin kişilik konteyner kent kurulacağını, yeni binaların yapımına da 1 ay içinde başlanacağını söyledi.

Deprem sonrası İzmir’de bundan sonra ne yapılmalı sorusu sorulmaya başlandı. BirGün olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi ve meslek odaları temsilcileriyle görüşerek İzmir için ilk alınması gereken önlemleri sorduk.

GÜÇLÜ BİR ALTYAPI DONANIMI HAZIRLADIK

Tunç Soyer (İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı):
Yeni bir sayfa açıyoruz. ‘Bir kira bir yuva’... Bildiğimiz gibi çadırda yaşayan vatandaşlar için verdiğimiz hizmetler artarak devam ediyor. Ama çadır hayatı kış bastırdıkça ne kadar tedbir alırsak alalım konfor sağlamada zorlanacağız. Mutlaka vatandaşların başlarını sokacak evler lazım. Askıda kira mı dersiniz, bir biçimde bir yuvayı yaratmak mecburiyetindeyiz. En hızlı ve kolay biçimde bunu sağlamak mecburiyetindeyiz. Çok güçlü bir altyapı donanımı hazırladık. Bu sadece İzmir için değil. Türkiye’nin her yerinde uygulanabilir bir altyapıya dayanarak hazırlandı. İhtiyaç sahipleriyle bu ihtiyacı karşılama gücüne sahip olanları buluşturuyoruz. Aynı Halkın Bakkalı ve uyku tulumunda yaptığımız gibi. Ana fikir bu. İnsanları buluşturuyoruz. Evi oturulamaz hale gelmiş, yıkılmış vatandaşların TC kimlikleri, isimlerini web sayfamıza koyuyoruz. Web sayfamızda bu vatandaşlarımıza kira yardımı yapmak isteyenler için 2 bin liralık bir bedel öngördük. Kışı atlatmaları için 5 aylık bir zaman dilimi tespit ettik. 10 bin lira karşılığında 5 aylık ev kiralanması mümkündür.

1999’dan önce yapılmış binalarda sorun olduğunu düşünüyoruz. 1999’dan sonra çıkan deprem yönetmeliği yasa koyucunun hassasiyet göstermesiyle şekillenmiş bir yönetmelik. Çok daha titiz... 1999 öncesinde toplumda böyle bir hassasiyet de olmadığı için daha esnek. Nitekim ağır hasar gören 17 binanın tamamı 1992-1997 tarihleri arasında yapılmış. Bu bilgiden yola çıkarak 1999 öncesinde ruhsat almış binaların İzmir’de tek tek kontrolünü yapacağız. Her binayla ilgili deprem karnesi verme çalışmasını başlatıyoruz. Sadece bunlarla da sınırlı kalmayacak, tüm İzmir’e yayacağız. Bu şehirde yaşayan herkesin güvenli bir şehirde yaşadığına inanmasını istiyoruz. Bu şehirde yaşayan herkesin şehre güven duygusunu oluşturmak zorundayız. Bu da tek tek binaların güvenli olduğunu göstereceğiz. Envanteri mutlaka yapacağız. Deprem güvenlik karnesi çıkartacağız. Bu uzun bir yolculuk olacak belki ama önce 1999 öncesi ruhsatlandırılmışlarla ve özellikle zemin katı ticarethaneye döndürülmüş olanlarla başlayacağız. Bunlar sır değil. Şu veya bu binayla sınırlı değil. Benzer durumlar bunu günışığına çıkarmak istiyoruz. Tek tek Ahmet’i Mehmet’i suçlayarak bunu yapmak peşinde değiliz. Bundan sonra en temel görevimiz olarak çalışacağız. Önümüzde bütçe görüşmeleri var. Bu öncelik gözetilerek bütçe hazırlanacak.

RİSKLİ BİNA ENVANTER LİSTESİ OLUŞTURULMALI

Sinancan Öziçer (Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı):
Riskli bina envanter listesi oluşturulmalı. Depremden sonra orta ve ağır hasarlı binalar var. Yüzlerce var. Tüm İzmir’de olduğunu görüyoruz. Bu tarz riskli yapı tespiti yapılmalı. Çevresindeki binalar da buna dahil. Ardından ise ada bazında kentsel dönüş yapılmalı. En acil yapılması gereken çözüm bu. Diğer faktörler sabit. Zemin, faylar, coğrafya gibi faktörleri değiştiremezsiniz. Zemine özelliklerine uygun ve son yönetmelikler uygun bir şekilde binalar tasarlanırsa herhangi bir depremde en az hasarla kapatılır. Son deprem yönetmeliklerine göre yere zemin sınıfı özelliklerine bakılarak depreme dayanıklı yapılar yapılmalıdır. 1999 yılında deprem master planı yapıldı. Aradan kaç yıl geçti. Bunun revize edilmesi gerekiyor. Yeni yapılacak planlarla çok ayrıntılı zemin incelemesi yapılarak binaların düzenlemesi gerekiyor.

