İzmir Sağlık Platformu, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, kadım doğum asistanı olarak görev yapan bir hekimin hasta yakını tarafından şiddete maruz kalmasına tepki gösterdi. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, en temel olan yaşam haklarının korunmadığını söyledi.

İzmir Sağlık Platformu: Ölmek istemiyoruz

BİRGÜN EGE

İzmir Sağlık Platformu, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kadın doğum asistanı olarak görev yapan Mücahit Furkan Balcı'nın şiddete maruz kalmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan açıklamada, İzmir Sağlık Platformu adına ortak basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak okudu.

Prof. Dr. Kaynak, 'ölmek istemediklerini' vurgulayarak, sabahları hastaneye yani işyerlerimize giderken, dönüp dönmeyeceklerini bilmek istediklerini söyledi. Prof. Dr. Kaynak, "Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, hastalarına bakmakta olan bir meslektaşımız, insanlık dışı bir nedenle ve yine insanlık dışı canice bir saldırıya maruz kalmış ve ağır yaralanmıştır. Yıllardır giderek artan sağlık terörünün nedeni sağlıkta dönüşüm politikalarıdır, sağlık sistemini oy kaynağı olarak kullanma çabasıdır. Kışkırtılmış sağlık talebidir ve kamu yönetiminin herkese sağlık yerine hastalık vaat etmesidir" dedi.

"BU BİR ACİZLİK MİDİR? YOKSA BİR POLİTİKA MIDIR?"

Tıkanmış sağlık sistemini çalışıyormuş gibi göstermek için, yalan bir algı yaratmak için, beş dakikada, üç dakikada bir hasta bakılmasına programlanmış saçma elektronik sistemlerle halkın kandırılmaya devam edildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Kaynak, "Bu konuda hükümet ve bir kısım siyasi partiler samimiyetsizdir. Nerden anlıyoruz… 1 Ağustos'ta olağanüstü ‘sağlıkta şiddet’ çağrısı ile TBMM’nin bileşimine katılmayıp meclis kulisinde oturan partiler ve milletvekilleri bunun sorumlusudurlar. Hastanelere ne elektronik, ne insan gücü ne de hukuki güvenlik sağlamamakta ısrarlı davranan kamu yöneticileri bu sürecin sorumlusudurlar" diye konuştu.

Prof. Dr. Kaynak şunları söyledi: "Hekimlerle ve sağlık çalışanları ile alay eder gibi kişisel korunma eğitimi alma tavsiyesine kadar giden bir kamu yönetimine, en temel hakkımız olan can güvenliği ve yaşam hakkımızı bile koruyamayan kamu yönetimine sesleniyoruz… Neredesiniz? Ne yapıyorsunuz? Kamu adına hizmet eden hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumak için parmağınızı kıpırdatmıyorsunuz. Bu bir acizlik midir? Yoksa bir politika mıdır? Sağlık sistemini oy deposu görenleri de sağlıkta terörü görmezden gelerek destekleyenleri de tarih affetmeyecektir, sağlık çalışanları ve hekimlerimiz affetmeyecektir. Bizler hekimler ve sağlık çalışanları sadece sağlıkta terörü değil bunu bir politika haline getirenleri de tarihin karanlığına mahkûm edeceğiz."