HEDEF TÜM BİNALARIN KONTROL EDİLMESİ OLMALI

İlker Kahraman (Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı):
İzmir genelindeki tüm hasarlı binaların tespitinin yapılması gerekiyor. Şu anda hasar tespit çalışmaları yapılıyor ama sadece gözle ve yüzeysel olarak gerçekleşiyor. Bu binaların tamamında çok ciddi teknik çalışmalar yapılması ve detaylı bir şekilde raporlandırılması gerekiyor. İzmir’in merkezinde gerçekleşecek olası bir depremin çok daha ciddi yıkıcı etkileri olabilir. İzmir genelindeki bütün binalar, 2019 yılındaki deprem yönetmeliğine göre yapılmalı. Bu tabii çok ciddi bir emek, güç ve zaman isteyen bir iş. Bu binaların testi öncelikle gönüllüğe bağlı yapılabilir ancak belli bir süre içinde her bina için yapılmalı. Binaların beton sınıfının ve çeşitli özelliklerinin detaylı raporlandırılmasının ardından güçlendirmeye ihtiyaç duyulan binaların güçlendirilmesi gerekiyor. İzmir genelinde bina sayısı çok fazla ancak bu tespitin olabildiğince hızlı yapılması gerekiyor.

TÜM İZMİR ELDEN GEÇİRİLMELİ

Eylem Ulutaş (İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı):
Bir bütçe açıklandı ama bu nasıl değerlendirilecek bilinmiyor. Bunun detaylı açıklanması lazım. Bir an önce yapı stokunun elden geçirilmesine yönelik çalışma yapılması lazım. Bunun için daha önce yaptığımız çalışmalar vardı. Tüm İzmir’e uygulanması lazım. Bunda sıralama yapılır. Bir anda bütün İzmir’in binalarını elden geçirmek mümkün değil. Ama öncelikli olanlar için bir çalışma yapılabilir. Kamu binaları bu konuda çok önemli. Buraların öncelik verilmesi lazım. Deprem için hazırlık bir organizasyon. Deprem toplanma alanları, ulaşım, iletişim, yardım ekipleri gibi konular. Bu alanda bazı sıkıntılar yaşadı. Başta trafik felç oldu. Bunun bir bütünsel olarak yapılması lazım. Bunun uygulanması gerekir. Bu beklenen bir deprem değil. Beklenen deprem için yapı stoku olursa riskli yapılar belli olur ama önlemler ona göre oluşturulur.

***


Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal: Artık bölgede enkazlar kalkıyor. Bu saatten sonra birinci önceliğimiz çadırlarda yaşayan yurttaşları barınacakları alanlara götürmek. Çadırlarda kalan yurttaşlarımızın durumu için envanter hazırlıyoruz. Kirada oturan yurttaşlarımızı destek olarak kalıcı bir eve yerleştireceğiz. Yıkılan binaların dışında 105'ten fazla bina ağır hasarlı olduğu için acil olarak yıkılacak. Bu yıkım sayısı artabilir. Geri kalan yurttaşların sağlıklı evlere kavuşması için çalışmalarımızı hızlıca yapmamız gerekiyor. Çadırlardaki ihtiyaçları şu anda karşılıyoruz ancak kış şartları geliyor. O yüzden yurttaşlarımıza bir an önce sağlıklı şartlarda barınacakları evlere kavuşturmamız gerekiyor. Bölgede zeminden ziyade inşaat yapısı önemli. Yıkılan binaların çoğu 1999'dan önce yapılmış ve altı dükkan. Türkiye'nin her bölgesine özgü yeni bir imar planı gerekiyor. Bu düzenlemelerin Meclis'ten hızlıca geçmesi gerekiyor.

***

‘İmar barışı büyük bir tehdit ortaya çıkardı’

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu: İzmir depremi, özellikle kent merkezlerinde, belirli nüfus ve yapı yoğunluk değerlerinin aşılmaması gerektiğini bizlere göstermiştir. Yatırımcısından köylüsüne, inşaat patronundan ücretli çalışana kadar neredeyse herkes, ekonomik olarak daha rahat bir yaşam sürebilmek için, arsasının imara açılmasını, konutlarına ilave kat hakkı tanınmasını istemektedir. Bu yaklaşım, bir bütün olarak kentlerimizi tehdit etmekte, rant dışında bir şey gözü görmeyen fırsatçı sermaye için, kentlere saldırma olanağı tanımaktadır. Özellikle kent merkezinde kentsel yenileme ve revizyon adı altında, yoğunluk artışına neden olan plan değişiklikleri yapılmasına son verilmeli, riskli alanlarda, hızla bir yoğunluk düzenlemesi yapılmalıdır. Depremin hemen ardından, acil müdahale edilmesi gereken alanlara ulaşım güçlüğü yaşanmasına neden olacak bir trafik yoğunluğu oluşmuştur. Bu durum, sadece, sevdiklerinin ve kendilerinin güvenliğinden endişe eden ve bu nedenle hareket etmek zorunda kalan insanlar ile açıklanamaz.